BIG_TP
Bluesky Social Icon
Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

Baykar İHA’ları, SADAT, paralı cihatçılar… |

Foreign Policy: Türk silahları Afrika'da şiddeti körüklüyor

Baykar İHA’ları, SADAT, paralı cihatçılar… |

“Ankara’nın kıtadaki angajmanı istikrar değil, şiddet üretti” vurgusunun yer aldığı Foreign Policy makalesinde, Türkiye’nin silahları, Baykar İHA’ları, SADAT ve onun paralı cihatçılarının Afrika’daki iç çatışmaları derinleştirdiği belirtildi. Türkiye, iç savaşın yaşandığı Sudan’da her iki tarafa da silah tedarik ederken, kıtadaki hem cunta rejimleri hem de suç şebekelerinin Türkiye’nin silahlarıyla şiddeti körüklediği vurgulandı.

HABER MERKEZİ – Dünyadaki siyasi ve ekonomik gelişmeleri analiz eden ABD merkezli uluslararası ilişkiler dergisi Foreign Policy‘de (FP) “Türk silahları Afrika çatışmalarına nasıl giriyor” başlıklı çarpıcı bir makale yayınlandı.

Sinan Ciddi ve William Doran imzasını taşıyan makalede, “Ankara’nın kıtadaki angajmanı istikrar değil, şiddet üretti” vurgusu yapıldı.

“TÜRKİYE’NİN SİLAHLARI AFRİKA’DA İSTİKRARSIZLIĞI KÖTÜLEŞTİRİYOR”

Türkiye’nin son on yılda Afrika genelindeki diplomatik, ekonomik ve güvenlik alanındaki varlığını önemli ölçüde genişlettiği belirtilen makalede, şu ifadeler yer aldı:

“Ancak bu iyimserlik, hikâyenin önemli bir kısmını gözden kaçırıyor. Diplomatik atılımının yanı sıra, Türkiye önemli bir silah tedarikçisi olarak ortaya çıktı. Türkiye’nin insansız hava aracı ve hafif silah ihracatı artarken, hem Türk Silahlı Kuvvetleri hem de Türk özel askeri şirketleri aracılığıyla askeri varlığı hızla genişledi. Bu silah ihracatları, iç savaşlarla karşı karşıya olan Afrika ülkelerindeki istikrarsızlığı daha da kötüleştiriyor, uluslararası yaptırımları sürekli ihlal ediyor ve kötü niyetli bölgesel aktörlerin eline geçiyor.”

Erdoğan’ın Afrika’yı Türkiye’nin bölgesel “güvenlik taleplerini karşılayabileceği ve diplomatik konumunu, askeri prestijini ve pazar erişimini artırabileceği bir arena” olarak gördüğünün altı çizilen makalede, “silah satışlarının bu hedefin temelini” oluşturduğu kaydedildi:

TÜRK İHALARI, BAYKAR VE AFRİKA’DAKİ İÇ SAVAŞLAR

×Stockholm Uluslararası Barış Araştırma Enstitüsü verilerine göre, Türkiye 2024 yılında Batı Afrika’nın üçüncü büyük silah tedarikçisi olarak Rusya ile birlikte dokuz ülkeye çeşitli silah sistemleri tedarik ederek birinci sıraya yerleşti. İHA’lar bu çabanın merkezinde yer alıyor. Türkiye’nin önde gelen İHA üreticisi Baykar Teknoloji’nin ihracatı, 2024’te Türkiye’nin silah ihracatının dörtte birinden fazlasını, yani yaklaşık 1,8 milyar doları oluşturdu. 18 Afrika ülkesi (yarısından fazlası Kuzey Afrika ve Sahel’de) şu anda Türk muharebe İHA’larını kullanıyor. Etiyopya ve Libya gibi alıcılar bu İHA’ları iç savaşlarda kullandı ve çatışmaların devam ettiği Afrika Boynuzu ve Sahel’de de benzer konuşlandırmaların yapılması muhtemel.

SADAT VE PARALI CİHATÇILARI AFRİKA’DA
SADAT’ın kurucusu Adnan Tanrıverdi, Cumhurbaşkanı Edoğan’ın Başdanışmanlığını yapmıştı.

