Yunanistan Sağlık Bakanı Adonis Georgiadis, uluslararası hukuka göre yasadışı olan geri itmelerin hukuki statüsünün yeniden değerlendirilmesini savunarak, “öldürün demiyorum, geri itin diyorum” sözleriyle bu uygulamaların fiilen meşrulaştırılmasını istedi.
HABER MERKEZİ – Yunanistan Sağlık Bakanı Adonis Georgiadis, göçmenlere yönelik açık denizlere sahil güvenlik tarafından yapılan ve yasadışı olan geri itmelerin (pushbacks) yasal durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiğini savunarak, bu uygulamaların fiilen meşrulaştırılmasını istedi.
ThePressProject’in haberine göre Uluslararası Adalet Divanı ve Uluslararası Af Örgütü’nün geri itmelere karşı açıklamalarını hedef alan Georgiadis, bu kurumları daha önce “önemsiz” ve “sol eğilimli” olarak nitelendirmişti. Tepkiler üzerine konuşan Georgiadis, X hesabındaki paylaşımında Uluslararası Adalet Divanı’nı değil, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni kastettiğini öne sürdü. Ancak bu ayrım, paylaşımlarında açık biçimde yer almadı.
Georgiadis, Lahey’de iki ayrı mahkeme bulunduğunu belirterek, Uluslararası Af Örgütü’nü ise “Avrupa halklarının temel çıkarlarına karşı çalışan bir yapı” olarak tanımladı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin göç politikalarına ilişkin içtihadına atıf yapan Georgiadis, bazı Avrupa ülkelerinin bu içtihadın değiştirilmesini talep ettiğini söyleyerek, “geri itmelerin neden hâlâ yasadışı kabul edildiğinin yeniden tartışılması gerektiğini” ifade etti.
“ÖLDÜRÜN DEMİYORUM”

Göçmen geçişlerine ilişkin değerlendirmesinde Georgiadis, “Libya’dan 400 kişiyle bir teknenin yola çıkıp hiçbir engelle karşılaşmadan gelmesi kabul edilemez. Bir tanesi gelirse yüzlercesi gelir” dedi. Geri itmelere ilişkin ise, “Onları öldürelim demiyorum, geri itelim diyorum” ifadelerini kullandı. Bu uygulamaların yasaklandığı dönemin koşullarının değiştiğini savunan Georgiadis, Avrupa’nın kitlesel göç karşısında “varoluşsal bir noktaya geldiğini” ileri sürdü.
Georgiadis, Yunanistan’ın uluslararası hukuku ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni tanıdığını belirtmekle birlikte, bunun ülkenin “yıkıma sürüklenmesine izin verileceği” anlamına gelmediğini savundu.



