Meclis komisyonunun dokuzuncu toplantısında konuşan iş dünyasının temsilcileri, ülkede istihdam, yatırım ve ekonomik zenginleşmenin en sağlam temelinin demokrasi, temel hak ve özgürlüklerde ilerleme, huzur ve kalıcı barış olduğunu vurguladı.
HABER MERKEZİ – Meclis’te Kürt sorununa çözüm arayışları kapsamında kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun dokuzuncu toplantısı başladı.
Meclis ve aynı zamanda Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu Başkanı Numan Kurtulmuş yaptığı kısa konuşmada her bir kurum temsilcisinin 20 dakikalık bir konuşma süresine sahip olduğunu söyledi.
TOBB: İSTİHDAM VE YATIRIM, DEMOKRASİYLE MÜMKÜN
İlk sözü alan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, “Milli dayanışmanın ortaya çıkması için kardeşlik hukukunu korumaya ve canlı tutmaya mecburuz. Tüm bunlar, ancak demokrasinin kuralları ve kurumlarıyla işler halde bulunmasıyla mümkün olabilecektir” dedi.
“İş dünyasının görevi üretmek, istihdam ve yatırım yapmaktır. Ancak bunlar huzurun, güvenliğin ve demokrasinin olduğu bir ülkede mümkündür” diyen Hisarcıklıoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Huzuru kalıcı kılmanın ve kardeşliği güçlendirmenin yolu, sadece güvenlik önlemleriyle sınırlı değildir. Demokrasi, vatandaşlarımızın kimliği, kültürü, inancı ve yaşam tarzı ne olursa olsun kendilerini özgürce ifade edebilmesinin de teminatıdır. Kimsenin inancından, fikrinden, kökeninden ya da aidiyetinden dolayı ayrımcılığa uğramaması gerekir. Herkesin ticarette, eğitimde, siyasette ve sosyal hayatta eşit fırsatlara sahip olmalıdır. İşte bu yüzden demokrasi, huzurun, kardeşliğin ve terörsüz bir Türkiye’nin en sağlam temelidir. Demokrasi olmazsa bu hakların hiçbiri güven altında olmaz. Bütün sorunların çözüm yolu demokrasidir. Çözüm adresi de Türkiye Büyük Millet Meclisidir.”
TESK’TEN YASAL ZEMİN VE HUKUKİ PROSEDÜR VURGUSU
Ardından söz alan Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Başkanı Bendevi Palandöken, ”Her tarafımız çember altında. Herkes bize gıptayla bakıyor. Fitne sokmaya çalışıyorlar, ‘bu sürecin sonu ne olacak’ diye. Başlaması demek sürecin bitmesi demek” dedi.
Sürecin uzamaması gerektiğini belirten Palandöken, “Süreyi derleyip toplayıp yasal zemin üzerinde hukuki bütün prosedürleri tamamlanmış bir vaziyette halka sunulması lazım” diye konuştu.
TİSK: 100 MİLYAR DOLARLA HER YIL NELER YAPILABİLİRDİ?
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Başkanı Özgür Burak Akkol da sürecin başarıya ulaşması durumunda hedeflenen güven, istikrar, yatırım ve kalkınmanın tüm Türkiye’ye katkı sağlayacağına inandığını söyledi.
“Çatışmalı süreçlerin ülkeye maliyeti ne oldu?“ sorusuna cevap bulmak için farklı yöntemlerle üç farklı çalışma yaptıklarını kaydeden Akkol, çatışmaların Türkiye’ye yıllık maliyetinin minimum 140 milyar dolar, maksimum 240 milyar dolar olduğunu söyledi.
Yıllık maliyetin 100 milyar hesap edilmesi halinde bu parayla her yıl neler yapılabileceğini anlattı: Çatışmalarda harcanan 100 milyar dolar ile her yıl 2 buçuk milyon adet konut, 12 tane Kuzey Marmara Otoyolu, 50 tane Yusufeli Barajı, 100 tane BYD otomobil fabrikası, 100 tane şehir hastanesi, 1000 tane özel okul, 160 bin özel okul yapılabileceğini ifade etti.
TZOB’TAN KALICI BARIŞIN FIRSATLARI TESPİTİ
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanvekili Ahmet Bahadır Sezgin de kalıcı barışın sağlandığı bir senaryoda bölgesel ölçekte çok güçlü fırsatların Türkiye’yi beklediğini söyledi.
