Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

Meclis Komisyonu baroları dinledi |

Diyarbakır, Van, Mardin ve Bingöl barolarından kapsamlı öneriler

Meclis Komisyonu baroları dinledi |

Meclis Komisyonu’nda dinlenen Diyarbakır, Van, Mardin ve Bingöl baro başkanları, Kürt meselesinin çözümü için kapsamlı önerilerde bulundu. Kürtçenin tanınması, yerel yönetim reformu, TMK’nın ilgası, hapisteki siyasetçilerin serbest bırakılması, PKK için özel bir yasanın çıkarılması bu öneriler arasındaydı.

HABER MERKEZİ – Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un açılış konuşması sonrası Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun altıncı toplantısında baro başkanları dinlendi. Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan’ın ardından Diyarbakır, Van, Mardin, Bingöl, Malatya, Hatay, Mersin, Sivas barolarının başkanları da dinlendi.

Diyarbakır, Van, Bingöl ve Mardin baro başkanları Kürt meselesinin tarihsel ve güncel nitelikleri hakkında sunumlarda bulunduktan sonra, Komisyon’a çözüm için önerilerini sundu.

DİYARBAKIR BAROSU’NUN ÖNERİLERİ

Diyarbakır Barosu Başkanı Adbulkadir Güleç, konuşmasına katledilen Baro Başkanı Tahir Elçi’yi anarak başladı ve “Faillerin bağımsız ve tarafsız bir yargı önünde yargılanmasını ve hesap vermesini, yine geçmişle yüzleşmenin sağlanmasını diliyor ve umut ediyorum” dedi.

Güleç‘in Kürt meselesinin çözümü için Komisyon’a sunduğu görüş ve önerileri şöyle:

  • Cezaevlerinde tutulan binlerce kişiyle Avrupa’da, yurdundan uzakta adeta sürgün hayatı yaşayan yurttaşların toplumsal ve siyasal yaşama yeniden katılımını sağlamak amacıyla özel bir yasanın çıkarılmalı.
  • Komisyon barışın dilini, çözümün dilini, hukukun ve demokrasinin evrensel değerlerini esas alan kapsayıcı bir anlayışla bu süreci geliştirmeli.
  • Devlet artık Kürtçe ile barışmalı.
  • Yaşadığımız bu yeni süreçte Kürt meselesinin demokratik ve barışçıl yollarla çözümü için Meclis’te kurulan komisyon geçmişle yüzleşme ve hakikatin ortaya çıkarılması amacıyla gerekli alt komisyon ve mekanizmaları da oluşturulmalı. Güney Afrika, Kuzey İrlanda ve birçok benzeri süreçler bize örnek sunuyor.
  • AYM ve AİHM kararları uygulanmalı. Cezaevine tutulan Selahattin Demirtaş, Osman Kavala, Can Atalay, Bekir Kaya, Figen Yüksekdağ ve benzeri birçok mahpusun tahliyelerinin sağlanması komisyonun öncelikli önerileri arasında yer almalı.
  • Hasta mahpusların tahliye edilmelerini mümkün kılacak düzenlemelerin yapılması acilyet arz etmektedir.
  • Yeni bir Anayasa artık bir tercih değil, tarihsel ve toplumsal bir zorunluluktur. Toplumsal uzlaşıya dayalı, özgürlükleri esas alan ve herkesin kendini eşit yurttaş olarak görebileceği bir anayasa anadilde eğitimin de önünü açacaktır. 1921 Anayasası’nda yer alan ademi merkeziyetçi ruhu esas alan bir anlayışı hayata geçirmeli.
  • Türkiye’nin demokratikleşmesine katkı sunacak, Kürt meselesinin çözümsüzlüğünden kaynaklı çekince koyduğu Avrupa Yerel Yönetimler Özerkliği şartı, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi gibi sözleşmelere yönelik çekinceler kaldırılmalıdır.
  • Kadın özgürlüğünü esas alarak çocukları ve kadınları şiddete karşı gerçek manada koruyacak yasal önlemler yaşama geçirmelidir.
VAN BAROSU’NDAN ÖNERİLER

Komisyon’da dinlenen bir diğer baro başkanı da Van Barosu Başkanı Sinan Özaraz’dı. Özaraz‘ın, görüş ve önerileri şöyle:

