İlk genel kurulunun sonuç bildirgesini yayımlayan Barış İçin LGBTİ+ İnisiyatifi (bil+), barış süreci, kayyumlar ve artan nefret söylemlerine dikkat çekerek, “LGBTİ+’lara karşı bir savaş devam ederken, barış toplumsallaşamaz. Bizler; yok sayılanların, susturulanların, ‘sapkın’ ilan edilenlerin barış iradesiyiz. Hafızamızda açılan yaraları, birbirimizi sağaltarak ve dayanışarak iyileştireceğiz. Barış, bizimle gelecek” dedi.
HABER MERKEZİ – Barış İçin LGBTİ+ İnisiyatifi (bil+), 10 şehirden LGBTİ+ hak savunucularının katılımıyla 5 Aralık’ta Diyarbakır’da gerçekleştirdiği 1. Genel Kurulu’nun sonuç bildirgesini yayımladı.
İnisiyatif, yayımladığı bildirgede önümüzdeki dönemin stratejisini “Nefrete karşı yaşamı, savaşa karşı barışı örgütlüyoruz” başlığıyla duyurarak, Kürt sorununun çözümü için başlatılan sürece, devam eden kayyum uygulamalarına ve artan nefret söylemlerine dikkat çekti.

“NEFRET DİLİ SÜRERKEN BARIŞ TOPLUMSALLAŞAMAZ”
Bildirgede, genel kurulun Diyarbakır’da (Amed) yapılmasının sembolik önemine değinildi. Toplantının, barışın “sadece Meclis’te konuşulan bir konu değil, sokaktan bedene yayılan bir hakikat arayışı” olduğu belirtilerek, “Mücadele ve direniş tarihinin bir parçası olduğumuz Amed’de bir araya gelişimiz tesadüfi değildir” ifadelerine yer verildi.
Bildirgede, bir yandan barıştan söz edilirken diğer yandan İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması, LGBTİ+’ların “sapkın” ilan edilmesi ve “ailenin korunması” adı altında ayrımcı yasaların gündeme getirilmesi arasındaki çelişkiye dikkat çekildi:
“LGBTİ+’lara karşı bir savaş devam ederken, barış toplumsallaşamaz. Bir kesimin ‘makbul’ sayıldığı, diğerinin ‘düşman’ ilan edildiği bir masadan adalet çıkmaz. Barış süreci, devlet eliyle üretilen nefret dilinin ve ayrımcı uygulamaların son bulmasını da içermek zorundadır.”
2026 YOL HARİTASI: MASADA VE SOKAKTA OLMAK
İnisiyatif, genel kurulda alınan kararlar doğrultusunda mücadelesini iki ana eksende büyüteceğini açıkladı:
×
Barışın asli öznesi olmak: LGBTİ+’ların barış süreçlerinin bir detayı değil, eşit bir bileşeni olması gerektiği vurgulandı.
Barışın toplumsallaşması: Barışın sadece devlet katına bırakılmayacağı; evde, sokakta ve iş yerinde barış kültürünün örüleceği belirtildi.
Bu kapsamda 2026 yılı boyunca Ankara, Antalya, Çanakkale, Diyarbakır, İstanbul, Van, İzmir ve üniversiteler başta olmak üzere örgütlü olunan tüm şehirlerde yerel buluşmalar, atölyeler ve forumlar düzenleneceği duyuruldu.
7 MADDELİK ACİL EYLEM ÇAĞRISI
Barış İçin LGBTİ+ İnisiyatifi, toplumsal barışın inşası için 7 maddelik acil talep listesini kamuoyuyla paylaştı. Öne çıkan talepler şöyle:
- Nefret Siyasetine Son Verilsin: “Büyük Aile Buluşmaları” adı altındaki nefret yürüyüşlerinin durdurulması ve ayrımcı yasa tasarılarının geri çekilmesi,
- Eşit Yurttaşlık ve Anayasal Güvence: Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığının anayasal düzeyde yasaklanması,
- Cezasızlık Politikasına Son: Faili meçhul nefret cinayetlerinde ve hak savunucularına yönelik suçlarda adaletin sağlanması,
- Kayyum Rejimi ve İrade Gaspı: Belediyelere ve üniversitelere atanan kayyumların geri çekilmesi, 674 sayılı KHK’nin iptali,
- Hakikat ve Adalet Komisyonları: Başta Kürt halkı ve LGBTİ+’ların maruz kaldığı olmak üzere yaşanan hak ihlallerinin ortaya çıkarılması için bağımsız komisyonların kurulması,
- Siyasi Tutsaklara Özgürlük: Hasta mahpusların ve siyasi tutsakların serbest bırakılması, AİHM ve AYM kararlarının uygulanması,
- Savaş Politikalarının Durdurulması: Sınır ötesi operasyonların durdurulması ve güvenlik bütçesinin halkın refahına aktarılması.
BARIŞ BİZİMLE GELECEK
Bildirge, tüm toplumsal muhalefete yapılan dayanışma çağrısı ile son buldu. Ortak mücadele vurgusu yapan inisiyatif, şu mesajı verdi:
×Bizler; yok sayılanların, susturulanların, “sapkın” ilan edilenlerin barış iradesiyiz. Hafızamızda açılan yaraları, birbirimizi sağaltarak ve dayanışarak iyileştireceğiz. Milliyetçiliğe, heteroseksizme ve patriyarkaya karşı; özgürlükten, eşitlikten ve barıştan yana olan herkesi bu mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz. Amed’den yükselttiğimiz bu ses, 2026’da tüm şehirlerde yankılanacak. Barış, bizimle gelecek.
Trans mahpus Poyraz’ın şüpheli ölümü | “Olayın ‘intihar’ olarak geçiştirilmesi kabul edilemez”



