TBMM Destek Hizmetleri bünyesinde görev yapan bir kadın çalışanın, “Eski Meclis Genel Sekreterlik yöneticisinin tacizine uğradığı” iddiasıyla suç duyurusunda bulunduğu ortaya çıktı. DEM Parti Kadın Meclisi yaşananların istisna olmadığını belirterek, 7 maddelik bir çağrı metni yayımladı.
HABER MERKEZİ – Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca TBMM’deki çocuk istismarına yönelik yürütülen soruşturmanın ardından, benzer bir soruşturmanın İstanbul’da da başladığı öğrenildi. TBMM’ye eski dönemde memur olarak atanan bir kadın, TBMM Genel Sekreterlik’te bir dönem yöneticilik yapan kişinin istismarına uğradığını iddia etti. Genç kadın, iddiasını suç duyurusu ile yargıya da taşıdı.
TBMM’ye 2022 yılında memur olarak atanan bir kadın, Destek Hizmetleri Birimi’nde görevlendirildi. Genç kadın, 2022’de genel sekreterlik makamında yöneticilik yapan bir ismin tacizine uğradığını ifade etti. Kadın, istismar skandalıyla ilgili kurum içinde yaptığı şikâyetlerin ardından “İstanbul’a sürüldüğünü” anlattı.
Meclis’te istismar soruşturması
YARGIYA TAŞINDI
Birgün’den Mustafa Bildircin‘in haberine göre, istismara maruz bırakıldığını öne süren genç kadın, “TBMM’de çocuk istismarı” skandalının kamuoyuna yansımasının ardından yaşadıklarıyla ilgili savcılığa giderek şikâyet başvurusunda bulundu. Suç duyurusu dilekçesinin ardından Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, genç kadını ifadeye çağırdı.
×
ESKİ BİR YÖNETİCİ
Nöbetçi savcılık odasında ifadesi alınan kadın, şikâyet dilekçesindeki taciz iddiasını tekrarladı. 2022 yılında 22 yaşında iken TBMM’ye memur olarak atandığını ifade eden kadın, taciz iddiasıyla ilgili Ocak 2025’te de suç duyurusunda bulunduğunu dile getirdi. Eski bir TBMM Genel Sekreterlik yöneticisi tarafından taciz edildiğini savunan kadın, kendisine taciz ettiğini belirttiği kişinin hakkında, “Özel hayatın gizliliği” iddiasıyla suç duyurusunda bulunduğunu belirtti.
Kadın, “Şikâyetinden vazgeçmesi için tehdit edildiğini” de savcılıkta 14 Aralık’ta verdiği ifadesindeki iddialarına ekledi. Zeytinburnu sahilinde arkadaşıyla oturduğu sırada yanlarına gelen bir kişinin, “(…) Bey’in selamı var, bildiklerini anlatırsan gerisini sen düşün” dediğini öne süren kadın, “Beni şikâyetten vazgeçmem konusunda tehdit eden bu şahıs hakkında da şikâyetçiyim” dedi.
DEM PARTİ KADIN MECLİSİ: BU BİR İSTİSNA DEĞİLDİR
Meclis’te gündeme gelen taciz ve cinsel istismar iddiaları hakkında DEM Parti Kadın Meclisi bir açıklama yaptı. DEM Partili kadın milletvekilleri, Meclis’te bir basın toplantısı düzenledi. DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, “stajyer” adı altında ucuz ve güvencesiz emek olarak çalıştırılan çocukların sistematik biçimde susturulduğunu, korkutulduğunu ve yalnız bırakıldığını ifade etti.
Türkoğlu, en az dört kız çocuğunun Meclis personeli olan, aşçı ve amir konumundaki kişiler tarafından mesajlaşma uygulamaları üzerinden tacize uğradığını, sözlü ve fiziksel şiddete maruz kaldığını belirtti. Türkoğlu, dijital şiddet, sözlü ve fiziksel taciz ile cinsel istismarın münferit değil, bilinen ve tolere edilen bir gerçeklik olduğunu vurguladı.
