BIG_TP
Bluesky Social Icon
Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

Çocuk odaklı bir podcast: ZaroCast |

Barış, çocukların olmadığı bir masa etrafında kurulamaz

Çocuk odaklı bir podcast: ZaroCast |

Sosyolog Ruşen Yakut ve avukat Çiğdem Ertak, ezber bozucu bir projeyle karşımıza çıktı: çocuk odaklı podcast programı ZaroCast. Türkçe, Kurmancî ve Zazakî dillerinde yayın yapacak olan ZaroCast, yerleşik kodları yeniden ele almaya ve düşünmeye çağıran bir çocuk manifestosu niteliğinde. Tekerleği çocuk aleyhine dönen dünyanın eşitsizlik girdapında ZaroCast aslında bir çağrının kendisi: O zaman çocuklar için kulak verelim.

Nedim TÜRFENT

EZBER BOZAN BİR PROGRAM: ZAROCAST
İlk bölümü “Çocuklar ve Barışın İnşası” temasıyla dinleyicilerle buluşan ZaroCast’in programları Türkçe ile Kürtçe’nin Kurmancî ve Zazakî lehçelerinde yayınlanacak.

Birleşmiş Milletler (BM) Çocuk Hakları Sözleşmesi‘ni 14 Eylül 1990’da imzalasa da Türkiye’de sözleşme 27 Ocak 1995’te yürürlüğe girdi. Ancak, söz konusu sözleşmenin öngördüğü iyileştirmeler, hiçbir zaman tam olarak yerine getirilmedi.

Günümüzde çocuk işçiliği ve suça sürüklenen çocuklar başta olmak üzere çözüme kavuşturulması gereken sorunlar hak ettiği ilgiyi bulamıyor.

ZAROCAST’İN İLK BÖLÜMÜ: ÇOCUKLAR VE BARIŞ İNŞASI

Coğrafyamızda çocuk hakları konusu yeterince bilinmese de çocukların haklarını kendilerine dert edinen iki kadın, bu konuda ezberleri bozan bir projeyle karşımıza çıktı: ZaroCast.

Adı kulağa oldukça hoş gelen ZaroCast, çocuk haklarını odağına alan bir podcast programı. Programın Türkçe yayınlanan ilk bölümü “Çocuklar ve Barış İnşası” başlığı ile 23 Ekim’de dinleyicileriyle buluştu.

Projenin yaratıcıları sosyolog Ruşen Yakut ve avukat Çiğdem Ertak ZaroCast’in doğumunu, hikayesini ve gayesini Nûmedya24‘e anlattı.

*ZaroCast nedir? Neden bu adı seçtiniz? Bu fikir nereden çıktı?

‘ZAROCAST’ İSMİ NEREDEN GELİYOR?

Yakut: ZaroCast, Kürtçe’nin Kurmancî lehçesinde “zarok” (çocuk) ve Zazakî (Kirmanckî) lehçesinde “varlık/var olma” anlamına gelen “esto” kelimelerinin, İngilizce “cast” (yayın) sözcüğüyle birleşiminden oluşuyor. Bizim için derdimizi, niyetimizi anlatan bir kelimeye dönüştü.

Biz uzun yıllardır birbirini tanıyan, birlikte çalışan ama en önemlisi birlikte mücadele etmenin gönülden yoldaşlığını yaşamış iki arkadaşız. ZaroCast, uzun zamandır “Acaba olur mu?” diye konuştuğumuz, sürekli ertelediğimiz bir fikrin hayata geçmiş hali diyebiliriz.

Rosa Kadın Derneği yöneticilerinden olan sosyolog Ruşen Yakut, kadın ve çocuk hakları alanlarında yaklaşık 15 yıldır çalışıyor. Selis Kadın Derneği ile Göç ve İnsani Yardım Vakfı’da yöneticilik yaptı. Çocuklara ve yetişkinlere masal anlatıyor ve aynı zamanda çocuklarla masal aracılığı ile hafıza çalışmaları yapmayı sürdürüyor.

Nereden çıktığına gelecek olursak; sistem uzun süredir hem ekonomik hem politik olarak ciddi bir kriz içinde. Üstelik ibre, insan hakları ve özgürlüklerinden yana değil, tam tersine aleyhine dönmüş durumda. Bu ortamda her zaman olduğu gibi en büyük zararı yine kadınlar ve çocuklar görüyor. Sağ popülizmin yükseldiği, savaş naralarının daha gür çıktığı ama yaşamda pratiğini de dayattığı, ülkelerin silahlanmaya yöneldiği bir dönemde çocuklar ve hakları ilk vazgeçilenlerden oluyor.