“Türkiye’nin özel askeri şirketlerin varlığı da aynı derecede önemlidir” denilen makalenin devamında şu çarpısı ifadeler yer aldı:

“En büyük yüklenicisi olan SADAT, 9 Afrika ülkesinde, özellikle Libya, Afrika Boynuzu ve Sahel’de faaliyet göstermektedir. Erdoğan yanlısı eski general Adnan Tanrıverdi tarafından kurulan SADAT, açıkça İslamcı bir dünya görüşünü benimsiyor ve Müslüman çoğunluklu ülkelere odaklanıyor. Grup, Libya, Nijerya, Burkina Faso ve Nijer’de savaşmak ve kuvvetleri eğitmek için çoğu insan hakları ihlalleriyle bağlantılı Suriyeli paralı askerleri işe aldı. Türk özel askeri şirketleri bazen istikrarı sağlayan güçler olarak tasvir edilse de, SADAT’ın sicili bambaşka bir hikâye anlatıyor. ABD Savunma Bakanlığı raporları, Libya’da SADAT tarafından eğitilen Suriyeli paralı askerlerin güvenlik koşullarını kötüleştirdiğini ve sivillere yönelik ihlallerde bulunduğunu ortaya koydu. Aynı paralı askerler daha önce El Nusra Cephesi ve IŞİD gibi cihatçı gruplarla savaşmıştı ve bu durum, SADAT operasyonlarının Afrika’daki gelecekteki aşırılık yanlılarını istemeden eğitebileceği endişesini doğuruyor.”

SUDAN’DA TÜRKİYE’NİN SİLAHLARI ÇATIŞMALARI KÖRÜKLÜYOR

Dünyanın en çatışmalı ülkesi Sudan’ın Ankara’nın Afrika’ya yönelik “militarize yaklaşımının risklerini” gözler önüne serdiğine vurgu yapılan makalede, “Türkiye, Sudan’daki iç savaştan kâr sağlayan tek dış güç olmasa da silahları her iki tarafta da çatışmaları körüklüyor” denildi.

×Ankara’nın arabuluculuk tekliflerine rağmen Türkiye, çatışma boyunca Sudan Silahlı Kuvvetleri’ne (SAF) silah sağladı. Hem SAF hem de iktidardaki AKP, Müslüman Kardeşler ile yakın ideolojik bağlar sürdürüyor. Uluslararası Af Örgütü, 2024’te Türk hafif silah üreticilerinin, ABD tarafından yaptırım uygulanan SAF lideri Abdülfettah el Burhan’a sadık birlikleri donattığını bildirdi. Mart 2025’te Washington Post, Baykar’ın SAF’a yaklaşık 120 milyon dolar değerinde insansız hava aracı ve savaş başlığı sattığını ve bu araçların, lideri Ekim 2024’te ABD tarafından yaptırım uygulanan Sudan Savunma Sanayii Sistemi aracılığıyla yönlendirildiğini bildirdi.

“TÜRKİYE, SUDAN’DA HER İKİ TARAFA DA SİLAH TEDARİK ETTİ”

Sudan’daki çatışmaların diğer tarafı olan Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (RSF) de savaş meydanlarında yağmalama veya yasadışı alımlar yoluyla Türk silahlarını elde ettiğinin hatırlatıldığı makalenin devamında şöyle denildi: “Bir diğer Türk üretici olan Arca Defense’in, 2024 yılında RSF tedarik yetkilileriyle görüşmelerde bulunduğu bildirildi. RSF ayrıca, başkent Hartum civarındaki silah depolarını ve stoklarını yağmaladıktan sonra, bilinmeyen miktarda Türk hafif silahına da el koydu. Bu kalıplar, Türk silahlarının SAF gibi güvenilmez müşterilere satıldığı, uluslararası yaptırımlara ve ambargolara meydan okuyan bir hesap verebilirlik boşluğuna işaret ediyor.”

