Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

Evin Cezaevi vuruldu, rejim sessiz I

Kadın tutsakların akıbeti bilinmiyor 

Evin Cezaevi vuruldu, rejim sessiz I

Tahran’daki Evin Cezaevi, İsrail hava saldırılarıyla ağır hasar aldı. Kadın tutsakların bulunduğu koğuş yıkılırken, gardiyanlar kaçma şüphesiyle şiddet uyguladı. Uluslararası Af Örgütü, İran’ı tutsakları korumaya çağırdı. Saldırı, savaş suçu kapsamında değerlendiriliyor.

HABER MERKEZİ- İsrail’in İran’ın başkentinde yer alan ve çoğunluğu siyasi mahkumların kaldığı Evin Cezaevi’ne düzenlediği hava saldırısı, bölgedeki savaşın tehlikeli bir yeni evresine işaret ediyor. Cezaevinin özellikle kadın tutsakların bulunduğu bölümü ciddi şekilde hasar alırken, saldırı sonrası yetkililerin müdahale biçimi insan hakları örgütlerini alarma geçirdi.

23 Haziran gecesi, Tahran’ın kuzeyinde yer alan Evin semtinde duyulan yüksek patlama sesleri, şehrin alışık olduğu gerilimi bambaşka bir boyuta taşıdı. Yerel kaynaklara göre, İsrail savaş uçakları veya insansız hava araçlarıyla gerçekleştirildiği düşünülen saldırı, doğrudan cezaevinin giriş kapısını ve özellikle kadınların kaldığı 8. Koğuş’u hedef aldı.

Rojnews’in, tutsakların ailelerinden edindiği bilgilere göre,  cezaevi duvarları ve tavanın bir bölümü yıkıldı, pencereler paramparça oldu. Ancak saldırıdan sağ kurtulan mahkumların sağlık durumuna dair hâlâ net bilgi yok. Cezaevine ambulansların girişine dair herhangi bir resmi açıklama yapılmış değil.

Dahası, cezaevindeki güvenlik güçlerinin, kaçış girişiminden şüphelendikleri mahkumlara yönelik fiziksel şiddet uyguladığı belirtildi. Görgü tanıklarına göre, 8. Koğuş’taki birçok yaralı tutsağın gardiyanlar tarafından darp edildi.

ULUSLARARASI AF ÖRGÜTÜ’NDEN İRAN’A ÇAĞRI: SİYASİ TUTSAKLAR KORUNMALI

Olayın hemen ardından bir açıklama yayımlayan Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International), İran yetkililerine iki yönlü bir çağrıda bulundu: Keyfi olarak tutuklanan kişilerin derhal serbest bırakılması ve saldırı riski altındaki tüm tutsakların güvenli bölgelere transferi. Örgüt, saldırıların sivilleri hedef almasının savaş suçu teşkil edebileceğine dikkat çekerek, uluslararası insancıl hukukun açık ihlali anlamına geleceğini vurguladı.

Amnesty, “Evin Cezaevi’nde bulunan çok sayıda insan hakları savunucusunun durumu son derece kaygı verici. Yetkililer tutsakları değil, rejimi koruyor gibi davranıyor,” açıklamasını yaptı.

REJİM MUHALİFLERİNİ YARGILAYAN İKİ MAHKEME DE SALDIRIDA HEDEF ALINDI

İran medyasına göre saldırı yalnızca Evin Cezaevi’nin ana girişini hedef almakla kalmadı, aynı zamanda cezaevi bünyesindeki bir savcılık ofisi ile iki mahkeme binasında da ciddi hasara yol açtı. Bu mahkemelerden biri cezaevinin kuzeyinde yer alan ve “Kaçuyi” olarak bilinen mahkeme, diğeri ise güney kısmındaki “Mogaddesi” mahkemesi olarak tanınıyor. Her iki mahkeme de protestocular ve rejim muhaliflerini yargılamasıyla biliniyor.

