Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

Nazilerin partisinden Mussolini’nin mirasçılarına |

Avrupa’da aşırı sağ yükselişte

Nazilerin partisinden Mussolini’nin mirasçılarına |

Almanya’da aşırı sağcı AfD’nin yasaklanması tartışılırken ve demokratik partilerin onunla işbirliği tabu olarak görülürken, pek çok Avrupa ülkesinde yükselişte olan aşırı sağcı partilerle işbirliği ve yakınlaşma gittikçe normalleşiyor.

HABER MERKEZİ – Almanya’da iç istihbarattan sorumlu olan Federal Anayasayı Koruma Teşkilatı, Almanya için Alternatif (AfD) partisini Mayıs başında “kesin olarak aşırı sağcı” olarak sınıflandırdı.

DW Türkçe’nin haberine göre AfD, karara karşı yasal yola başvurarak itiraz etti ve partinin bu şekilde sınıflandırılması şimdilik askıya alındı. Almanya’da AfD’nin tamamen yasaklanması yönündeki tartışmaları da yeniden alevlenirken, son bir haftada birçok kentte “AfD yasaklansın” gösterileri düzenlendi.

Almanya’da aşırı sağcı partiyle temas ve yakınlaşma bir tabu olarak görülürken, pek çok Avrupa ülkesinde temas bir yana, işbirliği bile yapılıyor. İşte bazı Avrupa ülkelerindeki aşırı sağcı partiler ve siyasi etki güçleri:

×

AVUSTURYA’DA NAZİLERİN KURDUĞU PARTİ

Herbert Kickl liderliğindeki Avusturya Özgürlük Partisi’nin (FPÖ) aşırı sağcı olarak görülmediği Avusturya’da Başbakan ve muhafazakâr Avusturya Halk Partisi (ÖVP) Başkanı Christian Stocker, onlarla bugün dek iki kez koalisyon hükümeti kurdu.

Stocker, FPÖ’yü aşırı sağcı parti olarak değerlendirmediği için aşırı sağcı partilerle işbirliği yapılmamasını tanımlayan ve “güvenlik duvarı” diye bilinen prensibi de uygulamıyor.

İlk koalisyon, o dönemde AB’de büyük bir skandala yol açmış ve diğer AB ülkeleri, Viyana hükümetiyle olan ilişkilerini asgari seviyeye çekmişti.

Avusturya parlamento tarihinin en eski partilerinden biri olan ÖFD, 1955’te eski Naziler tarafından kurulmuş, zamanla görece ılımlı bir çizgiye kaymıştı.

FPÖ de göç, küreselleşme ve AB karşıtı. Ancak yerel ve ulusal düzeyde birçok kez iktidara gelmiş olması nedeniyle, FPÖ daha uzlaşmacı ve daha az ideolojik bir tutum sergiliyor.

FRANSA’DA LE PEN’LE İKTİDARA ADAY

Fransa’daki aşırı sağcı partinin tarihi de eski. 1972’de kurulan Rassemblement National (RN), uzun bir yol kat etti ve partinin kurucusu Jean-Marie Le Pen’den bayrağı kızı Marine Le Pen devralarak partinin Front National (Ulusal Cephe) olan ilk adını bugünkü haline çevirdi.

Göçmen ve İslam karşıtı bir çizgide siyaset yürüten partinin lideri Le Pen üç kez cumhurbaşkanlığına aday oldu, her defasında ikinci tura kalsa da seçimi kaybetti. Ancak her seçimde oy oranını artırmayı başardı.

 

Halihazırda “kamu kaynaklarını kötüye kullandığı” gerekçesiyle beş yıl süreyle siyaset yasağı bulunuyor. Yine de bu yasağın kaldırılması halinde kendisi ya da parti lideri Jordan Bardella’nın aday olması halinde, anketlere göre ilk turu kazanma şansları yüksek. 2024 parlamento seçimlerinde RN, en güçlü parti konumuna geldi.

İTALYA’DA MUSSOLİNİ’NİN MİRASÇILARI

İtalya’da 2012’de kurulan aşırı sağcı İtalya’nın Kardeşleri (Fratelli d’Italia) partisinin lideri Giorgia Meloni.

Fratelli d’Italia’nın birçok üyesi, İtalya’nın Nazizm’e özgü türevi olan faşizmi, “olumlu bir tarihsel dönem” olarak görüyor. Meloni, “faşizmle sorunsuz bir bağım var” demiş ve diktatör Benito Mussolini’yi “iyi bir siyasetçi” olarak tanımlamıştı.

2022’de partisinin iktidara geldiği seçim kampanyasında sloganı “Tanrı, Aile, Vatan”dı. Meloni ve partisi, özellikle toplumsal konularda radikal sağ çizgide: Kürtaj, LGBTİ+ ve göçmen karşıtı tavırlarıyla öne çıkıyor.

×

“İSVEÇ İSVEÇLİ KALMALI”

1988’de kurulan İsveç Demokratları, köken olarak “İsveç İsveçli kalmalı” adlı aşırı sağcı harekete dayanıyor. Jimmie Åkesson liderliğindeki aşırı sağcı partinin 2022 seçimlerinde parlamentoda ikinci en büyük parti oldu. O zamandan beri, muhafazakâr Başbakan Ulf Kristersson’un azınlık hükümetini destekliyor.

Partinin en önemli gündemi göç. Özellikle büyük şehirlerde artan çete şiddeti, İsveç Demokratlarına burada ciddi oy artışı getirdi.

HOLLANDA’DA HÜKÜMET ORTAĞI

2023 seçimlerinden bu yana Geert Wilders’in liderliğindeki aşırı sağcı Özgürlük Partisi (Partij voor de Vrijheid – PVV) Hollanda’daki en büyük siyasi güç haline geldi.

Foto: Reuters

Şu anda üç partiyle birlikte koalisyon hükümetini oluşturuyor. Ancak Wilders’in radikalliği nedeniyle, başbakan olarak partili olmayan Dick Schoof tercih edildi.

Partinin temel gündemi göç karşıtlığı ve özellikle İslam’a karşı mücadele. Wilders, Ku’ran-ı Kerim ve yeni cami inşalarının yasaklanmasını savunuyor.

İNGİLTERE’DE KORKULU RÜYA

İngiltere’de aşırı sağcı Reform Birleşik Krallık (Reform UK) birçok değişim geçirdi: Önce AB karşıtı UK Independence Party’den (Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi) ayrıldı, ardından Brexit sürecine odaklanan Brexit Party olarak sahneye çıktı.

Brexit’in gerçekleşmesinin ardından, Reform UK (Reform Birleşik Krallık) adını aldı. Britanya siyasetinin “korkulu rüyası” olarak anılan Nigel Farage, tüm bu aşamalarda belirleyici rol oynadı.

Bugün Reform UK’in temel gündemi, göçmen sayısının radikal biçimde düşürülmesi. Farage, bu konuda hem iktidardaki İşçi Partisi’ni hem de Muhafazakârları “eylemsizlikle” suçluyor. Bu söylem etkili oldu: Yerel seçimlerdeki başarının ardından Başbakan Keir Starmer, yasa dışı ve iş gücü göçünü sert şekilde kısıtlayacağı sözünü verdi.

Son anketlerde Reform UK, İşçi Partisi ve Muhafazakârları baş başa görülüyor.

Benzer Haberler