Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

Süryaniler Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ne umutla bakıyor |

“Bu kez dönülemeyecek bir yola girdik”

Süryaniler Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ne umutla bakıyor |

Süryaniler, bu toprakların en kadim halklarından biri. Ancak aynı zamanda en mağdur edilenlerden… Katliamlar, zorunlu göçler, mülksüzleştirme politikaları ve yok sayılma.

Bugün sayıları on binlerle sınırlı olan Süryani toplumu, 7 bin yıllık geçmişine rağmen hâlâ eşit yurttaş olmanın mücadelesini veriyor. Barış ve Demokratik Toplum süreci, onlar için yalnızca çatışmasızlık değil, aynı zamanda var olma, köylerine dönme, dillerini ve kültürlerini yaşatma umudu anlamına geliyor.

1915 ve sonrasında yalnızca Ermeni halkı değil, Süryani-Asuri-Arami-Keldani halkları da büyük bir yıkıma uğradı. Yüzbinlercesi katledildi, hayatta kalanlar göçe zorlandı. Bugün Türkiye’de sadece 20 bin civarında Süryani kaldı.

Ancak son dönemde yeniden dillendirilen Barış ve Demokratik Toplum Süreci, bu kadim halkın geleceğe umutla bakmasına neden oldu.

Süryani Dernekler Federasyonu Başkanı Evgil Türker, Numedya24’ten Ezo Özer’in sorularını yanıtladı; barıştan beklentilerini, anayasal taleplerini ve Süryanilerin Türkiye’deki mevcut durumunu anlattı.

PKK’nin silah yakma törenine de katılan Türker, artık geri dönülmez bir barış yolunun açıldığı kanaatinde. Türker, Öcalan’la görüşerek Süryani toplumunun sorunlarını iletmek istediklerini de söylüyor.

*Yüzbinlerce Süryani soykırımlarda hayatını kaybetti. Türkiye’de yaşayan Süryani toplumu bugün nasıl bir durumda? Türkiye’de yeşeren barış iklimi Süryaniler açısından ne ifade ediyor?

Röportaj talebiniz beni çok mutlu etti, NuMedya’ya başarılar dilerim. Yakından da takip ediyorum. Süryaniler, bu coğrafyanın en kadim ama aynı zamanda en mağdur halkıdır. Katliamlardan, soykırımlardan geçmiş bir toplumuz. Bugün Türkiye’de sadece yaklaşık 20.000 Süryani kaldı. Bunun 15.000 kadarı İstanbul ve Batı şehirlerinde, 5.000 kadarı ise Mardin, Midyat ve çevresinde yaşıyor.

Barış süreçleri bizim için çok çok kıymetli. Çünkü Süryaniler, nerede savaş, şiddet, kavga varsa oradan göç etmek zorunda kalıyor. Bu tarih boyunca böyle oldu, bugün de böyledir. 1980’lerin ortasına kadar Midyat bir Süryani kentiydi; çoğunluk bizdik. Bugün merkezde 150 aile kaldık. Süryaniler barıştan yanadır. 2013-2015 çözüm sürecine de hem federasyon olarak, hem toplum olarak güçlü destek verdik. Maalesef olmadı. Ancak bugün yeniden dile getirilen barış ve demokratik toplum çağrısı, bizde ciddi bir umut ve heyecan yarattı. İnsanlarımızda yeniden kendi ülkelerine, köylerine dönme umudunu yeşertti. Süryani Dernekler Federasyonu olarak bu barış için elimizden gelen tüm çabayı göstermeye hazırız.

*Barış ve Demokratik Toplum süreci Süryaniler açısından ne ifade ediyor? DEM Parti’nin Süryanilerle buluşmaları nasıl yankı buldu?

Geçtiğimiz ay Midyat’ta DEM Parti öncülüğünde bir Süryani buluşması düzenlendi. Süryaniler bu buluşmaya yoğun ilgi gösterdi. Bu çok anlamlıydı. Süryaniler, yaşadıkları travmalar nedeniyle ürkek ve güvencin tedirginliğinde yaklaşır her şeye. Bu doğaldır. Çünkü çok acılar yaşadık. Toplantıda mülkiyet sorunlarından, buradaki toplumun dışlayıcı yaklaşımlara kadar birçok konuyu dile getirdik. Tüm sorunlarımız kayıt altına alındı. Ve inancım odur ki Sayın Öcalan’a da bu sorunlar iletilecek.

Medyada bu süreç genellikle “Kürt-Türk barışı” olarak sunuluyor. Ama biz böyle görmüyoruz. Ben Sabro Gazetesi’ne de söyledim: Bu sadece Kürtlerin değil, hepimizin sorunudur. Bu ülkede 100 yıllık bir ret ve inkâr politikası var. Devlet sadece Kürtleri değil, Süryanileri, Ermenileri, Rumları, Ezidileri de yok saydı. Hepimizi inkar etti. Biz bu toprakların en kadim halklarındanız. Mezopotamya’da 7.000 yıllık geçmişimiz var. Ama ne yazık ki eşit yurttaş olamadık. 3. sınıf bile değiliz bu ülkede. O nedenle bu süreci sadece bir etnik barış değil, devletle tüm halkların yeniden barışması olarak görüyoruz. Herkesin kendi diliyle, inancıyla, kimliğiyle özgürce yaşayabildiği bir anayasa gerektiğine inanıyoruz.