SORAN, SORGULAYAN VE DÜŞÜNMEYE ÇAĞIRAN BİR PROGRAM

Ertak: İnsan hak ve özgürlüklerinin “savunucusu” olduğunu iddia eden Avrupa ülkelerinde bile çocukluk paradigmasında, çocuk haklarında geriye gidişler yaşanıyor. Sistem bir bütün olarak kendi varoluş krizini, insanı daha da ezerek, kazanımlarına göz koyarak, hak ve özgürlüklerine el koyarak aşmaya çalışıyor. Türkiye’de de durum benzer. 11. Yargı Paketi bunun açık bir göstergesi. “Suça sürüklenen çocuk” kavramı üzerinden örneğin, haklara saldırı değil sadece çocukluk dönemine ve perspektifine de bir yönelim amaçlanıyor, hakikatin üzerini örtme çabası yaşanıyor.

İşte biz, tam da bu kargaşanın ortasında “öyle değil” demeye, sesimiz yettiğince sormaya, sorgulatmaya, düşünmeye çağıran ve ayda bir yayınlayacağımız bir program yapmak istedik. Çocukların içinde yaşadıkları sorunların ve çözüm arayışlarının sadece dar bir çevrede belli kişilerce konuşulan gündemleştirilen bir zeminden çıkmasını istiyoruz. ZaroCast’in hikâyesi bu.

KURMANCÎ VE ZAZAKÎ YAYINLAR DA OLACAK

*Hangi dilde yayın yapıyorsunuz? Projenin adında Kürtçe tınılar var. İleride Kürtçe bölümler de olacak mı?

Ertak: ZaroCast’in ismi zaten bir duruşun ifadesi. Kürtçe köklerden türeyen bir isim. Henüz yola çıkarken bunu konuştuk ve sadece Türkçe yaparsak içimize sinmeyeceğine karar verdik.

Birimiz Kurmancî biliyor, diğerimiz ise Zazakî biliyor. Dolayısıyla Kürtçe yapacağımız bölümlerde bazen birlikte olmayacağız. Her birimiz kendi lehçesinde, kendi konuklarıyla buluşacak. Bu bizi çok heyecanlandırıyor.

Üçüncü bölümde örneğin, Kurmancî bir yayın dinleyeceğiz. Sonrasında Zazakî bir bölüm olacak. Dillerin, lehçelerin ve deneyimlerin yan yana geldiği bir alan kurmak istiyoruz.

ÇOCUK HAKLARI, BÜTÜN TOPLUMUN SORUMLULUĞU

*Medyada çocuk odaklı habercilik yok denecek kadar az. Bu durumun projenizdeki etkisi nedir? ZaroCast ile neyi amaçlıyorsunuz?

Yakut: Evet, ne yazık ki öyle. Çocuk odaklı habercilik çok az ve bu eksikliğin giderilmesi için güçlü bir çaba da göremiyoruz. Oysa çocukların haklarını konuşmak, yararlarını esas almak sadece bir alanın değil, bütün toplumun sorumluluğu.

Bizim için ZaroCast tam da bu eksikliğin ortasından doğdu. Sesimizin ne kadar uzağa ulaşacağını bilmiyoruz ama şundan eminiz ki çocuk haklarını tartışan, görünür kılan her alan kıymetli ve ne kadar çeşitlenirse, ne kadar örgütlenirse, o kadar eşitlikçi ve adil bir topluma evrilmeye katkı sunulmuş olacak. Bu yüzden bizim için her bölüm, sadece bir yayın değil, aynı zamanda bir dayanışma ve örgütlenme alanı.

*”Çocuklar ve Barış İnşası” başlığıyla yayınlanan ilk bölüm konusuyla dikkatimi çekti. Neden bu konuyla başladınız?

BARIŞ, ÇOCUKLARIN OLMADIĞI BİR MASA ETRAFINDA KURULAMAZ
Avukat Çiğdem Ertak, çocuk, kadın ve mülteci alanlarında faaliyet gösteren çeşitli sivil toplum örgütlerinde çalışmalar yürüttü. Uzun yıllar çalıştığı Göç ve İnsani Yardım Vakfı’nda başkanlık görevini üstlendi. Yazıları Jin Dergi ve bianet gibi platformlarda yayımlanmaktadır.