  • PKK’nin silahları imha etmesi ile başlayan süreci nihayete erdirecek somut yasal düzenlemeler ve adımların atılmasıdır.
  • İnfaz ve derdest davalarda nasıl bir tutum sergileneceği açıkça ortaya konulmalıdır ve yasal düzenlemeye dönüşmelidir.
  • Vatandaşlıktan çıkarılan, sürgünde bulunan bu ülkenin yurttaşlarının dönüşü sağlanmalı ve bu noktada yasal düzenlemeler gerçekleşmelidir.
  • İltisat sebebiyle ihraç edilen veyahut güvenlik soruşturması sebebiyle ki en son Van’da dahi güvenlik soruşturması gerekçe gösterilerek Kayyum yönetimi tarafından çıkarılan 227 işçi de aslında bu sorunun bir parçası olarak devam ettiğini göstermektedir. Ve bu noktada bunlara çözüm üretecek yasal düzenlemeler yapılması gerekmektedir.
  • Seçme seçilme hakkı ve kayyum uygulamasının anlamsız hale getirdiği seçim düzenlemesine yönelik de somut çalışmalar gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
  • Terörle Mücadele Kanunu (TMK), infaz düzenlemesi ve umut hakkı gibi düzenlemelerin demokratikleşme, gerçek barış ve birlikteliği sağlanmak açısından hızlıca hayata geçirilmeleri gerekmektedir.
  • Öncelikle temel hak ve özgürlükler noktasında demokratik bir toplumun temeli olan düşünceyi açıklama, ifade özgürlüğü ve örgütlenme hakkının sınırsız bir şekilde keyfi uygulamalarla sınırlanmayacağı bir yasal düzenlemeye dönüştürülmesi gerekiyor.
  • Bütün diller, bütün kültürler, bütün inançlar anayasa ve yasal güvenceye kavuşturulmalıdır.
  • Uzun zamandır cezaevinde olan siyasi tutsaklar hakkında verilen AİHM kararları uygulanmalı. Cezaevlerindeki reformlar çok büyük bir önem arz ediyor.
  • İdari ve Gözlem Kurulları’nın (İGK) keyfi uygulamalarından ağız içi araması gibi birçok hukuksuz uygulama bulunmaktadır. Bu uygulamalara derhal son verilmelidir.
  • Faili meçhul cinayetlerin yargılamaları maalesef aklanmaya dönüşmüş ve beraatlerle sonuçlanmıştır. Bu soruşturma ve yargılamalara devam edilmeli, gerekli cezalandırılmalar yapılmalıdır.
  • Kürt köylerinin yakılması, bombalanması, yaşanan katliamlar ve hakikat ile yüzleşilmesi gerekmektedir.
  • Şeyh Said, Seyit Rıza ve Bediüzzaman Said-i Kürdi’nin halen bile açıklanmayan mezar yerlerinin açıklanması ve Kürt halkının artık kendi acılarını yaşayabileceği, anabileceği bir pozisyon yaratılmalıdır.
“TMK İLGA EDİLMELİ”

Mardin Barosu Başkanı Ahmet Duyan da Komisyon’da konuştu. Duyan’ın görüş ve önerileri şöyle:

  • Olmazsa olmazımız yargı bağımsızlığıdır.
  • Bir diğer önerimiz terör örgütü tanımının belirlenmesiydi. Terör örgütü tanımının net bir şekilde ifade edilmesi gerekiyor. Bir yapının terör örgütü olup olmadığının siyasi iktidarların vicdanına değil, yargıya bırakılması elzemdir.
  • Dolayısıyla bu muğlaklığın giderilmesi için evvela Terörle Mücadele Kanunu (TMK) ilga edilip, Türk Ceza Kanunu’na (TCK) yeni hükümler kurmalıyız.
  • Bu hususta daimi bir hak arama komisyonuna veya kurumuna ihtiyacın da olduğu kanaatindeyiz. Kişiler, legal örgütler, hak arama hürriyeti kapsamında taleplerini direkt olarak buraya iletip yasal yollarla haklarını arayabilecek, illegal örgütlenmelere ihtiyaç duyulmayacaktır.
  • En azından bu komisyonun işlevselliğini göstermek adına ilk etapta köklü değişiklikler olmasa dahi birtakım sonuç adımlarının atılması gerekmektedir. Örneğin Komisyonda kişilerin ana diliyle meramını anlatması ile başlanabilir.
“KÜRT MESELESİ, DEMOKRATİKLEŞME MESELESİDİR”

Komisyon’da konuşan Bingöl Barosu Başkanı Yusuf Ketenalp, temel hak ve hürriyetler ile demokrasinin sürecin önemli başlıkları olduğunu ve Kürt meselesinin demokratikleşme meselesi olduğunu kaydetti. Ketenalp, şunları söyledi:

“Eşit vatandaşlık ve yurttaşlık güvence altına alınmalıdır. Bu topraklar üzerinde konuşulan tüm dillerin kamusal alanda kullanılmasının sağlanması gerekmektedir. AYM ve AİHM kararları uygulanmalıdır. Toplumda çok düşük olan adalete güven duygusu da artırılmalıdır. Kayyum uygulamalarına son verilmeli ve yerel yönetimler güçlendirilmelidir.”

Meclis Komisyonu baroları dinledi | Türkiye Barolar Birliği’nden komisyona 4 akut talep

Benzer Haberler