Şam hükümetinin Süveyda’daki Dürzi topluluğuna yönelik uyguladığı yardım ambargosu, yalnızca insani bir krize yol açmakla kalmıyor; aynı zamanda siyasi ve stratejik bir baskı aracı olarak devreye sokulmuş durumda.
Doğan CİHAN
Bugün geldiğimiz noktada Suriye geçici Cumhurbaşkanı Ahmed el Şara’nın geçici hükümetinin Savunma ve İçişlerine bağlı silahlı gruplar ve aşiretler, Süveyda kentinin batı ve kuzey kesimlerinde yaklaşık 25 Dürzi köyünü fiilen kontrol altında tutuyor. Ayrıca kente ulaşımı sağlayan tüm ikmal yolları, denetimde tutarak, kontrollü ambargoyu sürdürüyor.
SÜVEYDA’DA KAÇ KİŞİ YAŞIYOR?
Hükümetinin ambargoyu sürdürmek için kontrol altında tuttuğu yollar şöyle:
*Batıdan: Busra el Harir
*Kuzeyden: Şam-Süveyda otoyolu
Süveyda kenti ve çevresindeki onlarca köyde yaklaşık 500 bin ile 650 bin Dürzi nüfusun yaşadığı tahmin ediliyor. Bu nüfus, çatışmaların ardından ciddi bir insani krizle karşı karşıya ve sürdürülen ambargo ile birlikte de bu kriz bilinçli bir şekilde devam ettiriliyor.
YARDIM KONVOYLARI ‘SINIRLI VE KONTROLLÜ’
Süveyda kent merkezi ve çevresindeki köylerde silahlı gruplar ile aşiretlerin yağma ve talan faaliyetleri nedeniyle, çatışmaların ardından başta gıda ve ilaç olmak üzere temel ihtiyaçlarda ciddi bir kriz yaşanıyor.
19 Temmuz’da ilan edilen ateşkesin ardından gündeme gelen insani yardım konvoyları, geçici hükümetin onayı olmadan bölgeye ulaştırılamıyor. Yardım göndermek isteyen kişi ve kurumların, yardımları Şam’da hükümete bağlı Arap Kızılayı’na teslim etmesi gerekiyor. Bu yardımlar, kontrollü ambargo kapsamında bölgeye ulaştırılıyor.
Geçici hükümet, Süveyda’yı kuşatma altına alarak yardım geçişlerini kendi belirlediği politikalar doğrultusunda sınırlı şekilde yürütüyor. 20 Temmuz’da başlayan yardım konvoylarının geçişine izin verilse de, 19 Temmuz’daki ateşkes anlaşmasına rağmen Süveyda’ya giden yolların açılması sağlanmadı. Kent ve çevresi büyük bir abluka altında tutuluyor; bölgeye giriş çıkışlar neredeyse tamamen engellenmiş durumda.
Gönderilen yardımlar ise halkın temel ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak. Günlük ihtiyaçlar şu şekilde hesaplanıyor:
*160.000 litre yakıt
*4 bin yemeklik gaz tüpü
*18 bin 500 metreküp su (mevcut ihtiyacın yalnızca yüzde 20’si.
Özellikle un tüketimi neredeyse tamamen insani yardıma bağımlı hale gelmiş durumda. Aylık 4 bin 800 tonluk un ihtiyacına karşın, son bir buçuk ayda teslim edilen miktar bu ihtiyacın yalnızca üçte biri seviyesinde kaldı.
YARDIM KONVOYLARI, YENİ GÜZERGAHTAN İLERLİYOR
Uluslararası ve bölgesel güçlerin baskısıyla 20 Temmuz–27 Ağustos tarihleri arasında Süveyda’ya toplam 28 insani yardım konvoyu giriş yaptı. Yaklaşık 420 kamyondan oluşan bu konvoylar iki ana sınır kapısından geçiş sağladı:
*Busra el Harir: 100 kamyon
Süveyda’ya ulaştırılan insani yardım konvoyları, ortalama her bir-iki günde 11 kamyonluk sevkiyatla gerçekleşiyor. Yardımlar, iki geçiş noktasında silahlı grupların denetiminde sıkı aramalardan geçerek bölgeye ulaştırılıyor.
28 Ağustos’ta hükümet, Şam ile Süveyda’yı kuzeyden bağlayan otoyolu yeniden açtı. Bu yeni güzergâh, önceki geçiş noktalarının yerini alarak ana ikmal hattı haline geldi. 28 Ağustos–2 Eylül tarihleri arasında bu yoldan dört ayrı konvoyla toplam 140 kamyon Süveyda’ya ulaştı. Bu miktar, önceki bir buçuk ayda gönderilen toplam yardımın üçte birine denk geliyor ve yalnızca altı gün içinde teslim edildi.