Ertak: Cevap çok net, çok sade ve çok açık. Çünkü barışın en çok çocuklara lazım olduğu bir çağda yaşıyoruz.

Savaşın dili, ekonomisi, hatta gündelik alışkanlıkları bile çocukların yaşamını doğrudan etkiliyor. Oyun oynama hakkından, eğitimden, güvenlikten, barınmadan beslenmeye kadar her şey, savaş koşullarında onların aleyhine işliyor.

Ama mesele sadece savaşın çocuklara zarar vermesi de değil. Daha derin bir yerden baktığımızda şunu görüyoruz: Savaşın tam karşısında konumlanan barış, çocukların olmadığı bir masa etrafında kurulamaz. Toplumsallığın yapı taşından mahrum mutabakatlar da kalıcılaştırılamaz. En sade haliyle barışın, demokrasinin esas kılındığı bir değerler inşası olduğu perspektifi ile yaklaşılırsa yapılması gerekenler de konuşulması gerekenler de açıklığa kavuşur. Dolayısıyla savaşın diliyle konuşan, savaşın zihniyetiyle düşünen bir toplumda barış söz konusu edilemez. Öyleyse dilimizi de düşünce biçimlerimizi de sorgulayarak hiç de ütopik olmayan bir yerden söylüyoruz ki ortak yaşamı kurma hedefini hep öncümüz yapabilelim.

Bu yüzden “Çocuklar ve Barış İnşası” ile başladık. Çünkü barışın kültürünü kurmak, diğer tüm toplumsal kesimlerle olduğu gibi çocukların sözünü, deneyimini, sezgisini de bu inşaya dahil etmekle mümkün. ZaroCast bu fikrin yankısı.

*Peki o zaman ZaroCast’in bu yankısı ile yeni bir pencere mi açmak istiyorsunuz? Kimlere hitap ediyorsunuz?

ÇOCUKLUK PERSPEKTİFİ

Yakut: ZaroCast’i sadece belirli bir kesime seslenen bir program olarak düşünmedik. Biz, çocuğa bakım verenlere de, bir öğretmene de, bir yönetmene de, bir milletvekiline aynı anda konuşmak istiyoruz. Ve elbette güç aygıtlarını ellerinde tutanların, politika yapıcılar ve uygulayıcıların da bu meselelerin doğrudan muhatabı olduğu bilerek. Çünkü hak ve özgürlüklerin, eşitlikçi ve adil toplumsal yapıların, bunların düşünsel ve pratiklerinin toplumun her yerine temas ettiğini biliyoruz.

Sistemin bize dayattığı kalıplar, roller, ezberler var. Çoğu zaman farkında olmadan bu ezberlerin içinde yaşamaya devam ediyoruz. ZaroCast ile bu ezberleri birlikte sorgulamak istiyoruz. Bunu bilen, yargı dağıtan otoriter bir tonla yapmayacağız, bundan özenle kaçınacağız. ZaroCast’i toplumsal yaşamı, çocukluk perspektifinden yeniden düşünmeye çağıran bir alan olarak kurguladık.

Belki küçük bir pencere açabiliriz; ama o pencereden içeri biraz ışık girerse, bir fark yaratabileceğimize inanıyoruz.

*Son olarak bu inancınız ışığında dinleyicilerinize vermek istediğiniz mesaj nedir veya bir çağrınız var mı?

BİR ÇAĞRI VEYA HATIRLATMA OLARAK ZAROCAST

Ertak: ZaroCast aslında bir çağrının kendisi. Dünyanın dört bir yanında, ama özellikle bu ülkede, çocuklar en temel haklarından mahrum bırakılıyor. Devasa bir eşitsizlik halinden söz ediyoruz.

Esasen hem son derece basit ama bir o kadar da derin bir şey söylüyoruz. Çocukları dinlemeye, onların dünyasını ciddiye almaya, varlıklarını birey olarak kabule, birlikte düşünmeye ve toplumsallığı bu kodlar ve değerler üzerinden yeniden inşa etmeye var sorunları düzenlemeye davet ediyoruz.

Yakut: ZaroCast sadece bir yayın olarak değil, bir hatırlatma olarak düşünülsün isteriz. Çocukların sesinin duyulmadığı bir toplumsallıkta eksik kalınır diyoruz. Biz düşünmeye ve sormaya devam edeceğiz. Umarız bu sırada yalnız olmayız.

×Editör notu: ZaroCast’in Türkçe yayınlanan ilk programını dinlemek için buraya tıklayınız.

Benzer Haberler