*Süryani Dernekler Federasyonu olarak barış sürecine katkı anlamında neler planlıyorsunuz?

Sayın Öcalan’la bir görüşme imkânı olursa biz de Süryaniler olarak kendisine toplumumuzun sorunlarını iletmek isteriz. Barış sürecine dair atılan her adıma destek vermeye, elimizi taşın altına koymaya hazırız. Yeter ki barış olsun, kardeşlik olsun, eşitlik olsun. Herkes bu ülkede kendi diliyle, kendi inancıyla var olabilsin. Bu sadece Türkiye için değil; Süryanilerin yaşadığı Suriye, Irak gibi diğer bölgeler için de mücadele ettiğimiz bir haktır.

*Süryanilerin anayasal talepleri nelerdir? Olası yeni anayasa sürecinde ne bekliyorsunuz?

2013’teki anayasa çalışmaları sürecinde Meclis’e davet edilmiştik. Taleplerimizi yazılı ve sözlü olarak ilettik. Eğer bugün yeni bir anayasa yapılacaksa, tüm halklar ismiyle, kimliğiyle, eşit yurttaş olarak orada yer almalıdır. Kürt sorunu çözülmeden diğer halkların sorunları çözülmez. Kürt sorunu çözülürse, Aleviler, Süryaniler, Ezidiler, Ermeniler de rahat bir nefes alır. Benim bu seferki gözlemim, devletin sürece tam olarak dahil olduğu yönünde. Bu bize umut veriyor. Sayın Öcalan’ın çağrısı ve perspektifi çok kıymetli. Bu sefer herkes bu süreci ciddiye almak zorunda ve alıyor da.

*PKK’nin silah bırakma törenine siz de katıldınız. Duygularınızı paylaşır mısınız?

Dukan’a gittiğimizde 25 yıl öncesine döndüm. Bethnahrin Özgürlük Partisi’nin ilk kuruluşu için o zaman Kandil’e gitmiştik, oraları biliyorum. Törende çok duygusal anlar yaşandı. O gerillaları, farklı yerlerden gelen insanları görmek etkileyiciydi. Silahların yakılması ve yapılan açıklamalar, bu sürecin artık dönüşsüz olduğunu bize hissettirdi. Herkesin gözlerinde o inancı gördüm. Bu kez dönülemeyecek bir yola girildiğine inanıyorum.

Meclis’te sizleri temsilen DEM Parti’den bir milletvekiliniz var. George Aslan. Süryanice konuştuğunda ya da tarihi gerçekleri dile getirdiğinde ırkçı partiler tarafından linç girişimine maruz kalıyor. Bu ırkçılıkla mücadele yolları nasıl güçlendirilebilir?

Türkiye’nin en temel sorunlarından biri de budur. Süryanice konuşulmasına, Talat Paşa’nın soykırımcı olduğunun söylenmesine tahammül edemeyen bir kesim var. Talat Paşa bir katliamcıdır. Ona sahip çıkmak, soykırımı onaylamaktır. Bu 21. yüzyılda kabul edilemez. Süryaniler bu toprakların en kadim halklarından biridir. Süryanice, Arapça ve İbranice dahil birçok dile kaynaklık etmiş kadim bir dildir. Buna tahammülsüzlük aslında kültüre, tarihe düşmanlıktır. Bazı kendini Türk zannedenler var. Oysa çoğu muhacirdir, Balkanlardan gelmiştir. Rumların, Ermenilerin, Süryanilerin mallarına konmuş kişilerdir. Mansur Yavaş, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı, kendisi Arnavut. Ümit Özdağ Kafkasyalıdır.

Bizim Türk halkıyla bir sorunumuz yok. Türklerle kardeşiz. Ama bu ulusalcı faşizm, bu ırkçılık ülkeye hiçbir fayda getirmez. Devletin bu konuya ciddi şekilde eğilmesi gerekir. Ümit Özdağ gibiler, bu toprakların kadim halklarına düşmanlık ediyor. Biz Arnavut, Kafkasyalı muhacirlere karşı değiliz ama onların bu yaklaşımı barışı değil, kutuplaşmayı getirir.

*Süryaniler bu ülkede nasıl bir gelecek hayal ediyor?

Biz sadece barış istiyoruz. Herkesin kendi kimliğiyle eşit, özgür yaşadığı bir Türkiye istiyoruz. 7.000 yıllık bir tarihimiz var bu topraklarda. Biz buradayız, evimizdeyiz. Bizi yok sayarak bu ülke gerçek barışı bulamaz. Yeni bir anayasa, yeni bir toplumsal sözleşme, tüm halkların eşit yurttaş olduğu bir Türkiye için Süryaniler olarak her türlü sorumluluğu almaya hazırız.

×EVGİL TÜRKER KİMDİR?

1966 yılında Midyat’ta doğdu. Uzun yıllar Avrupa’da Bethnahrin Ulusal Konseyi’nde siyasi ve kültürel alanlarda yöneticilik yaptı. Avrupa Süryaniler Birliği ESU yönetimi kurulunda yöneticilik yaptı. Med tv, Medya Tv ve Roj tv’de Süryanice programlar hazırladı. 2010 yılından itibaren Midyat’a geri döndü. 2012 yılından bu yana Süryani Dernekler federasyonu kurucusu ve başkanlığını yapıyor. Türker aynı zamanda DEM Parti PM üyesi.

Benzer Haberler