Soma’da 301 madencinin yaşamını yitirdiği maden cinayeti davasında, 10 kamu görevlisi hakkında beraat kararı verildi. Madencilerin aileleri karara tepkili.
HABER MERKEZİ – Manisa’nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014’te meydana gelen ve 301 madencinin yaşamını yitirdiği maden cinayetiyle ilgili, sorumlu 28 kamu görevlisinin yargılandığı davada karar çıktı.
Soma 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya sanıklar SEGBİS üzerinden katılırken, madenci aileleri ve avukatları salonda hazır bulundu.
Duruşmada avukatlar, sanıkların “görevi kötüye kullanma” yerine, “taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” suçundan yargılanmaları gerektiğini vurguladı. Sanıkların duruşmada fiziken bulunmamasına tepki gösteren avukatlar, dosyanın ağır ceza mahkemesine gönderilmesini ve görevsizlik kararı verilmesini talep etti.
Sanık avukatları ise müvekkillerinin beraatini istedi; aksi halde zaman aşımı nedeniyle davanın düşmesi gerektiğini savundu.
Savunmaların ardından mahkeme, aralarında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişi ve Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Yüksel’in de bulunduğu 10 sanığın beraatine, 18 sanığın ise “görevi kötüye kullanma” suçundan 5 ay ila 6 ay 7 gün arasında hapis cezasıyla cezalandırılmasına hükmetti.
Duruşma sonrası madenci aileleri ve avukatları Soma Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı.
Kararın ardından madenci aileleri ve avukatları Soma Adliyesi önünde açıklama yaptı. Aile avukatlarından Murat Kemal Gündüz, şirket sahipleriyle ilgili davanın daha önce Yargıtay 12. Ceza Dairesi tarafından bozulduğunu hatırlattı.
Gündüz, Yargıtay’ın bozma kararında, Maden İşleri Genel Müdürlüğü (MİGEM), Çalışma Bakanlığı ve Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) bünyesindeki kamu görevlilerinin ocaktaki eksikliklere dair herhangi bir zabıt tutmadığı veya uyarıda bulunmadığı için “olası kast” hükmünün uygulanamayacağına dikkat çektiğini aktardı.
‘SANIKLAR AKLANDI’
“Eğer zabıt tutsalardı, bu kamu görevlileri olası kasttan yargılanabilirdi,” diyen Gündüz, şunları söyledi:
×Oysa şimdi sanıklar sadece ‘görevi kötüye kullanma’ suçundan, çok cüzi ve göstermelik cezalarla kurtarıldı. Bu karar, ne adalet sağladı ne de vicdanları rahatlattı. Yargı resmen ‘Ne şiş yansın ne kebap’ dedi. Sivil sanıklar da kamu görevlileri de aklandı.
‘YARGI KENDİNE AĞLASIN’
Faciada oğlu Uğur Çolak’ı kaybeden Gülsüm Çolak da verilen karara “Aynı acıyı bize tekrar tekrar yaşattılar. Resmen bir film izledik. Yargı artık kendine ağlasın” sözleriyle tepki gösterdi.