Yangınlarla yuvaları yok olan, hayatta kalma mücadelesi veren son yaban hayvanları da para uğruna avcıların namlusuna sürülüyor. Devletin ‘koruma’ adı altındaki av ihaleleri doğa savunucularını ayağa kaldırdı
HABER MERKEZİ- Türkiye’de hayvana yönelik şiddetin cezaları hâlâ caydırıcı olmaktan uzak. Bir yanda bu boşluklara karşı mücadele sürerken, diğer yanda yasalar eliyle pek çok hayvanın öldürülmesinin önü açılıyor.
“Av turizmi” adı altında, aralarında nesli tükenme tehlikesi altındaki türlerin de bulunduğu yüzlerce hayvan için her yıl ihaleler düzenleniyor. Avcılık, ekosisteme verdiği geri dönülmez zarara rağmen hâlâ “spor” olarak tanımlanıyor. Tüm itirazlara karşın, bu yıl da av turizmini teşvik eden ve katliam ihalelerinin önünü açan genelge yayımlandı.
Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü (DKMP), ağustos ayında 14 ilde, nesli tehlike altında olan yaban keçisi, kızıl geyik, çengelboynuzlu dağ keçisi ve yaban koyununu öldürmek için milyonluk ihaleler açtı. Avlanacak hayvanların yaşam mücadelesi sürerken, yetkililerin derdi ihalelerden gelecek milyonlarca lira.
Mersin, Eskişehir, Kütahya, Kastamonu, Adıyaman, Tokat, Maraş, Sivas, Van, Hakkari, Bitlis, Erzincan, Bingöl ve Erzurum’ a kadar uzanan listede, yalnızca Anadolu’ya özgü türler “muhammen bedel” adı altında satışa çıkarıldı.
Toplam 36 milyon 540 bin liralık ihaleyle 96 yaban keçisi, 21 kızıl geyik, 5 çengel boynuzlu dağ keçisi ve 1 yaban koyunu vurulacak.
KORUMA ALANLARI GELİR ÇARKINA DÖNÜŞTÜ
AKP döneminde çıkarılan 4915 Sayılı Kara Avcılığı Kanunu, yaban hayatın ölüm fermanı gibi. Kanun, yasal dile “koruma” vurgusuyla girse de, uygulamada yaban hayvanlarını öldürerek para kazanan bir sistem haline gelmiş durumda. Kanunla tanımlanan özel ve örnek avlaklar, “koruma” maskesi altında adeta açık artırmaya çıkarılıyor.
İktidara gelir gelmez çıkardıkları bu kanunla av turizmini temel gelir kapısı haline getiren iktidar, “koruma” alanlarının sayısını yükselterek av sahası alanını da genişletmiş görünüyor.
4915 sayılı Yasaya dayalı olarak yaban hayvanı türlerini yaşadıkları habitatlarla birlikte korumak ve geliştirmek amacıyla 1 450 000 hektar toplam 88 adet Yaban hayatı Geliştirme Sahası kurulmuştur. Yani yasal metinlerde “koruma” yazsa da sahada “avlanmaları para kazandıran kaynaklar” olarak görüyorlar.
YABAN HAYAT SATILIK OLAMAZ
22 Ağustos’ta gerçekleşecek ihalelerle; Kütahya’da 200 bin lira muhammen bedel karşılığında 1 kızıl geyik ve Eskişehir’de 2 milyon 840 bin lira muhammen bedel karşılığında 14 kızıl geyik ile 1 milyon 800 bin lira muhammen bedel karşılığında 1 yaban koyunu avlanacak.
Eskişehir Doğa ve Yaşam Platformu’nun tepkisi sert oldu:
“Binlerce yıldır bu topraklarda özgürce yaşayan canlılar, kâğıt üzerinde mal gibi listelenip parası olanın silahına hedef yapılıyor. Yaban hayatı ‘korumakla’ görevli kurumlar, avcıların hizmetinde ölüm tüccarlarına dönüşmüş durumda.”
Yaşam savunucuları, “Yaban hayat satılık değildir” diyerek ihalelerin iptalini istiyor:
“Paranın hükmü doğanın yasalarından büyük değildir. Canlılar doğanın ortak varlıklarıdır. Onları satışa çıkaran her ihale, yaşam hakkına saldırıdır.”