Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

Cumartesi Anneleri’nin 1070’inci eylemi |

Abdülmecit Baskın için adalet çağrısı

Cumartesi Anneleri’nin 1070’inci eylemi |

Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 1070’inci haftasında bir kez daha Galatasaray Meydanı’nı çevreleyen polis bariyerlerinin önünden seslendi. Kayıp yakınları 32 sene önce Ankara’da özel harekât polisleri tarafından kaçırılan ve 3 gün sonra cansız bedeni bulunan Abdülmecit Baskın için adalet çağrısı yaptı.

HABER MERKEZİ – Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini öğrenmek ve faillerin yargılanması talebiyle 1995 yılından bu yana Galatasaray Meydanı’nda oturma eylemi yapan Cumartesi Anneleri, 1070’inci haftada da meydandaydı. Kayıp yakınları, kamuoyuna bir kez daha Galatasaray Meydanı’nı çevreleyen polis bariyerlerinin önünden seslendi.

Kayıp yakını Maside Ocak’ın okuduğu bu haftaki açıklamada, 32 sene önce Ankara’da özel harekât polisleri tarafından gözaltına alındıktan 4 gün sonra cansız bedeni bulunan Abdülmecit Baskın için adalet çağrısı yinelendi.

Cumartesi Anneleri’nin bu haftaki açıklamasında Abdülmeci Baskın’ın yaşadıklarını ve ailesinin adalet mücadelesi şöyle anlatıldı:

ABDÜLMECİT BASKIN NASIL GÖZALTINA ALINDI?

“41 yaşında, üç çocuk babası olan Abdülmecit Baskın, Ankara Altındağ Nüfus Müdürü idi. 30 Eylül 1993 tarihinde makamından çıktıktan sonra özel harekât polisleri tarafından gözaltına alındı. Gözaltına alındığı inkâr edilen Baskın’ın cansız bedeni, 3 Ekim 1993 tarihinde sorgulandıktan sonra ateşli silahla öldürülmüş, elleri arkadan bağlı şekilde Gölbaşı mevkiinde bir çiftçi tarafından bulundu.

AYHAN ÇARKIN’IN İTİRAFLARI:

Ailenin başvurusu üzerine başlatılan soruşturma etkin bir biçimde yürütülmedi, dosya uzun süre sürüncemede bırakıldı. Ancak olaydan 18 yıl sonra, 26 Mart 2011 tarihinde özel harekât polisi Ayhan Çarkın, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na verdiği ifadede; 1993 yılında Özel Harekât Daire Başkanı İbrahim Şahin’in emriyle Abdülmecit Baskın’ı gözaltına aldıklarını ve Baskın’ın özel harekât polisleri Ziya Bandırmalıoğlu ile Ayhan Akça tarafından öldürüldüğünü detaylı biçimde açıkladı. Çarkın’ın basına da yansıyan itiraflarının ardından, Baskın dosyası ile birlikte Çarkın’ın beyanlarında adı geçen gözaltında kaybedilen veya infaz edilen 18 kişiye ilişkin yeni bir soruşturma başlatıldı. Bu soruşturma sonucunda, 2014 yılında Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde; Mehmet Ağar, İbrahim Şahin ve Korkut Eken’in de aralarında bulunduğu 19 kişi hakkında ‘cürüm işlemek için oluşturulan silahlı örgütün faaliyeti kapsamında insan öldürmek’ suçundan dava açıldı.

TÜM SANIKLAR BERAAT ETTİ:

Çarkın’ın emniyet, savcılık ve mahkeme huzurunda verdiği beyanların, olay yeri tarifleriyle örtüştüğü kayıt altına alındı. Mahkemede dönemin üst düzey kamu görevlileri, bu öldürmelerin devletin bilgisi dâhilinde gerçekleştiğini ifade ederek ayrıntılı açıklamalarda bulundu. Ayrıca, suçların kimler tarafından, hangi talimatlar doğrultusunda ve nasıl işlendiği mahkeme kayıtlarına geçti. Buna rağmen, kamuoyunda “Ankara JİTEM Davası” olarak bilinen dava, 13 Aralık 2019 tarihinde tüm sanıkların beraatıyla sonuçlandı.

ZAMANAŞIMI VURGUSU

Yerel mahkemenin kararına karşı aileler istinaf başvurusunda bulundu. 5 Nisan 2021 tarihinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, beraat kararını bozarak dosyayı Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Ancak yeniden görülen davada, 26 Mayıs 2023 tarihindeki duruşmada, istinafın bozma kararına rağmen sanıklar bir kez daha beraat ettirildi. On yıllık yargılama sürecinde 41 hâkimin ve 8 savcının değiştiği dava, zamanaşımıyla sonuçlandırıldı. Tam 32 yıldır adli makamlar, Abdülmecit Baskın dosyasında adalet sağlama görevini yerine getirmedi.

ADALET ÇAĞRISI:

Kaç yıl geçerse geçsin; Abdülmecit Baskın için, tüm kayıplarımız için, adalet istemekten ve devletin hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.”

Benzer Haberler