Eski ABD büyükelçisi Peter Galbraith, Fransa Senatosu’nda yaptığı konuşmada, Suriye’nin yeniden merkeziyetçi ve otoriter bir yönetime sürüklenmesine karşı tek uygulanabilir savunmasının, seçilmiş bir kurucu meclis tarafından hazırlanacak federal bir Anayasa olduğunu söyledi. Galbraith’e göre böyle bir süreç olmadan, ülkenin fiili bölünmeleri kalıcı hale gelecek ve azınlıklar ile laik çoğunluk korumasız kalacak.
HABER MERKEZİ – Eski ABD büyükelçisi ve Anayasa uzmanı Peter Galbraith, 13 Aralık 2025’te Fransa Senatosu’nda Paris Kürt Enstitüsü tarafından organize edilen “Rojava için Hangi Gelecek” konulu uluslararası konferansta Suriye hakkında çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
The Amargi‘ye göre Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim bölgesi (Rojava) ile savaş sonrası Suriye’nin geleceğine odaklanan konferansa Galbraith’ın yanı sıra birçok Batılı diplomat, Fransız milletvekilleri, HDK Eş Sözcüsü ve DEM Parti Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş ile Osman Baydemir’in aralarında olduğu birçok Kürt siyasetçi katıldı.
GALBRAITH’TAN “ANAYASA” VURGUSU
Irak’ın 2003 sonrası anayasal çerçevesinin mimarlarından biri olan ABD’nin eski Hırvatistan büyükelçisi Peter Galbraith, konferansta yaptığı konuşmada, “Gelecekteki Suriye Anayasası’nda ne yazılması gerektiği ve federalizm arzusu hakkında çok tartışma oldu. Benim görüşüme göre, Suriye’nin azınlıklarının ve laik nüfusunun istedikleri sonucu garanti altına almasının tek yolu seçilmiş bir Kurucu Meclis’tir. Irak’ta olan da buydu. Aslında anayasaların yazılmasının normal yolu budur” dedi.
Galbraith, Suriye’nin geleceğinin “kararnameyle ya da elit pazarlıklarıyla” şekillendirilmesini öngören “her modeli” reddetti: “Anayasalar bir diktatör tarafından dayatılmaz, bir diktatör ile onun atadığı bir parlamentonun bazı unsurları arasında müzakere edilmez. Anayasa, seçilmiş bir Kurucu Meclis tarafından yapılır.”
FEDERALİZM DEMOGRAFİK BİR KAÇINILMAZLIKTIR
Galbraith, federalizmin “marjinal bir talep değil, Suriyelilerin özgürce oy kullanmasına izin verilmesi halinde demografik bir kaçınılmazlık” olduğunu savundu.
“Suriye’de seçilmiş bir Kurucu Meclis olursa ne olur?” diye soran Galbraith sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu basitçe matematik meselesidir. Suriye nüfusunun yüzde 35 ila 40’ı azınlıklardan oluşuyor: Kürtler, Aleviler, Dürziler ve Hristiyanlar. Seçilmiş bir meclis olursa, federal bir sistem isteyecek önemli bir seçmen kitlesi ortaya çıkar. Biz genelde ‘yerinden yönetim’ kelimesini kullanıyoruz ama doğru kelime federalizmdir.”
Galbratih, ardından Suriye’nin Sünni çoğunluğuna değinerek, onların doğal olarak İslamcı bir yönetimi tercih edeceği yönündeki yaygın varsayımı sorguladı ve şöyle dedi:
דSünnilerin yüzde 50–60’ı içinde çok sayıda laik Sünni Suriyeli var. İslam devleti istemiyorlar. Dolayısıyla Batı, Suriye’de İslamcı bir devletin ortaya çıkmamasını istiyorsa, bunun en iyi garantisi ülkenin geleceğinin seçilmiş bir Kurucu Meclis tarafından belirlenmesidir.”
ANLAŞMA OLMAZSA NE OLUR?
Galbraith, böyle bir süreç hayata geçirilene kadar Suriye’nin “parçalı gerçekliğinin varsayılan durum olarak” süreceği uyarısında bulundu.
