Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

Devlet Muş’ta T’leri karıştırdı |

Bir cezaevi kent ekonomisini nasıl canlandırabilir?

Devlet Muş’ta T’leri karıştırdı |

E Tipi Cezaevi’nin kapasitesi dolunca T Tipi Cezaevi’nin inşaatına başlandı. Oysa Muş’un tekstil, tarım ve turizm alanlarındaki yatırımlara ihtiyacı var.

HABER MERKEZİ – Eğitimden sağlığa birçok temel soruna sahip Muş’a yatırım yerine ikinci cezaevi inşa ediliyor. Mevcuttaki E Tipi Cezaevi’nin kapasitesini aşması üzerine, Yeşilova beldesinde yapımına başlanan cezaevi, yaklaşık 400 dönümlük bir alanda inşa ediliyor. DEM Parti Muş Milletvekili Sümeyye Boz ise, “Kentin artan işsizlik sorununa kalıcı çözümler üretilmesi daha yararlı olurdu” dedi.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) rutin işgücü verilerinde işsizlik oranı en yüksek bölge Kürdistan’ın Van, Muş, Bitlis ve Hakkari kentlerinde görülüyor. Muş yıllardan beridir gençliğini “geleceksizlik” nedeniyle kaybediyor. İstihdamın olmayışı, güvenlik gerekçesiyle köylerinde tarım ve hayvancılık yapma fırsatı olmayan gençler ya metropollere ya da Avrupa’ya göç ediyor.

BOZ: GÖÇ DALGASI HALA SÜRÜYOR

NûMedya24’e konuşan DEM Parti Muş Milletvekili Sümeyye Boz, “2023 genel seçimlerinde normalde 4 olan vekil sayısı 3’e düştü. Bu kadar ciddi bir göç oranından söz ediyoruz. Üstelik bu göç dalgası halen sürüyor. Eğitim hakkından yoksun bırakılmaları, fabrikaların buralarda olmayışı nedeniyle gençler, kendi geçimlerini sağlayacak ekonomik fırsatların peşine düşüyorlar” diye özetliyor durumu.

Gençlerin kalmasını sağlayacak sürdürülebilir bir ekonomik modele en çok ihtiyaç duyan kentte inşaatına başlanan ise bir cezaevi! Mevcuttaki cezaevi kapasitesini aştığı için yenisine ihtiyaç duyulmuş. Yerel gazetelerin ikinci cezaevi yapımını ele alış biçimleri de oldukça sorunlu: “İkinci cezaevi ile kentin istihdam sorunu çözülecek, ekonomik canlanma yaşanacak” deniliyor.

“BARIŞ SÜRECİNİ KONUŞUYORUZ AMA CEZAEVLERİ İNŞA EDİYORUZ”

Boz, cezaevinin tam da barış sürecinde inşa edilmesinin kabul edilebilir olmadığını söylüyor:

“Aynı zamanda bu süreçte barışı tartışıyoruz, sürecin olumlu yöne evrilmesi için tarafların adım atmaları beklentisine sahibiz. Bir cezaevi inşasını, sürecin ruhuna denk düşmeyen; daha fazla hapsi, tehdidi, alıkoymayı ifade eden bir cezaevi yapımını anlaşılır bulmuyoruz.”

Benzer bir açıklama Mezopotamya Haber Ajansı’na konuşan Özgürlük İçin Hukukçular Derneği üyesi avukat Metin Güllü’den de geldi. Güllü, cezaevinin ‘muazzam’ büyüklükte olduğuna işaret ediyor:

“Bu cezaevinin yapımı sürecin ruhuna hizmet etmemektedir. Bu cezaevinin yapımı bir önceki çözüm süreci devam ederken devletin Kürt illerinin dağlarında yaptığı kalekolların yapılmasını aklımıza getiriyor. Nitekim o kalekollar ve diğer faaliyetler sonucunda çözüm süreci bozuldu. Herhangi bir nihayete erdirilmedi. Umarız, bu cezaevleri de süreci sekteye uğratmaz. Şuanda cezaevleri siyasi iktidarın sopası haline getirilmiştir. Haksız ve keyfi tutuklamalarla muhalefet susturulmaya çalışılıyor. Buradaki açılacak olan cezaevi de buna hizmet edecektir. Şuanda görünen o. Umarız bu cezaevleri yerine toplumun bir araya geleceği daha güzel yapılar, oluşumlar devlet tarafından oluşturulur ve barış sürecine de hizmet eder.”

CEZAEVİ YERİNE FABRİKA YAPILAMAZ MIYDI?

Milletvekili Boz, kentin tarım, turizm ve tekstil alanlarında oldukça verimli bir kapasiteye sahip olduğunu söylüyor. hem Ziraat Odası hem üniversitenin bu yönlü raporları Muş’un gerçek ekonomik potansiyelinin bu ‘3 T’ye yönelik geliştirilmesi gerektiğine işaret ediyor.

Ancak kentte ne tarımsal ürünlerle ilgili ne de tekstil ile ilgili kayda değer bir yatırım planlaması yok. Birkaç fason üretim yapan tekstil atölyesi dışında kentte gerçek istihdamı sağlayabilecek bir dinamik yaratılmış değil. Oysa bir tekstil kenti olarak anılabilecek tüm olumlu koşulları taşıyor kent: Hem hammadde hem ulaşım hem de coğrafi özellikleri itibariyle, bölgenin merkezi haline dönüşme potansiyeline sahip.

Hayvancılık da temel gelir kaynaklarından biri. Ancak süt ve süt ürünleri ile ilgili kayda değer bir iş hacmi yine yok. Organize Sanayi Bölgesi içinde niteliksiz birkaç tesisin varlığına işaret eden Boz, bu tesislerin de yakın zamanda atıklarını çevreye denetimsiz boşaltarak bir halk sağlığı sorununa neden oldukları için şikayet edildiklerini belirtiyor. Yani olan da denetlenmiyor, çevre kirliliği yaratıyor.

Benzer Haberler