Kudüs’te Mısır Kraliçesi II. Berenike’yi betimleyen ve üzerinde “Kraliçeye ait” yazısı bulunan 2 bin 270 yıllık altın bir sikke keşfedildi. Sikke, sadece Ptolemaios Krallığı’nın etkisini değil, kadın öncülerin tarih boyunca siyasi ve sembolik güç sahibi olduğunun nadir bir kanıtını sunuyor.
HABER MERKEZİ – İsrail’in Kudüs kentindeki Givati Otoparkı kazı alanında, Mısır Kraliçesi II. Berenike’ye ait olduğu belirlenen 2 bin 270 yıllık altın bir sikke bulundu. İsrail Eski Eserler Kurumu (IAA), bu sikkelerin son 100 yılda yalnızca 17 kez tespit edildiğini ve ilk kez Mısır dışında sistematik bir kazıda ortaya çıktığını duyurdu.
Arkeologlara göre sikke, büyük olasılıkla MÖ 241 ila 246 yılları arasında Mısır’ın İskenderiye kentinde basıldı. Buluntu, III. Ptolemaios’un eşi Kraliçe II. Berenike’nin sadece sembolik değil, siyasi olarak da güçlü bir figür olduğunu gösteriyor.
ASKERLERE HEDİYE EDİLMİŞ OLABİLİR
IAA Nümizmatik Bölümü Başkanı Robert Kool, söz konusu sikkelerin Üçüncü Suriye Savaşı’ndan (MÖ 246–241) dönen askerlere bir tür ödül veya hatıra olarak verilmiş olabileceğini ve kadınların siyasi ve askeri alandaki sembolik rollerine dair önemli bir ipucu sunduğunu belirtiyor.
Sikkenin bir yüzünde tiara, örtü ve kolye takmış II. Berenike’nin portresi yer alırken, diğer yüzünde boynuzdan bolluk sembolü (cornucopia), iki yıldız ve antik Yunanca “Basileisses” (Kraliçeye ait) ifadesi bulunuyor.
BERENİKE, MÜSTAKİL GÜÇ SAHİBİ BİR KRALİÇE MİYDİ?
Kraliçe II. Berenike, MÖ 246–221 yılları arasında hüküm süren III. Ptolemaios’un eşi olarak tanınıyor. Ancak sikke üzerindeki yazı ve betimleme, onun yalnızca bir eş değil, aynı zamanda bağımsız siyasi yetkiye sahip bir hükümdar olabileceğini düşündürüyor.
Robert Kool, “Berenike, Libya’nın doğusundaki Kirenayka bölgesinin kraliçesiydi. III. Ptolemaios ile evlendikten sonra bölge Ptolemaios Krallığı’nın bir parçası oldu. Kocası Suriye seferine çıktığında ise Berenike, Mısır’da yönetimi üstlendi” diyor.
KEŞİF, KUDÜS’ÜN TARİHSEL ÖNEMİNİ ARTIRIYOR
Kazıyı yürüten arkeologlardan Yiftah Shalev, buluntunun Kudüs’ün tarihine dair yerleşik akademik görüşleri değiştirebileceğini söylüyor. “Kudüs’ün, Babil kuşatması sonrası önemsizleştiği düşünülüyordu. Ancak bu tür buluntular, kentin Pers ve Ptolemaios dönemlerinde hızla toparlandığını ve stratejik önemini koruduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı.
Kazı ekibinden Rivka Langler ise sikkeyi nasıl bulduğunu şu sözlerle anlattı: “Kazı toprağını elerken bir anda ışıldayan bir şey fark ettim. Önce inanamadım ama birkaç saniye içinde ne kadar değerli bir şey bulduğumun farkına vardım.”
PTOLAMAİOS HANEDANINDA NADİR BİR PORTRE
Ptolemaios hanedanı sikkelerinde kraliçelere nadiren yer veriliyordu. Bu açıdan II. Berenike’ye ait sikkeler, Kleopatra VII’den bile önce gelen nadir örnekler arasında yer alıyor ve dönemin kadın liderlerinin gücüne ışık tutuyor.