Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

Mendik Tepe’den sonra Sayburç |

Neolitik yaşamın izleri gün yüzüne çıkıyor

Mendik Tepe’den sonra Sayburç |

Urfa’daki Sayburç kazılarında, üretim ve paylaşım ilişkilerinin şekillendiği 50’den fazla yapı tespit edildi. Yapılar arasında gündelik yaşam alanlarının yanı sıra, toplulukça kullanıldığı düşünülen yapılar da yer alıyor. Yerleşim, 12 bin 600 yıl öncesine uzanıyor ve Neolitik Dönem’deki mekansal ve toplumsal dönüşümlere ışık tutuyor.

HABER MERKEZİ – Urfa’nın Eyyübiye ilçesi yakınlarında yer alan Neolitik yerleşim Sayburç’ta yürütülen arkeolojik kazılarda 50’den fazla yapı gün yüzüne çıkarıldı. Bu yapıların büyük bölümü ortak yaşam ve üretim alanı olarak değerlendirilirken, beşi ise topluluğun ritüel ya da karar süreçlerine ev sahipliği yapmış olabilecek mekânlar olarak tanımlanıyor.

Kazılar, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Taş Tepeler Projesi kapsamında, İstanbul Üniversitesi’nden Doç. Dr. Eylem Özdoğan başkanlığında ve Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi işbirliğiyle sürdürülüyor.

YAŞAM VE KOLEKTİF HAFIZA BİR ARADA

Yaklaşık 12 bin 600 yıl öncesine tarihlenen Sayburç, Göbeklitepe ve Karahantepe gibi çağdaş yerleşimlerle birlikte, göçebe topluluklardan yerleşik yaşam düzenine geçişteki ilişkilenme biçimlerine dair veriler sunuyor.

Kazılarda ortaya çıkan yapılarda ocak, seki, işlik ve platform gibi üretime ve birlikte yaşama dair işlevler taşıyan unsurlar dikkat çekiyor. Bu buluntular, gündelik emeğin topluluk yaşamındaki yerine ve kadın bilgisinin mekanda nasıl iz bıraktığına dair ipuçları taşıyor.

Toplum yapıları ise tek bir merkezin değil, çoklu katılımın izlerini taşıyan düzenlemeler içeriyor. Duvar boyunca sıralanmış dikilitaşlar ve merkezde yer alan büyük taş bloklar, ortak karar süreçleri ya da ritüel amaçlı kullanımların toplum içinde kurulan eşitlikçi ilişkilere dayandığını düşündürüyor. Bu planlama, Göbeklitepe kültüründe görülen “T” biçimli dikilitaş geleneğinin Sayburç’ta da yer bulduğunu gösteriyor.

MİMARİ DÖNÜŞÜM VE SÜREKLİLİK

Sayburç yerleşiminin yaklaşık 300 yıl boyunca kesintisiz kullanılmış olması, toplum hafızasının mimariyle kurduğu ilişkiyi izlemek açısından önem taşıyor.

Bu süreçte yuvarlak planlı yapılardan dikdörtgen planlı yapılara geçişin belgelenebilmesi, sadece teknik bir yenilik değil, toplumsal örgütlenme biçimlerindeki dönüşümün de bir yansıması olarak değerlendiriliyor.

Kazı başkanı Doç. Dr. Eylem Özdoğan, bu sürekliliğin Neolitik Dönem’e ait kültürel ve sosyal değişimleri anlamak için önemli bir olanak sunduğunu belirtiyor.

YERLEŞİMİN KONUMU VE YAPISAL KATMANLAR

Doğu Toroslar’ın güney eteklerinde, Harran Ovası’nı çevreleyen platolarda konumlanan Sayburç yerleşimi, kuzey ve güneydeki iki ana tepe üzerine kurulmuş durumda.

Kuzey alanda, ana kayaya oyulmuş yaklaşık 14 metre çapındaki yuvarlak planlı yapının, kolektif belleğe ve özel kullanıma işaret ettiği düşünülüyor. Duvar boyunca uzanan sekiler, kabartmalar ve dikilitaş yuvaları, mekanın işlevsel çeşitliliğini gösteriyor. Yapının hemen doğusunda daha küçük çaplı ikinci bir yapı daha yer alıyor.

Güney alandaki bitişik düzenli yapılar, birlikte yaşamın mimariye nasıl yansıdığını gösteriyor. Duvarlardaki nişler, payandalar ve insan figürlü “T” biçimli taşlar, toplumun insanla mekan arasında kurduğu ilişkiyi simgesel biçimde taşıyor.

ROMA KATMANLARI VE KEŞFİN BAŞLANGICI

Yerleşimin batısında Roma dönemine ait taş ocakları, mağaralar ve sarnıçlar bulunuyor. Kuzey tepenin üzerindeki Roma yerleşimi de, çok katmanlı bir tarihsel sürekliliğe işaret ediyor.

Bölge, 2020 yılında II. Derece Arkeolojik Sit Alanı ilan edildi. 2021’de köydeki bahçe duvarlarında yeniden kullanılmış dikilitaşların tespit edilmesiyle, yer altındaki Neolitik katmanların varlığı belirlendi ve Sayburç kazıları başlatıldı.

Neolitik döneme ışık tutan yeni keşif | Mendik Tepe’de kadın eksenli yaşam izleri

Benzer Haberler