Bekir Ağırdır
Son haftalarda küresel gidişata dair yapılan iki kritik analiz, yeni bir zihin haritası, yeni bir ideolojik çerçeve sundu. İlki, Amerikalı bilim insanı John Mearsheimer’ın bir YouTube yayınında dillendirdiği küresel analiz, ikincisi ise ABD’nin 2025 Ulusal Güvenlik Stratejisi Belgesi (NSS).
Ben, uzun süredir gidişatı “Küresel Ara Buzul Dönem” olarak adlandırıyorum. Gezegenin ritim değişikliği, teknolojik sıçrama ve toplumsal değişimler gibi üç devasa dalga nedeniyle insanlığın sahip olduğu ekonomik, jeopolitik, siyasal, hukuksal, toplumsal, teknolojik tüm sistemler krizde. Böylesi bir krizler yumağı çağ değişimine işaret ediyor; insanlık sanayi toplumundan bilgi toplumuna evriliyor. Ancak geleceğe dair bir hikayenin, ortak ütopyanın olmayışı, toplumların değişim korkusu ile değişime ayak uydurma zorunluluğu arasında bocalayışına yol açtı. Bu kaygı iklimi, popülist siyasi hareketler tarafından manipüle edildi. Krizler yumağının ürettiği endişe popülist, şoven siyasi hareketlerce korku politikalarına çevrildi.
Bir yandan çözüm için hala “devlet” dediğimiz aygıttan başka bir imkan, küresel meselelere karşı da güçlü ve etkin küresel kurumlar olamadığını deneyimledik. Popülist hareketler yükselirken küreselleşmeyle zayıfladığı varsayılan ulusal devletler yeniden sahne aldı.