KADIN AKTİVİSTLER, PROTESTOCULAR, SİYASETÇİLER EVİN CEZAEVİ’NDE

Saldırının hedef aldığı Evin Cezaevi, “Jin, Jiyan, Azadî hareketine katılan protestocular, üniversite öğrencileri, kadın hakları savunucuları, gazeteciler, muhalif siyasetçiler ve sanatçıların da aralarında bulunduğu binlerce İranlının tutulduğu yer olarak kötü bir üne sahip.

Evin Cezaevi’nde bulunan bazı aktivist ve gazeteciler şunlar: İdam cezasıyla yargılanan Kürt aktivist Varisheh Moradi,  idam cezasıyla yargılanan Kürt kadın hakları savunucusu Pakhshan Azizi, siyasi tutsak Marzieh Farsi, 2023 prtotestolarında tutuklanan Motahareh Gonaei, Mahsa Amini’nin babasıyla röportaj yaptığı için tutuklanan Nazila Maroufian, gazeteci Sarvenaz Ahmadi, insan hakları aktivisti Elaheh Fouladi.

Cezaevinden bir süre önce serbest bırakılan Nargis Mohammadi de bir açıklama yaparak,tutsakların artırılmış güvenlik koşulları altında koğuşlarda tutulduğunu ya da başka yerlere nakledildiği bilgisini paylaştı. Mohammedi’nin mesajı şöyle:

×

Yaralı tutsakların tedavi edilebileceği ya da sevk edilebileceği bir yer yok ve savaş hali nedeniyle dışarıdaki hastanelere götürülmüyorlar. Bazı tutuklular hâlâ aileleriyle konuşamadı. Gelen bilgilere göre, tutsaklar Tahran çevresindeki cezaevlerine transfer ediliyor. Aileler korku ve kaygı içinde.

Bu koşullarda yapılan sevkler, tutsaklara dair sağlıklı bilgiye ulaşmamızı imkânsız hale getiriyor. Kaç zorunlu askerin öldüğünü bilmiyoruz. Evin Savcılığı önünde bilgi almak isteyen kaç tutuklu yakınının öldürüldüğünü de bilmiyoruz.

Rejim hiçbir bilgi vermiyor, bizim de elimizde kesin veriler yok.

Uluslararası topluma çağrım: bu savaş koşullarında tüm tutsakların serbest bırakılması için ellerinden geleni yapsınlar.

Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) de X hesabından açıklama  yaparak, Evin Cezaevi’nde en az 9 gazetecinin bulunduğunu bildirdi.

ÖLÜ VE YARALI SAYISI HALA BİLİNMİYOR

Cezaevindeki ölü ya da yaralı sayısına dair hâlâ resmi bir açıklama yapılmadı. Sağlık hizmetlerinin aksaması, hem mahkumların hem ailelerinin yaşadığı belirsizliği artırıyor. Özellikle kadın tutsakların akıbeti, İran’daki ve diasporadaki insan hakları savunucularını harekete geçirmiş durumda.

Cezaevinin 209 numaralı güvenlik koğuşunda tutulan mahkumların başka bir tesise götürüldüğüne dair bazı iddialar basına yansısa da, bu bilgiler resmi makamlarca teyit edilmedi. Cezaevinin önünde toplanan ailelere ise sert müdahaleler uygulandığı, bazı göstericilerin gözaltına alındığı bildiriliyor.

İran Yüksek Yargı Konseyi’nin 1986 tarihli 211 sayılı kararı, olağanüstü savaş koşullarında tutsakların tahliye edilmesi, cezaların dönüştürülmesi ya da transfer edilmesi gibi yollarla korunmasını öngörüyor. Ancak şu ana dek İran yargısının bu yönde adım attığına dair bir işaret yok.

İSRAİL DIŞ İŞLERİ BAKANI’NDAN SALDIRI SONRASI MESAJ: YAŞASIN GÜZELLİK!

İsrail Dış İşleri Bakanı Gideon Sa’ar ise Evin Cezaevi’ne düzenlenen saldırının görüntülerini X platformundan paylaşarak, “İran’ı defalarca uyardık, sivilleri hedef almayın. Bu sabah da dahil olmak üzere devam etti. Bizim cevabımız: Yaşasın özgürlük, yaşasın güzellik!” mesajıyla paylaştı.

Benzer Haberler