DEM Parti, AİHM’in Demirtaş hakkında verdiği hak ihlali kararının ardından TBMM Başkanlığı’na başvurarak, Kobani davasındaki tutuklu siyasetçilerin serbest bırakılması için genel görüşme açılmasını istedi.
HABER MERKEZİ – Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekilleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Sezai Temelli, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Selahattin Demirtaş hakkında verdiği ihlal kararının ardından Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’na başvurdu.
DEM Partili vekiller, AİHM kararlarının uygulanması ve Kobani davasında tutuklu bulunan siyasetçilerin serbest bırakılması amacıyla Meclis’te genel görüşme açılması çağrısında bulundu.
TBMM Başkanlığı’na sunulan dilekçede Kobani davası için “Bu dava, esasen siyasi amaçlarla yürütülen bir yargılama süreci olup, hukuk zemininden kopuşun somut göstergelerinden biri haline gelmiştir” ifadelerine yer verildi.
Dilekçede gerekçe olarak şu ifadelere yer verildi:
×Selahattin Demirtaş ve Kobani Davası kapsamında benzer suçlamalarla tutuklu bulunan diğer siyasetçilerin tutukluluklarının siyasi amaçlarla sürdürüldüğü ve hukuka aykırılık teşkil ettiği, yargılamalarda ciddi usul ve hak ihlalleri yaşandığı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının bu ihlalleri açık biçimde ortaya koyduğu tespit edilmiştir. Bu bağlamda, Kobani Kumpas Davası sürecince yapılan yargılama ve verilen hükümlerin demokratik siyasete, ifade özgürlüğüne ve yargı bağımsızlığına etkilerinin ortaya konulması; yürütülecek yasal ve siyasal çalışmaların, hukuki-demokratik standartlara uygun adımların belirlenmesi; ulusal mevzuat ve uluslararası sözleşmelerden doğan yükümlülüklerin derhal yerine getirilerek AİHM kararlarının gecikmeden uygulanmasına yönelik gerekli adımların ivedilikle atılması Meclis’in sorumluluğundadır.
AİHM’DEN YENİ BİR İHLAL KARARI
AİHM, yaklaşık 9 yıldır cezaevinde bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında yeni bir hak ihlali kararı daha vermiş, kararın ardından açıklama yapan Demirtaş’ın avukatları, tahliye ve beraat kararının yasal bir zorunluluk olduğunu vurgulamıştı.