Halihazırda 16 jeotermal enerji santralinin (JES) faaliyet gösterdiği Aydın’ın Germencik ilçesinde, Kipaş Holding’e bağlı Maren Enerji yeni bir jeotermal kaynak arama süreci başlattı. Tarım arazilerinin ortasında açılması planlanan üç yeni kuyu, kanser oranlarının Türkiye ortalamasının dört katına çıktığı bölgede çevre ve sağlık endişelerini derinleştiriyor.
HABER MERKEZİ- Türkiye’nin jeotermal enerji üretiminde merkez üssü haline gelen Aydın’ın Germencik ilçesinde Maren Maraş Elektrik Üretim A.Ş., üç yeni jeotermal sondaj kuyusu için Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) sürecini başlattı.
Şirket, 7.745 hektarlık “jeotermal kaynak ve mineralli sular işletme ruhsatı” sınırları içindeki 1.175 hektarlık tarım alanında yeni kuyular açmayı planlıyor. Proje sahası, zeytinlik ve incir bahçeleriyle çevrili; bölgedeki en önemli su kaynağı olan Hıdırbeyli Göleti’ne yalnızca 1,8-kilometre mesafede.
“İNCİRİN BAŞKENTİ” ARTIK “JEOTERMALİN BAŞKENTİ”
Evrensel’den Özer Akdemir’in haberinde göre bir zamanlar “incirin başkenti” olarak tanınan Germencik, son on yılda “jeotermal enerjinin başkenti” olarak anılmaya başladı. Halen 16 JES’in faaliyet gösterdiği ilçede Maren Enerji, üç üniteli ve her biri 33 MW kapasiteli yeni santraller için 27 yeni kuyu daha açmayı planlıyor.
Yerel çevre örgütleri, yoğun kükürt salınımı, yer altı suyu kullanımı ve kimyasal atık sızıntılarının hem toprağı hem suyu kirlettiğini; incir, zeytin ve pamuk üretimini tehdit ettiğini söylüyor. Aydın ili yüzölçümünün yüzde 60’ı jeotermal ruhsat sahası ilan edilmiş durumda. Germencik’in ise yüzde 60’ı doğrudan işletme alanı olarak kullanılıyor.
KANSER ORANI TÜRKİYE ORTALAMASININ DÖRT KATI
2015–2019 yıllarını kapsayan resmi verilere göre, Aydın’da kanser oranları ülke ortalamasının iki katı. Germencik’te ise bu oran dört kata kadar çıkmış durumda.
Çalışma Bakanlığı, Avrupa Kalkınma Bankası ve Jeotermal Sanayicileri Derneği’nin ortak araştırması, bu artışın bölgede yoğunlaşan JES faaliyetleriyle bağlantılı olabileceğine işaret ediyor.
Kentteki 16 santralin yalnızca beşinin yasal işletme ruhsatı bulunuyor. Jeotermal santraller, bölgenin yer altı sularının yüzde 25’ini tüketiyor; bu da kuraklık, çökme ve tarımsal üretimde verim kaybı riskini artırıyor.
Küresel verilere göre, jeotermal faaliyetler tüm insan kaynaklı depremlerin yüzde 8’ine neden oluyor. Aydın’daki mevcut tablo, yalnızca çevresel bir kriz değil; aynı zamanda enerji güvenliği ile yaşam hakkı arasındaki dengesizliğin sembolü haline gelmiş durumda.