Mediterranea Saving Humans adlı sivil toplum kuruluşunun Mare Jonio yardım gemisinin 6 aktivisti, mahsur kalan 27 kişilik göçmen grubunu kurtardıktan sonra yasadışı göçü kolaylaştırmakla suçlanıyor.
HABER MERKEZİ – Başbakan Giorgia Meloni öncülüğünde göçmen karşıtı uygulamaları her geçen gün arttıran İtalya’da bu kez denizde göçmenleri kurtaran yardım gemisi mürettebatı yargılanacak.
Sicilyalı bir yargıç, Mediterranea Saving Humans adlı sivil toplum kuruluşunun Mare Jonio yardım gemisinin 6 aktivistinin “yasa dışı göçe yardım” suçlamasıyla yargılanmasını istedi. Sicilya mahkemesi de davanın ilk duruşmasının tarihini 21 Ekim olarak belirledi.
YARDIM GEMİSİNE GÖÇMENLERİ ALMA SUÇLAMASI
Dava, Mare Jonio yardım gemisinin, Akdeniz’de dev bir tanker tarafından kurtarılan 27 göçmeni, 2020 yılında kurtarma operasyonuyla ilgili.
Beşi erkek, biri kadın altı sanık, bir aydan fazla süredir Danimarka tankeri Maersk Etienne’de mahsur kalan göçmen grubunu kendi gemilerine almaya razı olduktan sonra yasadışı göçü kolaylaştırmakla suçlanıyor.
Yargılanan sanıklar arasında Mare Jonio’nun kaptanı bir doktor ve yardım kuruluşunun kurucu ortağı ve önde gelen sol görüşlü aktivistlerden Luca Casarini de yer alıyor.
AVUKAT ROMANO: TÜRÜNÜN İLK İDDİANAMESİ
Davayla ilgili Reuters’a konuşan Avukat Serena Romano, “Bu, türünün ilk iddianamesi. Sivil toplum kuruluşunun ekiplerine karşı daha önce açılan tüm davalar soruşturma aşamasında veya ön duruşmalar sırasında kapatıldı” bilgisini paylaştı.
Danimarka tankeri Maersk Etienne’in operatörü Maersk Tankers’a göre, o sırada Malta, İtalya ve Libya yetkilileri tankerin göçmenleri karaya çıkarmasına izin vermemişti.
Grup, Avrupa’ya ulaşmaya çalışırken Malta yakınlarında batan bir tahta sandaldan kurtarılmıştı. Mare Jonio da bu göçmenleri Sicilya’ya götürdü.
“27 İNSANI DENİZDE BIRAKAN YETKİLİLERİ ŞAHİT GÖSTERECEĞİZ”
İtalya merkezli Ansa’nın haberine göre savcılar, kurtarmanın finansal olarak motive edildiğini iddia ediyor.
Maersk’in Mare Jonio’nun sahibi olan Idra Social Shipping’e yaptığı 125 bin tutarındaki ödemeyi örnek gösteriyorlar. Mediterranea, ödemeyi kurtarma çabalarını desteklemek için “şeffaf bir bağış” olarak adlandırarak suçlamayı reddediyor.
Merhum Papa Francis’in dostu olan Casarini, Sicilya’nın Ragusa kentindeki bir mahkeme tarafından emredilen duruşmanın, olay sırasında “resmi davranışların incelenmesi için bir fırsat” sunacağını söyledi. “27 insanı 58 gün boyunca denizin ortasında bırakıp gitmeye karar veren bakanları ve yetkilileri şahit olarak çağıracağız” dedi.
KURTARMA OPERASYONU NASIL YAPILDI?
4 Ağustos 2020’de, ürün tankeri Maersk Etienne, Libya’nın yaklaşık 70 deniz mili kuzeyinde küçük bir tekneden gelen yardım çağrısına yanıt verdi ve Malta kurtarma koordinasyon yetkililerinin talimatları doğrultusunda teknedeki 27 kişiyi gemiye aldı.
Ancak tanker daha sonra göçmenlerin karaya çıkarılmasına izin vermeyen Malta ile bir çıkmaza girdi. Tanker, 27 kişiye bakacak tesislerinin olduğunu ve yardıma ihtiyaç duyduğunu vurguladı.
Mediterranea Saving Humans, yardım sağlamak için Mare Jonio adlı gemisini göndererek yanıt verdi. Gemide temel tıbbi bakım sağlamak için bir doktor vardı.
Mülteciler römorköre transfer edildi ancak Malta, kişilerin karaya çıkarılmasına izin vermeyi reddetti. Bunun üzerine göçmenler, Sicilya’daki İtalyan limanı Pozzallo’ya çıkarıldı.
×
MELONİ’NİN GÖÇ KARŞITI KAMPANYASI
Suçlamalar, 2022’de göreve başlayan Başbakan Giorgia Meloni’nin Akdeniz’deki göç akışını azaltmak için uzun süredir sürdürdüğü kampanyasını sürdürmesinin ardından geldi.
2022’den beri iktidarda olan Meloni’nin hükümeti, deniz yoluyla gelenleri azaltmayı ve sivil toplum kurtarma operasyonlarını sınırlamayı amaçlayan politikalar yürürlüğe koydu. Sahil Güvenlik’e göçmenlerin karaya çıkarılması konusunda ek yetki veren yeni kurallar getirildi.
İktidar koalisyonunun bazı üyeleri, yargıyı hükümetin göçmen geçişlerini engelleme çabalarını baltalamaya çalışmakla suçladı; Arnavutluk’ta düzensiz göçmenleri tutuklama girişimlerini engelleyen tekrarlanan kararlar da buna dahil.
Taciz edildiklerini ileri süren STK’ler, operasyonlarını aksatmak amacıyla daha uzak limanlara gönderildiklerini ve gemilerin sık sık liman denetimlerine tabi tutulduğunu ileri sürüyor.
