Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

Kuzey Kıbrıs 19 Ekim’de sandık başında I

Demokrasinin değil Ankara’nın gücünün testi

Kuzey Kıbrıs 19 Ekim’de sandık başında I

Kuzey Kıbrıs’ta 19 Ekim’de yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi gözler Ersin Tatar ve Tufan Erhürman arasındaki yarışa çevrildi. Emekli diplomat Mehmet Ratip’e göre seçim, iki farklı vizyonun mücadelesi: Ankara’ya tam uyum mu, eşit ilişki mi? Ankara’nın ağırlığı seçime günler kala daha fazla hissediliyor.

HABER MERKEZİ- Kuzey Kıbrıs, 19 Ekim’de cumhurbaşkanlığı seçimi için sandık başına gitmeye hazırlanıyor. Mevcut Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) lideri Tufan Erhürman’ın öne çıktığı yarış, sadece siyasi bir rekabet değil, aynı zamanda Ankara’nın Ada üzerindeki etkisinin de sınandığı bir süreç olarak görülüyor.

Bugün Kıbrıs Gazetesi, emekli diplomat Mehmet Ratip’in Foreign Policy dergisinde yayımlanan analizine yer vererek, seçimlerin “demokrasinin değil, Ankara’nın gücünün testi” olacağı yorumunu öne çıkardı.

“İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM” MASKESİ

Ratip’e göre Ersin Tatar’ın izlediği siyaset, “iki devletli çözüm” söylemi altında, Kuzey Kıbrıs’ı Ankara’ya daha bağımlı hale getiren bir çizgi izliyor.

Diplomat, Birleşmiş Milletler’in hâlâ “iki toplumlu, iki bölgeli federasyon” modelini tek geçerli çözüm olarak kabul ettiğini hatırlatarak, hiçbir ülkenin Kuzey Kıbrıs’ı tanımaya niyetli olmadığını vurguluyor.

“Tatar’ın çizgisi, en iyi ihtimalle statükoyu kalıcılaştırıyor; en kötü ihtimalle ülkeyi Türkiye’nin fiili bir eyaletine dönüştürüyor.”

ERHÜRMAN DENGE UMUDU TAŞIYOR

Ratip’e göre Tufan Erhürman, Ankara ile “eşit ve karşılıklı saygıya dayalı” bir ilişki kurulmasını savunan kesimler için denge umudunu temsil ediyor. Ancak analiz, seçimlerin özgür ve adil geçmesi halinde bile Kıbrıslı Türklerin kendi kaderleri üzerindeki etkisinin sınırlı kalacağı görüşünde.

“Erdoğan’ın Türkiye’sinde kararlar, halktan ve Kıbrıslı Türklerin iradesinden uzak, Ankara’daki dar bir çevre tarafından alınıyor.”

ERDOĞAN İÇİN EN GÜVENLİ SEÇENEK: STATÜKO

Analizin en dikkat çekici bölümü, Türkiye’nin askeri ve stratejik çıkarlarına ilişkin tespitler. Ratip, “Kıbrıs’ın kuzeyi artık Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki ileri karakolu” ifadesini kullanıyor.

Geçitkale Havaalanı’nın İHA üssüne dönüştürülmesi, Türkiye kökenli şirketlerin kamu ihalelerinde belirleyici hale gelmesi ve on binlerce kişiye vatandaşlık verilmesiyle değişen demografi, Kuzey Kıbrıs’ı Ankara’nın çıkarlarına entegre bir yapıya dönüştürüyor.

“KKTC, artık Türkiye’nin batmaz İHA gemisi haline geliyor.”

ERDOĞAN: KKTC’DEKİ SEÇİMİ KESİNLİKLE KAZANMALIYIZ

Türkiye’den gönderilen kampanya ekipleri, Kuzey Kıbrıs’taki seçimleri Tatar lehine yürütüyor: Videolar çekiliyor, ünlü isimler adaya getiriliyor, organizasyonlar düzenleniyor ve tüm bunlar televizyonlara, gazetelere servis ediliyor.

Bugün Kıbrıs Gazetesi’ne göre Yunus Emre Enstitüsü’nün düzenlediği bir etkinliğin konuğu eski futbolcu Mesut Özil oldu.  Canlı yayınlanan programı telefonla arayan Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan,  “KKTC’deki seçimleri kesinlikle kazanmalıyız” dedi. Gazete bu haberi, ” Utanmaz müdahale: Erdoğan ‘seçimi kazanın’ talimatı Kıbrıs’ta yayınlandı” başlığıyla verdi.

Benzer Haberler