Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

Kadınlar barış süreçlerini anlatıyor I

“Süreç bitmez, başlar”

Kadınlar barış süreçlerini anlatıyor I

Filipinler’den Kuzey İrlanda’ya kadar pek çok ülkede barış müzakerelerine katılan kadınlar, İstanbul’da düzenlenen uluslararası konferansta buluştu. Kadın arabulucular, deneyimlerinden yola çıkarak barış süreçlerinde uygulama ve sabrı anlattı

HABER MERKEZİ- Friedrich-Ebert-Stiftung ve Sabancı Üniversitesi işbirliğiyle İstanbul’un Beyoğlu ilçesinde düzenlenen “Barış Süreçlerini Canlandırırken Tecrübelerden Ders Çıkarmak” başlıklı uluslararası konferansta, farklı ülkelerden barış süreci aktörleri bir araya geldi. Konferansın odak noktası, kadınların barış süreçlerine katkısı ve bu süreçlerin sürdürülebilirliği oldu.

Jinnews’in takip ettiği konferansın ilk oturumu, “Barış Süreçlerini Canlandırmak” başlığıyla Sabancı Üniversitesi’nden Ayşe Betül Çelik moderatörlüğünde gerçekleşti. Oturumda Filipinler, Endonezya (Aceh), Mozambik ve Kuzey İrlanda’da barış müzakerelerinde görev almış kadın arabulucular deneyimlerini paylaştı.

FİLİPİNLER: 17 YILLIK SÜREÇTE KADINLARIN ROLÜ

Filipinler hükümetinin müzakerecilerinden ve Güneydoğu Asya Kadın Barış Arabulucuları Kurucu Üyesi Miriam Coronel-Ferrer, ülkelerinde 17 yıl süren barış sürecinde kadınların aktif rol aldığını vurguladı.

Coronel-Ferrer, “Kadınların barış sürecine dâhil olması sadece temsil değil, barışın sahiplenilmesini de sağladı” dedi.

ENDONEZYA-AECH: ONURLU SÜRECİN ÖN ŞARTI

Özgür Açe Hareketi (GAM) müzakerecisi ve Aceh Kadınlar Birliği Kurucu Ortağı Shadia Marhaban, 20 yıl önce yürütülen barış sürecinde “siyasi tutukluların salıverilmesi ve silahların imhası” gibi ön koşulların önemine dikkat çekti. Shadia Marhaban, “20 yıl önce olan barış görüşmesi vardı ve ben 20 yıl önce arabuluculuk yaptım o zaman farklı koşullar vardı. Bugün artık h farklı dönemde ve koşuldayız. Yeni enerjiye ihtiyaç var. 3 müzakere girişimi oldu. Bütün siyasi tutukların salıverilmesi gerçekleştirilirse masaya otururuz dedik. Siyasi tutukluların koşulsuz salıverilmesi zor bir konuydu. Bir kısmını barışa katkı sağlayacağını düşündüklerini salıverdiler. Onurlu süreç yürütmek için ön koşulumuz vardı. Silahları sadece bırakmak değil imha etme ön koşulumuz vardı. Çok fazla müzakere içine dalıp uygulamayı unutuyoruz. Barış anlaşması imzalandı bitti diyoruz ama hayır o bir başlangıç” diye konuştu.

MOZABİK: ÖNCE UYGULAMA, SONRA ANLAŞMA

Birleşmiş Milletler Proje Hizmetleri Ofisi’nden Neha Sanghrajka, tek kadın olarak yer aldığı Mozambik barış sürecinde “önce uygulama, sonra anlaşma” yaklaşımının benimsendiğini belirtti. Sanghrajka, “İmzalardan önce fiili adımlar atmak güveni artırdı” diyerek, süreçte stratejik kapsayıcılık ve kararlılığın gerekliliğine vurgu yaptı:

“Uygulama çok önemli. Süreçte biz bir şey imzalamadan uygulamaya geçtik. Bir şey imzalanmasından bıkılmıştı artık tamamen fiiliyat ile başlayalım dedik ve bu şekilde müzakere gerçekleştirildi ve güven oluşmaya başladı. İnsanlar bir şey başladığınızda sonu ne zaman diye soruyorlar ve pozitif cevap istiyorlar. 8 yıl geçti ve parlemontada ademi merkeziyetçi mevzuatı geçirildi. Seçilen valiler iş başı yaptı. Milli marşta ‘tek tek tuğla’ diye cümle geçiyor bizde aynı öyle yaptık. Her şeyi birden yaptığınızda altında eziliyorsunuz. Eğer hedefe sürekli kilitlenirseniz diğer sesler dikkatinizi dağıtmıyor. Biz sürecin etrafında korunak duvarı kurduk ve amaca kitlendik. Herkesin dahil edilmesi formaliteye dönüyor.  Dahil etmeyi de stratejik yapmak gerekiyor. Herkesi masaya toplamaya çalışırken iki ana taraf arasında diyalogu gölgeliyorsunuz. Zaman bizim için bir lüks.””

KUZEY İRLANDA: 2 İLERİ 1 GERİ GİDEN BARIŞ SÜRECİ

Kadınlar Koalisyonu Kurucu Ortağı ve çok partili görüşmelerin müzakerecisi Bronagh Hinds, Kuzey İrlanda’daki barış sürecinin “iki ileri, bir geri” ilerleyen bir mücadele olduğunu söyledi.

Hinds, “Anlaşmalarımızda bazı konuları gündemimize almamışız bunu gördük bizim 75 senedir sürecimiz devam ediyor. Çok sayıda anlaşma ve yeni süreçler yaşandı. 2 ileri 1 giden bir süreçtir bunu kabul edilmesi lazım. Müzakerenin kendisi güven inşasını sağlamaya çalışan bir çalışma. Herkesin silah bırakması şart değil ama süreç sırasında taahhütlerini açıkça dile getirmesi ve siyasi çözümleri kabul etmesi gerekiyor. Bizde silah bırakmak için uluslararası komisyon kuruldu bu çalışma ile grupların silah bırakması gerçekleştirildi. Ardından silah bırakan gruplardan temsilciler siyasi temsilci olabilmesi için seçim gerçekleştirildi. Bunlar hiç kolay olmadı. Kadınların bu süreçte olması geleneksel müzakerelerden daha iyi sahiplenilmiş bir sürece taşıdı. Çatışma kültürünü tekrardan tanımladık ve müzakereler şeytanlaştırılıyordu biz bunu aştık” dedi.

Benzer Haberler