Barış İçin Toplumsal Girişim, İstanbul’da “Barışın Yolunu Açmak” başlıklı bir konferans düzenledi. Konferansa Meclis eski Başkanlarından Bülent Arınç ve Hikmet Çetin de katıldı.
HABER MERKEZİ – Konferansta görüşlerini dile getiren Meclis eski Başkanı Bülent Arınç, içinde bulunduğumuz çözüm sürecinin olumlu sonuçlanmasını gönülden istediğini söyledi.
‘‘Barış dediğimiz kelimeyi bazıları ideolojik anlamda kullanıyor, kendilerine bir yürüyüş yolu olarak görüyorlar. Herkes barıştan bahsedebilir. Ama gerçek barış, ‘özlediğimiz Türkiye böyle değildi, hayal ettiğimiz ülke böyle değildi’ diyenlerin gönlündekidir. Yani herkesin dostça, kendi kimliklerini muhafaza ederek bir arada yaşamayı gerçekleştirmek olmalı.‘‘
Arınç şöyle konuştu: ‘‘İşin özü, Sayın Bahçeli’nin Ekim ayındaki konuşmasıyla başladı. Ben ‘böyle bir konuşmayı bu kişi nasıl yapar’ diye şaşırdım. Çünkü çalışmadığımız yerden geldi. Biz Bahçeli’yi farklı hatırlıyoruz, biliyoruz. O çok iddialı bir söz söyledi. Şimdi sokaktaki bir insan sadece bu cümle üzerine düşünür. Ama ben geçmiş sürecinin de içinde bulunan bir insan olarak, bu sözün arkasında ne var diye araştırdım. Düşündüm ki ya bir af çıkacak ya umut hakkını reel hale getirecekler. Öyle çıkmadı. ‘Niye gelip Meclis’te konuşacak, dışarda bir yerde konuşsun’ diye düşündüm. Onun da cevabını bulamadım. ‘Ben bu cümleyi doğru mu duydum’ diyorum, ‘doğru duydun’ diyorlar. Hayret ettiğim konu DEM Parti’nin bunu büyük bir alaka ile karşılaması oldu. ‘Olmaz, bu nereden çıktı’ demedi. Bunu cesur bir adım olarak gördü.‘‘
KANDİL’DEKİLER NASIL GELECEK?
Bülent Arınç, ‘‘Şimdi bütün bunları yan yana getiriyorum. DEM Parti herhalde buradan bir şey çıkabileceği ümidine kapıldı. Daha sonra bu Meclis’e gelme işi herhalde uygun görülmedi ki, ‘gelsinler Malazgirt’te toplansınlar, kongrelerini orada yapsınlar’ dendi. Kandil’dekiler Malazgirt’e nasıl gelecek? Başını çıkarsa vurulacak, sokağa çıksa vurulacak. Şaşırma üstüne şaşırma… Bunu söyleyen Bahçeli, partisi de şaşıranların içinde. Alkışlamak ile alkışlamamak arasında ilk günden beri tereddütteler. Ama müthiş bir bağlılık var. Başbuğları ne derse onu yapma durumunda kabullendiler. Bu da bir avantaj böyle bir süreç için. Zannedildi ki Bahçeli bunu söylemekle partisini mahvetti, oy kaybına uğrayacak biz de bundan istifade edeceğiz. Ben böyle okumamıştım. Çünkü hayırlı bir iş yapmaya kim kalkarsa yüzde 50’lerin üzerinde taraftar bulur Türkiye’de.‘‘
Arınç, daha islami kesimdeki durumu da şu sözlerle ifade etti: ‘‘Ben ‘acaba bizim cenah ne düşünüyor’ diye merak ettim. Bizim cenahın mottosu ‘terörsüz Türkiye’. Terör dediğiniz şey kendiliğinden ortaya çıkmaz. Terör bir olgudur. Biz terörist ile mücadele ediyoruz. Terör orada durduğu müddetçe bu devam edecek. ‘Etkisiz hale getirildi’ lafını ne kadar çok duyarsanız duyun, terör olduğu müddetçe bu yaşanacak. O yüzden terörü ortaya çıkaran sebeplerle bizim barışa ulaşmamız lazım o sebebi yok ederek. Bahçeli el yükseltiyor ancak karşıdan ne yapılıyor bilmiyorum. ‘Meclis’te 100 kişilik bir komisyon kurulsun’ diyorlar. Sayıya takılmazsak eğer bunun Meclis gözetiminde yapılması çok önemli. Erdoğan’ın ne düşündüğünü biliyor muyuz, yok. Ancak bir komisyonun kurulması önemlidir.”