“Bir anlaşma olmazsa ne olur? Bu çok basit,” dedi. “Suriye halkı tarafından kararlaştırılmış yeni bir Anayasa olana kadar mevcut durum devam eder. Yani Rojava, Demokratik Suriye Güçleri’nin kendi kurumlarını işletmesiyle yoluna devam eder. Süveyda için de aynı durum geçerlidir.”
At the French Senate on Dec 13, former U.S. ambassador Peter Galbraith argued that only a federal constitution, written by an elected assembly, can prevent Syria’s return to centralized authoritarian rule and protect its minorities. pic.twitter.com/MC1B0hosuv
— The Amargi (@the_amargi) December 14, 2025
“HAZIRLIKLI OLUN”
Suriyeli Kürtlere ve müttefiklerine seslenen Galbraith, “Hazırlıklı olun” dedi ve konuşmasının devamında şunları söyledi:
×Yerinden yönetim ya da federalizm konusunda ne istediğinize dair ayrıntılı önerileriniz olsun. Polis konusunda tam olarak ne istiyorsunuz — polisi kim kontrol edecek, valiler nasıl seçilecek, yerel parlamentolar ya da meclisler nasıl olacak, eğitim sistemini kim yönetecek? Çok az kişi hakimleri kimin atadığına dikkat eder. Hangi hukuk uygulanacak?
Hukuki çeşitliliğin birliğe tehdit olmadığını vurgulayan Galbraith, “Ülkenin farklı bölgelerinde farklı yasalar olabilir. Irak’ta böyle. Kürdistan’ın, ülkenin Arap bölgelerinden farklı yasaları var. Amerika Birleşik Devletleri’nde de böyle. Benim eyaletim Vermont’taki ceza hukuku, Texas’takinden farklı. Biz kimseyi idam etmiyoruz” ifadelerini kullandı.
FRANSIZ VEKİL PORTE: TÜRKİYE VE İSRAİL’İN İŞGALİ SONA ERMELİ
Konferansta konuşan Boyun Eğmeyen Fransa (La France Insoumise) partisinden Fransız Ulusal Meclisi üyesi ve parlamentodaki Kürt çalışma grubunun başkanı Thomas Porte da Suriye’deki işgallerin sona ermesi çağrısında bulundu ve şunları kaydetti:
×Bugün hedef yeni bir Suriye inşa etmektir, ancak ben Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygıdan yanayım. Suriye’nin bir kısmı Türkiye tarafından, bir diğer kısmı olan Golan Tepeleri ise İsrail devleti tarafından işgal edilmiş durumda.
PYD EŞBAŞKANI YUSUF: ŞAM’IN UZLAŞMACI SÖYLEMİ GÖSTERMELİK
Konferansta konuşan Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eşbaşkanı Perwin Yusuf, yeni Suriye hükümetinin “uzlaşmacı söyleminin büyük ölçüde göstermelik” olduğunu söyledi.
Yusuf, Şam’ın dış muhataplarına “ılımlı bir görüntü” sunduğunu, ancak ülke içinde mesajının değişmediğini; DSG’nin silahsızlandırılmasını talep ettiğini söyledi.
BARZANİ’NİN DANIŞMANI BAKİR’DEN ‘ULUSAL BİRLİK’ UYARISI
Federe Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani’nin danışmanı Falah Mustafa Bakir ise, yaptığı konuşmada Kürt siyasi güçlerinin Şam’la müzakerelerde tek sesle konuşması gerektiğini vurguladı.
Bakir, “parçalanmışlığın anayasal pazarlık gücünü zayıflatacağı” uyarısında bulundu.
BEŞTAŞ’TAN BATILI HÜKÜMETLERE: SURİYE KÜRTLERİNE BAKIŞINIZI DEĞİŞTİRİN
HDK Eş Sözcüsü ve DEM Parti Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş ise Batılı hükümetlere, Suriye Kürtlerine bakışlarını yeniden gözden geçirmeleri çağrısı yaptı.
Kürtlerin yalnızca Batı’nın IŞİD’e karşı “en etkili kara gücü olarak değil”, aynı zamanda tüm Suriye’ye hizmet edebilecek daha geniş, demokratik, çoğulcu ve feminist bir siyasal projenin savunucuları olarak görülmesi gerektiğini söyledi.



