Sevda Çetinkaya
Silahlar sustuğunda barış gelmiş sayılır mı?
Hayır.
Çünkü barış, yalnızca çatışmanın bitmesi değil; adaletin, güvenin ve insan onurunun yeniden inşa edilmesidir.
Çatışmalı bir dönem nasıl, hangi hukuki çerçevede ve hangi insani yöntemlerle sona erdirilebilir?
Bugün Türkiye’nin önünde duran soru da tam olarak budur.
Silahlı çatışmanın sona erdirilmesi, yalnızca askeri bir mesele değil; aynı zamanda hukuki, toplumsal ve insani bir dönüşüm sorunudur.
Burada uluslararası insancıl hukuk devreye girmeli diye düşünüyorum.
Bu uluslararası insancıl hukuki çerçevenin temel dayanağı da 1949 tarihli dört Cenevre Sözleşmesi ve 1977’de kabul edilen ek protokolleri olabilir.



