ABD, İran’ın balistik füze ve insansız hava aracı üretimine destek verdikleri gerekçesiyle bazı ülkelerdeki kişi ve kuruluşlara yaptırım uyguladı. Bu ülkeler arasında Türkiye de var. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu ise, İran’ın nükleer stokları denetlemeye izin vermediğini duyurdu.
HABER MERKEZİ – ABD Hazine Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, yapılan belirlemelerde İran, Birleşik Arap Emirlikleri, Türkiye, Çin, Hong Kong, Hindistan, Almanya ve Ukrayna merkezli, birden fazla tedarik ağı işleten toplam 32 kişi ve kuruluşun hedef alındığı belirtildi. Yaptırım uygulanan bu kişi ve kuruluşlar, İran’ın balistik füze ve insansız hava aracı üretimine destek vermekle suçlandı.
Yapılan açıklamada, “Bu ağlar, Ortadoğu’daki ABD ve müttefik personel ile Kızıldeniz’deki ticari nakliye için tehdit oluşturuyor” denildi.
ABD, Avrupalı müttefikleri ve İsrail, İran’ı nükleer programını silah üretme kabiliyetini geliştirme çabalarını gizlemek için kullanmakla suçluyor. İran ise nükleer programının yalnızca barışçıl amaçlara yönelik olduğunu savunuyor.
IAEA: MÜFETTİŞLERİN NÜKLEER TESİSLERE GİRMESİNE İZİN VERMİYOR
Bu arada Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (IAEA) bugün yayımladığı gizli bir raporda, İran’ın Haziran ayında İsrail ve ABD tarafından bombalanan nükleer tesislere hâlâ müfettişlerin girmesine izin vermediğini, İran’ın zenginleştirilmiş uranyum stokunun muhasebesinin “uzun zamandır geciktiğini” duyurdu.
IAEA yönergelerinde, İran’ın yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum stokunun, örneğin İran’da yüzde 60’a civarında saflığa kadar zenginleştirilmiş malzemenin, her ay doğrulanması gerektiği belirtiliyor. Bu, silah sınıfındaki yaklaşık yüzde 90’lık orana yakın olarak değerlendiriliyor.
Raporda, İran’ın ürettiği ve depoladığı yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum miktarının “ciddi bir endişe kaynağı” olduğu belirtildi. Raporda, IAEA’nın artık İran’ın zenginleştirilmiş uranyum stokları hakkındaki sözde bilgi sürekliliğini kaybettiği ve bu durumun tam bir tabloyu yeniden oluşturmanın zor olacağı belirtildi.
IAEA, ABD ile İsrail’in Haziran ayındaki saldırılarından “etkilenmeyen” 13 nükleer tesisten yalnızca bazılarını denetlediğini, etkilenen yedi tesisten ise hiçbirini denetlemediğini belirtti.
10 NÜKLEER BOMBAYA YETER
İsrail ve ABD’nin, İran’ın o dönemde faaliyette olan üç zenginleştirme tesisinden birini yok eden ve diğerlerine de ciddi zarar veren Haziran ayındaki saldırılarının bir nedeni, İran’ın nükleer silah üretebilecek duruma çok yaklaşmış olmasıydı.
Batılı güçler, İran’ın bu kadar yüksek seviyede zenginleştirmesinin medeni bir açıklaması olmadığını söylüyor. İran, amaçlarının tamamen barışçıl olduğunu savunurken, Uluslararası Atom Enerji Ajansı (UAEA), İran’da koordineli bir silah programına dair güvenilir bir gösterge olmadığını belirtti.
IAEA, saldırılardan önce İran’ın uranyum hekzaflorür formunda yüzde 60’a kadar zenginleştirilmiş 440,9 kg uranyuma sahip olduğunu ve bunun kolayca daha da zenginleştirilebileceğini tahmin ediyor. IAEA ölçütlerine göre, daha da zenginleştirildiğinde bu miktar 10 nükleer bombaya yetiyor.
ANLAŞMA SAĞLANAMADI, YAPTIRIMLAR DEVREYE GİRDİ
IAEA, birkaç aydan beri İran’dan stoklara ne olduğunu açıklamasını ve denetimlerin hızla yeniden başlamasını istiyor. İki taraf, Eylül ayında Mısır’ın başkenti Kahire’de bu amaçla anlaşma duyurdu, ancak anlaşmanın gerekleri şimdiye kadar yerine getirilmiş değil ve İran Eylül ayı sonlarında BM ile AB’nin yaptırımları yeniden devreye koymasının ardından anlaşmanın geçersiz olduğunu duyurdu.



