Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

Sanat ve edebiyat dünyasında ikinci ifşa dalgası I

Sadece erkekler değil erkek egemen sistem de teşhir ediliyor

Sanat ve edebiyat dünyasında ikinci ifşa dalgası I

Türkiye’de sanat ve medya çevrelerinde peş peşe gelen taciz ifşaları, yalnızca failleri değil; bu eylemleri mümkün kılan erkek egemen sistemi de görünür kılıyor. Hukukçular gerçek bir #MeToo hareketine ihtiyaç olduğunu vurgularken, kadınlar ve LGBTİ+’lar “yalnız değiliz” diyerek dayanışma çağrısı yapıyor.

HABER MERKEZİ –  Son günlerde iki dizi oyuncusunun adının öne çıktığı taciz iddiaları, dans, fotoğraf ve makyaj dünyasını da kapsayan yeni bir ifşa dalgasını başlattı. Süreç bir grup kadının, erkek fotoğrafçıların tacizlerini açıklamasıyla başladı. Fotoğrafçıların kadınları çıplak poz vermeye ikna etmek için manipüle ettiği, hatta kadınlara cinsel tacizde bulunduğu iddia edildi.

Ardından kadınlar uğradıkları benzer saldırıları failiyle beraber ifşa etmek üzere ellerindeki mesajları paylaştı ve ifşa edilenlerin listesi oyunculardan sanat eleştirmenlerine kadar genişledikçe genişledi. Paylaşımlar sürüyor.

Oyuncu Doğa Lara Akkaya, meslektaşı Tayanç Aydın tarafından tacize uğradığını açıkladı. Fotoğrafçı Dilan Bozyel ise 16 yaşındayken oyuncu Mehmet Yılmaz tarafından silah zoruyla cinsel saldırıya maruz bırakılmaya çalışıldığını duyurdu.

Çevrimiçi kültür-sanat platformu Argonotlar, kurucusu Kültigin Kağan Akbulut hakkındaki taciz iddiaları sonrası yayınını askıya aldı. Aynı dönemde komedyen Mesut Süre hakkında çok sayıda kadın taciz ve tecavüz girişimi iddiasında bulundu. Tepkilerin ardından Süre’nin sunuculuğunu yaptığı “İlişki Testi” programı yapım şirketi tarafından sonlandırıldı.

Ankara Film Festivali jürisinde yer alan kurgucu Mustafa Preşeva da kendisine yöneltilen taciz iddiaları nedeniyle görevden alındı.

Yönetmen Selim Evci hakkında ‘taciz’ suçlamalarının ardından dijital film platformu MUBI, yönetmenin bir filmini yayından kaldırdı ve bir filminin de planlanan gösterimini iptal etti. Akbank Sanat da yönetmenle iş ilişkisinin sonlandırıldığını duyurdu.

Uluslararası Sanat Eleştirmenleri Derneği’nin (AICA) Türkiye şubesi, cinsel taciz suçlamaları yöneltilen eleştirmenler Oğuz Karayemiş ve Ahmet Ergenç’in derneğin etik komisyonuna sevk edildiğini açıkladı.

SİNEMADAN EDEBİYATA: DAYANIŞMA ÇAĞRISI BÜYÜYOR

178 edebiyatçının imzasıyla yayımlanan ortak açıklamada, “Taciz ve güç istismarından hayatta kalan kadın+’ların ve LGBTİQA+’ların yanındayız. Çünkü edebiyat, toplumsal hafızanın kaydını tutar” denildi.

Uzmanlar, ifşaların yalnızca bireysel deneyimler olmadığını, aynı zamanda feminist mücadelenin kolektif bir parçası olduğunu vurguluyor. Medyascope’a konuşan hukukçu Dr. Fulya Kama Özelkan, “İfşa, hukukun etkin işlemediği, faillerin korunduğu düzende kadınların kendi adaletlerini sağladığı feminist bir yöntemdir” diyerek, dayanışma ağlarının önemine dikkat çekti.

“NEDEN SUSTUN?” DEĞİL, “NEDEN SUSTURULDUN?”

Sosyolog Zeynep Duygu X’ten yaptığı paylaşımda, ifşada bulunan kadınların suçlanarak faillerin aklandığını belirterek, toplumdaki sorgulamanın yönünü değiştirmek gerektiğini söyledi.

Gazeteci-yazar Zehra Çelenk ise tacizin yalnızca bireysel bir sorun değil, aynı zamanda bir “erk” meselesi olduğuna dikkat çekti:

“Taciz, mağduru suçlu hissettiren; kişinin kendi kendine yargıç, polis ve savcı olmak zorunda bırakıldığı bir şiddet biçimi. Suskunluk çemberini kıran kadınların sesi, asırlık taş duvarda açılan bir çatlak gibi duyuluyor.”

“İSLAMCI ABİ SENİN DE UYKULARIN KAÇSIN”

İçerik üreticisi Fatma Özkaya, ifşa dalgasının muhafazakâr çevrelere de sıçrayacağını belirterek, dini söylemlerin istismarı meşrulaştırmak için kullanıldığına dikkat çekti:

“Siz ne yapıyorsunuz, Üsküdar’da çay içmeye davet ediyorsunuz. Genç kızlara oturup mutsuz evliliklerinizi ‘Ay çocuk olmasa ayrılırdım’ dert yanmalarınızla, yaptığınız yine taciz, yine istismar. Birazcık imkanı olan da Başakşehir’de ev açıyor. Dinin çoklu evlilik caiz kılıfıyla da kendi pisliklerini meşrulaştırmaya çalışıyorlar. Genç kadınların umutları ve güveni sarsılıyor. Muhafazakâr camiada ifşa daha zor; çünkü kadınlar yalnızca dışarıda değil, aileleriyle de mücadele etmek zorunda kalıyor.”

Özkaya, “Cinsel ilişkiyi reddetmenin tahrik unsuru sayıldığı bu ülkede kimsenin susma lüksü kalmadı. İslamcı abicim, senin de uykun kaçsın, ne zaman ifşa edileceğim diye” sözleriyle konuşmasını noktaladı.

FEMİNİST MÜCADELE BÜYÜYOR

Kökleri 2006’da ABD’li aktivist Tarana Burke’ün başlattığı harekete dayanan #MeToo, 2017’de Hollywood’daki Weinstein skandalıyla küresel bir dalgaya dönüşmüştü. Bugün Türkiye’de sanat, edebiyat ve medya çevrelerinde yankı bulan bu hareket, kadınların ve LGBTİ+’ların yalnız olmadığını, dayanışma ile suskunluğun kırılabileceğini bir kez daha ortaya koyuyor.

Benzer Haberler