Sürecin başarıyla sonuçlanması halinde mera veriminin artacağını, yem maliyetinin azalacağını kaydeden Sezgin, “Özel sektör yatırımları yüzde 50 artabilir, dijital tarım verimliliği yüzde 30 artabilir, tarım istihdamı yüzde 15 artabilir” dedi.
Göçün tersine dönmesi, kırsal nüfusun güçlenmesi ve toplumsal uyumun pekişmesi gibi kazanımların olacağını da ifade eden Sezgin, kalıcı barışın Türkiye’nin stratejik gıda üssü haline gelmesine önemli katkı sağlayacağını da söyledi.
MÜSİAD: BÖLGE EKONOMİK OLARAK TECRİT EDİLDİ
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Başkanı Burhan Özdemir, çatışmalı süreçte harcanan para harcanmamış olsaydı, Türkiye’nin 10 ekonomi arasına girebileceğini vurguladı. Özdemir, kişi başına milli gelirin de 30 bin doları geçebileceğini söyledi.
Kürdistan’ın gayri safi milli hasılaya katkısının nüfusuna oranla çok düşük olduğunu Özdemir, ekonomik olarak da tecrit edildiğini kaydetti. 90’lı yıllarda 100 binlerce ailenin güvenlik gerekçesiyle göç etmek durumunda kaldığını kaydeden Özdemir, sorunun sosyal boyutlarına da önem verilmesi gerektiğini söyledi. Yoksul kuşakların oluştuğunu, toplumsal istikrarsızlığın arttığını, toplumsal travmanın genç kuşaklarda güvensizlik ve umutsuzluk oluşturduğunu ifade eden Özdemir, bu alanlarda çalışmalar yapılması gerektiğinin altını çizdi.
TÜSİAD: TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERDE İLERLEME KAYDETMELİYİZ
Türk Sanayicileri ve İşinsanları Derneği (TÜSİAD) Başkan Yardımcısı Bülent Ozan Diren, “Demokrasi ve hukuk devletini tartışma konusu edilemeyecek bir düzeye getirmek içeride ve dışarıda ülkemize, kurumlarımıza demokrasimize güveni artırmak; hiç şüphesiz ekonomimizi de güçlendirecektir” dedi.
Demokratikleşmenin bir zihniyet değişikliğini içeren toplu bir süreç olduğunu ifade eden Diren, “Devletin içindeki erklerin birbirine yaklaşımlarında demokrasi ve hukukun üstünlüğü tam olarak yaşanmalıdır” dedi.
Diren, “Yalnızca ekonomide değil temel hak ve özgürlükler konularında ilerleme kaydetmek zorundayız” diyerek komisyonun amacında vurgulanan özgürlük ve hukuk devleti alanlarındaki çalışmaları önemli bulduklarını ifade etti.
ASKON: YATIRIM İKLİMİ, HUZUR VE GÜVENLE MÜMKÜN
Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Orhan Aydın ise huzur ve güvenin sağlanmadığı bir ortamda yatırım ikliminin oluşamayacağını ifade etti.
Dünyanın neresinde olursa olsun iş insanlarının güvenli limanları tercih ettiğini ifade eden Aydın, “Fabrikanın bacasından tüten duman sadece üretimi değil aynı zamanda huzuru da temsil ediyor” diye konuştu.
HAFTAYA KİMLER DİNLENECEK?
Komisyon toplantısı, Kurtulmuş’un yaptığı kısa bir değerlendirmeyle sona erdi. Komisyonun 10. toplantısı, 17 Eylül Çarşamba; 11. toplantısı ise 18 Eylül Perşembe günü yapılacak.
Önümüzdeki hafta oturumlarında çatışma çözümü alanında çalışmaları olan akademisyenler ile Kürdistan’da faaliyet gösteren bazı sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri dinlenecek.
×
KOMİSYON DÜN İŞÇİ TEMSİLCİLERİNİ DİNLEDİ
Komisyonun 11 Eylül’de yapılan sekizinci toplantısında Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, KESK Eş Genel Başkanları Ayfer Koçak ile Ahmet Karagöz, TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan ve DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu dinlendi.
İşçi temsilcileri, kamu çalışanlarının maruz kaldığı saldırılar, anayasal hassasiyetler ve barış sürecine yönelik somut önerilerini paylaştı.
Komisyonun sekizinci toplantısı | Sendikalardan somut çözüm önerileri