Ancak bu sevkiyatlar da hükümete yönelik uluslararası baskıların ardından mümkün oldu. Ulaştırılan yardımların miktarı, bölgedeki nüfus yoğunluğuna göre değil. Geçici hükümetin belirlediği politik önceliklere göre şekilleniyor.
19 Temmuz’da yapılan ateşkes anlaşması kapsamında açılması gündeme gelen Şam’a kuzeyden bağlanan otoyolunun 28 Ağustos’ta açtı. Ancak bu yol silahlı gruplardan tarafından kurulan kontrol noktası ve güvenlik güçleriyle sıkı bir şekilde denetim altında. Yol yalnızca denetimli geçişlere açık; ticari ve sivil trafik hâlâ engellenmiş durumda.
Süveyda’ya gönderilen yardım miktarının halkın ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Yardım konvoylarının sayısının ve sıklığının en az üç katına çıkarılması gerektiği bildiriliyor.
ELEKTRİK KRİZİ: SABOTAJLAR SÜRÜYOR
Süveyda’ya elektrik sağlayan Dera kenti, geçici hükümetinin kontrolünde bulunuyor. 13 Temmuz’da başlayan operasyonların ardından Süveyda’ya elektrik akışı kesildi. Bu kesinti, kentteki hastaneler, fırınlar ve diğer temel hizmet sağlayıcı kurumların faaliyetlerini durma noktasına getirdi.
Dera ile Süveyda arasında uzanan elektrik hatları, silahlı gruplar tarafından ya çalınıyor ya da sabotajla tahrip ediliyor. Bölgedeki kaynaklar, geçmişte benzer kesintilerde halkın kendi imkânlarıyla onarım yaptığına dikkat çekerek, bu kez saldırılar ve ambargo nedeniyle bu müdahalelerin mümkün olmadığını belirtiyor.
Elektrik kesintisi, Süveyda’daki insani krizi daha da derinleştiriyor.
AMBARGO İLE DÜRZİLER TESLİM ALINMAK İSTENİYOR
Şam hükümetinin Süveyda’daki Dürzi topluluğuna yönelik uyguladığı yardım ambargosu, yalnızca insani bir krize yol açmakla kalmıyor; aynı zamanda siyasi ve stratejik bir baskı aracı olarak devreye sokulmuş durumda. Bu politika, bölge halkını temel ihtiyaçlardan mahrum bırakarak Dürzi topluluğunu teslim olmaya zorlamayı amaçlıyor. Yardım konvoylarının engellenmesi, bölgeye gönderilen yardımların nüfus yoğunluğuna göre değil, hükümetin politik önceliklerine göre belirlenmesi bu değerlendirmeyi güçlendiriyor.
×
NE OLMUŞTU?
13 Temmuz’da Şam hükümetine bağlı Savunma ve İçişleri Bakanlıklarına bağlı silahlı gruplar ile aşiret üyeleri, ülkenin güneyinde yer alan ve ağırlıklı olarak Dürzi topluluğunun yaşadığı Süveyda kentine kapsamlı bir saldırı başlattı. Dürzi savaşçılar bu saldırılara direnişle karşılık verse de, hükümete bağlı güçler kent merkezi ve çevre köylerde katliam, yağma, hırsızlık, insan kaçırma gibi ciddi insan hakları ihlallerine imza attı.
16 Temmuz 2025’te ise Savunma Bakanlığı, İsrail ordusu tarafından Şam’da düzenlenen İHA saldırısıyla hedef alındı. Aynı gün, Genelkurmay binasına yönelik başka bir operasyon gerçekleştirilirken, Cumhurbaşkanlığı Sarayı yakınındaki bir askeri nokta da vuruldu.
İsrail Savunma Kuvvetleri, bu saldırıların gerekçesi olarak güney Suriye’deki Dürzi sivillere yönelik tehditleri gösterdi. Açıklamada, bölgedeki gelişmelerin yakından takip edildiği ve Süveyda’daki Dürzi topluluğuna yönelik saldırılara karşı kısmi müdahalede bulunulduğu belirtildi.
Uluslararası ve bölgesel aktörlerin baskısıyla 19 Temmuz’da imzalanan ateşkes anlaşmasıyla Süveyda’daki çatışmalar büyük ölçüde durduruldu. Ancak saldırıların şiddetinin azalmasının ardından, Şara hükümeti bölgeyi abluka altına alarak kapsamlı bir ambargo uygulamaya başladı.