HEM CUNTA REJİMLERİNE, SUÇ ŞEBEKELERİNE…

דTürkiye’nin müdahalesinin etkisi, aktif çatışmaların yaşandığı ülkelerin ötesine geçiyor. Türkiye’nin Afrika silah ticareti, kıta istikrarını iki cephede tehlikeye atıyor. Yukarı akışta Ankara, gelişmiş silahları, çoğu sivil vahşetleri nedeniyle BM denetimi altında olan kırılgan rejimlere ve askeri cuntalara çok az denetimle satıyor. Aşağı akışta ise Ankara, ihracatını takip etmeyi veya güvence altına almayı başaramadığı için, rakip gruplar ve suç şebekeleri arasında yayılmasına olanak tanıyor.”

DARBE GERÇEKLEŞEN 7 ÜLKEDEN 5’İ TÜRK İHA’LARINI SATIN ALDI

“Kontrolsüz silah dağıtımı, Ankara’nın güvenlik sözleşmelerine sahip olduğu zayıf ülkelerdeki iç çatışmaları muhtemelen daha da kötüleştirecektir” ifadelerinin yer aldığı makalede darbeler hakkında ise şu bilgiler yer aldı:

“2019’dan bu yana Afrika’da gerçekleştirilen 10 başarılı darbenin dokuzu Sahel ülkelerinde gerçekleşti; Burkina Faso, Sudan ve Mali gibi bazı ülkelerde ise art arda birden fazla darbe yaşandı. Bu darbelerin gerçekleştiği yedi ülkeden beşi halihazırda Türk İHA’ları satın aldı. Hatta üçü, Suriyeli paralı askerler de dahil olmak üzere SADAT ajanlarına ve personeline ev sahipliği yapıyor. İster insansız hava araçları, ister hafif silahlar veya diğer ekipmanlar olsun, gelişmiş Türk silahlarının akışı, doğal olarak SAF veya Batı Afrika askeri cuntaları gibi alıcılara daha fazla ateş gücü sağlıyor.”

ŞİDDET YANLISI MİLİSLERİN TÜRK SİLAHLARINA ERİŞİMİ

“Türk silahları, Ankara’nın güvenlik çıkarlarına sahip olmadığı bölgelerde yeni çatışmalara yol açabilir veya mevcut şiddeti körükleyebilir” uyarısının yapıldığı makalede, “2024’ün sonlarında Güney Sudan hükümet güçleri, sivillerden ve silahlı gruplardan daha önce kayıt altına alınmamış Türk hafif silahlarına el koymaya başladı. BM Güvenlik Konseyi, RSF’nin sınır ötesi kaçakçılık rotaları üzerinden Güney Sudan’a hareketlerinde muhtemelen bir rol oynadığını değerlendirdi. Güney Sudan, toplumlararası şiddet ve iç karışıklıklardan muzdarip olmaya devam ederken, ülkeye Türk silahlarının dağıtılması, şiddet yanlısı milislere yüksek kaliteli silahlara erişim sağlayacak ve istikrarsızlığı hızlandıracaktır” ifadeleri yer aldı.

דGüney Sudan’da şu anda yaşanan sorun, Sahel’in güneyindeki diğer eyaletlerde de kolaylıkla tekrarlanabilir. Ne Kamerun ne de Orta Afrika Cumhuriyeti’nin Türkiye ile bir güvenlik iş birliği anlaşması var, ancak Çad, Nijer ve Nijerya’daki çatışma bölgelerinden yasadışı Türk silahlarının dağıtımına maruz kalabilirler. Her iki ülke de yaygın siyasi şiddet ve silahlı grupların yoğun varlığıyla mücadele ediyor ve bu durum, Türk silahlarına erişim sağlanması halinde daha da yoğunlaşabilir.”

“ŞİDDETİ HIZLANDIRAN UNSUR: ANKARA”

Türkiye’nin “kültürel, eğitimsel ve ticari ilişkilerinin olumlu bir şekilde ele alınması, askeri maceracılığın tehlikesini” gölgelememesi gerektiği belirtilen makale şu ifadelerle son buldu:

“Türkiye’nin Afrika’ya kâr, prestij ve ideoloji odaklı silah satışları, güvenlikten ziyade istikrarsızlığı beslemiştir. Ankara, ihmalkâr satış uygulamaları ve paralı asker konuşlandırmaları yoluyla, kendisini Afrika’daki şiddeti hızlandıran bir unsur olarak konumlandırmıştır.”

Benzer Haberler