Meclis Genel Sekreterliği’nin idari süreçlerin başlatıldığına ilişkin açıklamalarının yeterli olmadığını kaydeden Türkoğlu, “Bu çocuklar şikâyet edene kadar Meclis neredeydi?” sorusunu yöneltti. Türkoğlu, şunları söyledi:
“Soruşturma süreçleri; yalnızca fiili gerçekleştirenleri değil, bildiği hâlde bildirmeyenleri, denetim yükümlülüğünü yerine getirmeyenleri ve şiddetin üzerini örten tüm yönetsel kademeleri kapsamalıdır. Bu Meclis’te daha önce de benzer vakalar yaşanmıştır. 2018 yılında gündeme gelen cinsel taciz vakası sonrasında, kamu görevinden çıkarma dışında kurumsal bir mekanizma kurulmuş olsaydı, bugün belki de bu tabloyla karşılaşmayacaktık. Geçmişle yüzleşmeyen bir kurum, aynı şiddeti yeniden üretir.”
7 MADDELİK ÇAĞRI
Türkoğlu, DEM Parti Kadın Meclisi adına 7 maddelik bir çağrı yaptı:
×
- Çocuklara ulaşan, onların beyanlarını esas alan, psikososyal ihtiyaçlarını gözeten, aileleriyle birlikte çalışan, Meclis hiyerarşisinden ve siyasi baskıdan bağımsız bir özel soruşturma ve izleme mekanizması derhal kurulmalıdır.
- Failin değil mağdurun korunmasını esas alan, cezasızlığı değil hesap verebilirliği merkeze alan, örtbası değil hakikati ortaya çıkaran bir adalet süreci sağlanmak zorundadır. Bu nedenle kurulacak bağımsız ve özel soruşturma mekanizmasının yetkisi yalnızca bireysel eylemleri değil, kurumsal sorumluluğu ve bağlantılı suçları da kapsayacak biçimde tanımlanmalı, süreç kamuoyuna karşı şeffaf biçimde yürütülmelidir
- TBMM bünyesinde, kadınlar ve çocukları kapsayan, şiddetin her türünü içeren, açık tanımlara dayalı, önleyici ve koruyucu niteliği güçlü bir “Toplumsal Cinsiyet Temelli Şiddetle Mücadele ve Önleme Politika Metni” hayata geçirilmelidir. Bu doğrultuda politika metninin uygulanmasını izlemek ve denetlemek üzere, toplumsal cinsiyet eşitliği ve çocuk hakları alanında uzmanlardan, grubu bulunan tüm partilerin temsil edildiği ve alanda deneyimi olan kadın milletvekillerinin yer aldığı “TBMM Toplumsal Cinsiyet Temelli Şiddeti Önleme ve İzleme Birimi” kurulmalıdır.
- İstanbul Sözleşmesi’ne yeniden dönülmeli ve sözleşmenin yükümlülükleri yaşamın her alanında etkin biçimde hayata geçirilmelidir.
- Türkiye, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi’ne taraf olmalı, aynı zamanda sözleşmeye dair tavsiye kararlarını iç hukuka adapte etmelidir.
- İş yerinde şiddet ve tacizi açıkça yasaklayan, caydırıcı yaptırımlar içeren güçlü ve bağlayıcı yasal düzenlemeler ivedilikle yapılmalıdır.
- Meclis, yaşamın her alanında kadınlara, çocuklara ve LGBTİ ’lara yönelen erkek şiddetini, tacizi ve istismarı önleyici kapsamlı kamu politikaları vermekle yükümlüdür. Bu konuda acil eylem planları hayata geçirilmelidir. 8. Toplumsal Cinsiyet Temelli Şiddeti Önleme ve İzleme Birimleri ve Politika Belgeleri Meclis öncülüğünde tüm kamu kurumlarında kalıcı mekanizma olarak hayata geçirilmelidir.”
Bu arada DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Meclis’te yaşanan çocuk istismarı ve cinsel saldırının araştırılması için Meclis komisyonu kurulmasını istedi.



