Gençler arasında giderek yaygınlaşan kadın düşmanı içerikler ve dijital dünyada hızla yayılan erkek egemen söylemler karşısında, Birleşik Krallık hükümeti eğitim sisteminde kapsamlı bir reform başlattı.
HABER MERKEZİ- İngiltere Eğitim Bakanlığı, gençler arasında hızla yayılan misojini (kadın düşmanlığı) dalgasına karşı mücadele kapsamında, ilişkiler, cinsellik ve sağlık eğitimi (RSHE) programını genişlettiğini duyurdu. Müfredatın merkezinde dijital ortamda karşılaşılan cinsiyetçi, ayrımcı ve zararlı içeriklerin tanınması ve etkilerinin anlaşılması yer alıyor. Uygulama hemen başlayacak, 2026’dan itibaren ise zorunlu olacak.
Resmî verilere göre, 11-19 yaş arası öğrencilerin %54’ü son bir hafta içinde kadınlara yönelik cinsiyetçi ifadeler duyduklarını bildirirken, %37’si bu tür söylemlerin kız öğrencilerin güvenliği konusunda endişe verici olduğunu belirtti.
Eğitim sendikası ASCL’den özel eğitim ihtiyaçları uzmanı Margaret Mulholland, “Çocuklar özellikle çevrimiçi ortamda toksik ve zararlı içeriklere maruz kalıyor. Bu, gerçek hayattaki davranışlarını da şekillendiriyor,” dedi.
Eğitim Bakanı Bridget Phillipson, yeni programın, çevrimiçi ortamda yayılan “kötücül güçlere” karşı gençleri donatmayı amaçladığını vurguladı.
“MANOSFER” ETKİSİ TİKTOK VE YOUTUBE’DA BÜYÜYOR
Özellikle “manosfer” olarak adlandırılan dijital erkek egemen topluluklar, genç erkekler üzerinde giderek daha fazla etki kuruyor. Kadın düşmanı söylemleri normalleştiren bu çevrim içi içerikler, sadece aşırı görüşleri savunan influencer’lar aracılığıyla değil, aynı zamanda kişisel gelişim ve girişimcilik kisvesi altında yayın yapan “maskülenlik koçları” aracılığıyla da yayılıyor.
Örneğin sosyal medya fenomeni Andrew Tate’in yalnızca X platformunda 11 milyona yakın takipçisi bulunuyor. TikTok gibi platformlarda ise, 13-17 yaş arası kullanıcıların oranı %22’yi aşıyor. Bu yaş grubunun düzenli olarak maruz kaldığı içeriklerin bir kısmı doğrudan kadın düşmanı olmasa da, bu ideolojinin bazı unsurlarını daha yumuşatılmış biçimde taşıyor.
Sosyolog Louis Bachaud, “Bu içeriklerin bir kısmı doğrudan manosfer kaynaklı değil; ancak maskülenlik, spor, kişisel gelişim gibi temalar altında bu ideolojinin bazı figürlerini ve kalıplarını barındırıyor,” diyor. Ayrıca, muhafazakâr ve dini içeriklerde de kadınlara yönelik ayrımcı söylemlerin bulunabileceğine dikkat çekerek, çevrimiçi radikal etkilerin boyutunun ölçülmesinin zor olduğuna işaret ediyor.
DİJİTAL ALEM MERCEK ALTINDA
UN Women’ın raporuna göre, dünya genelinde 5,5 milyardan fazla internet kullanıcısı bulunuyor ve dijital alanlar artık bilgi edinme ve ilişkiler kurma biçimlerini şekillendiriyor. Kurum, genç erkeklerin üçte ikisinin düzenli olarak erkek egemen dijital içeriklere maruz kaldığını ve bu içeriklerin kadınlara yönelik şiddeti normalleştiren radikal görüşlerle bağlantılı olduğunu belirtiyor.
İngiltere’nin yeni müfredat adımı, sadece kadınlara yönelik nefret söylemini engellemeyi değil, aynı zamanda gençlerin dijital medya okuryazarlığını artırmayı ve internette karşılaştıkları içeriklere karşı eleştirel bir bilinç geliştirmelerini sağlamayı amaçlıyor.