Arjantin’de parlamento seçimlerini aşırı sağcı Devlet Başkanı Javier Milei liderliğindeki iktidar partisi İlerleyen Özgürlük kazandı.
HABER MERKEZİ – Arjantin’de 26 Ekim pazar günü parlamento seçimleri gerçekleştirildi. İlk sonuçlara göre, Devlet Başkanı Javier Milei’nin partisi La Libertad Avanza (İlerleyen Özgürlük) yüzde 40,84 oy oranıyla seçimden zaferle çıktı.
Seçime katılım oranı yüzde 67,85 olarak kaydedildi. Bu oran, Arjantin’in 1983’te demokrasiye dönüşünden bu yana en düşük oran olarak kayıtlara geçti.
İKTİDARDAN BAŞARI, MUHALEFETTEN YENİLGİ
Peronist muhalefetin oluşturduğu Fuerza Patria (Vatan Gücü) ise oyların yüzde 31,64’ünü alabildi. Milei’nin partisi, başkent Buenos Aires olmak üzere Cordoba, Santa Fe ve Mendoza gibi önemli eyalet ve bölgelerde de başarı kazandı.
Senato’daki 24 sandalyeden 13’ünü, alt meclisteki 127 sandalyeden ise 64’ünü kazandı.
Muhalefet ise 7 Eylül’de gerçekleştirilen eyalet seçimlerinde başarılı olduğu Buenos Aires’te beklenmedik bir yenilgi yaşadı.
Bu sonuçlarla iktidar, reform projelerini hayata geçirmek ve muhalefetin başkanlık kararnamelerini engelleme girişimlerini etkisiz hale getirmek için ciddi bir avantaj elde etti.
La Libertad Avanza, Senato’da 8 seçim bölgesinden 6’sını kazanmasına rağmen, kemer sıkma politikalarını hayata geçirmek için gerekli üçte bir çoğunluğa henüz ulaşamadı.
MILEI: REFORM YOLUNDA İLERLEMEMİZ GEREKİYOR
Buenos Aires’teki parti merkezinde konuşan Milei, yeni Kongre’nin ülkenin rota değişikliğini sağlamada kritik öneme sahip olacağını belirterek, “Bugün açıkça Arjantin için tarihi bir gün oldu. Önümüzdeki iki yıl boyunca, başlattığımız reform yolunda ilerlememiz gerekiyor” ifadesini kullandı.
Milei, Arjantin’in büyümesi ve kalkınması için reformların gerekli olduğunu savunarak, “10 Aralık’tan itibaren, şüphesiz Arjantin tarihindeki en reformist Kongre’ye sahip olacağız” dedi.
🚨🇦🇷
Huge electoral victory for Javier Milei in the midterm elections.His party won 41% of the votes and will increase its number of deputies in the parliament from 37 to 101 while the number of senators will increase from 6 to 20
pic.twitter.com/0BU5jKNbRa— Jaimy3☘️ (@abGX843o4G29686) October 27, 2025
SEÇİM SONUÇLARI NE ANLAMA GELİYOR?
İktidar partisinin Temsilciler Meclisi’nde bazı eyaletlerdeki zaferi, Milei’nin reform ve ekonomi programlarını daha rahat ilerletmesini sağlıyor. Ancak Senato’daki üçte birlik çoğunluğun eksikliği, bazı yasaları veto etme veya engelleme yetkisini sınırlıyor.
Arjantin’de geleneksel olarak güçlü olan Peronist partiler, özellikle Buenos Aires eyaletindeki yenilgiyle birlikte muhalefetin siyasi etkisinin kısa bir süreliğine azaldığını gösteriyor.
Milei’nin aşırı sağcı söylemleri ve radikal ekonomi reform vaatleri ise toplumda hem destek hem de karşıt tepkileri güçlendirmiş olduğu yorumlarına yol açtı.
‘CAN SİMİDİ’ DONALD TRUMP’TAN
Milei’nin müttefiki ABD Başkanı Donald Trump, oylama öncesinde ABD’nin Arjantin için yakın zamanda duyurduğu 40 milyar dolarlık can simidinin, Milei’nin siyasi ivmeyi korumasına bağlı olacağını açıkça belirtmişti.
Milei’nin destekçileri bu gelişmeyi memnuniyetle karşılarken, eleştirmenler Trump’ı Arjantin seçimlerine yabancı müdahalede bulunmakla suçladı.
‘MİNİ TRUMP’ MILEI VE ‘MOTORLU TESTERE’ HAMLESİ
Kendisini anarko-kapitalist olarak tanımlayan ancak “Mini Trump” olarak adlandırılan Javier Milei, 2023 seçimleri öncesi merkez bankasını kapatmatyı ve dolarizasyon vadetmişti. Kürtaj karşıtı ve iklim inkarcısı olan Milei’nin lakabı ise “El Loco”, yani “Çılgın Adam”.
Bu seçimler, 2023’te göreve gelmesinden bu yana Milei’nin popülaritesinin ilk ulusal sınavıydı. Milei, devlet harcamalarını mecazi anlamda “motorlu testere” ile kısma sözü vermişti. Seçim mitinglerinde gerçek bir testere kullandı.
O zamandan beri eğitim, emeklilik, sağlık, altyapı ve sübvansiyon bütçelerini kesti ve on binlerce kamu sektörü çalışanını işten çıkardı.
Trump’ın da aralarında bulunduğu destekçileri, göreve gelmeden önce yıllık üç haneli rakamlara ulaşan enflasyonu kontrol altına aldığı, açığı azalttığı ve yatırımcı güvenini yeniden sağladığı için onu alkışlıyor.
Ancak eleştirmenleri, bunun bedelinin iş kayıpları, üretimde düşüş, kamu hizmetlerinin çökmesi, insanların alım gücünün düşmesi ve yaklaşan bir ekonomik durgunluk olduğunu savunuyor.



