Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 8 yıldan fazla süredir tutuklu bulunan iş insanı ve insan hakları savunucusu Osman Kavala dosyasını Büyük Daire’ye gönderdi. AİHM, daha önce Kavala için hak ihlali kararı vermiş, Türkiye karara uymamıştı.
HABER MERKEZİ – Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), iş insanı ve insan hakları savunucusu Osman Kavala’nın tutukluluğuna ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına ilişkin ikinci başvurusunu Büyük Daire’ye gönderdi. Mahkeme, dosyayı 16 Aralık 2025 itibariyle Büyük Daire’nin incelemesine açtı.
Bianet’in haberine göre, tutukluluk, adil yargılanma, ifade ve örgütlenme özgürlüklerin ihlalini içeren Osman Kavala başvurusu artık Büyük Daire’de incelenecek.
AİHM İHLAL KARARI VERDİ, TÜRKİYE KARARI UYGULAMADI
AİHM, 10 Aralık 2019 tarihli kararında Kavala’nın özgürlük ve güvenlik hakkının ihlal edildiğine, tutukluluğun siyasi amaçlarla sürdürüldüğüne hükmetmiş ve Türkiye’den Kavala’nın derhal serbest bırakılmasını istemişti. Ancak Kavala serbest bırakılmadı. Bunun üzerine Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Şubat 2022’de AİHM’ye başvurarak Türkiye’nin karara uymadığını tespit etmesini talep etti. AİHM, 11 Temmuz 2022’de verdiği kararla Türkiye’nin bağlayıcı karara uymadığını açıkça ortaya koydu.
İkinci başvurusunda Osman Kavala, 10 Aralık 2019’dan sonra süren tutukluluğunun keyfi nitelik taşıdığına dikkat çekti. Anayasa Mahkemesi’nde devam eden sürecin de tutukluluğun hukuka uygunluğunu denetleme yükümlülüğünü yerine getirmediğini kaydeden Kavala, ayrıca Sözleşme’nin 18. maddesi kapsamında, özgürlük kısıtlamasının meşru olmayan amaçlarla uygulandığını belirtti.
Kavala’nın başvurusu sadece tutukluluk haliyle sınırlı değil, aynı zamanda adil yargılanma hakkının ihlal edildiği, mahkemenin bağımsız ve tarafsız davranmadığı, savunma haklarının kısıtlandığı ve yargılamanın makul sürede sonuçlanmadığı da kaydedildi. Masumiyet karinesinin ihlal edildiği, cezanın kanunilik ve öngörülebilirlik ilkelerine aykırı olduğu ifade edilen başvuruda, ifade özgürlüğü ile toplantı ve örgütlenme özgürlüğüne yönelik ihlallere de yer verildi. Başvuruda ayrıca kötü muamele yasağının ihlal edildiği belirtildi.
Büyük Daire’nin vereceği karar, hem Osman Kavala’nın durumu hem de Türkiye’nin AİHM kararlarını uygulama yükümlülüğü açısından belirleyici olacak.
KAVALA HAKKINDAKİ YARGI SÜRECİ
Osman Kavala, 1 Kasım 2017’de İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği’nce “cebir ve şiddet kullanarak Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlamasıyla tutuklandı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 10 Aralık 2019’da Kavala’nın tutukluluğunun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğuna ve derhal serbest bırakılması gerektiğine hükmetti. Buna rağmen 18 Şubat 2020’de Gezi davasından beraat eden Kavala, cezaevinden çıkmadan yeniden gözaltına alındı ve “casusluk” suçlaması ile başka bir dosyadan tekrar tutuklandı.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi 29 Eylül 2020’de Türkiye’ye Kavala’yı serbest bırakma çağrısı yaptı. Aynı gün İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı yeni bir iddianame düzenledi. 29 Aralık 2020’de ise Anayasa Mahkemesi bireysel başvuruyu reddetti. Ocak 2021’de Bölge Adliye Mahkemesi, Gezi davasındaki beraat kararını bozdu. Yıl boyunca yapılan duruşmalarda Kavala’nın tutukluluğu devam ettirildi.
Ekim 2021’de bu kez diplomatik bir kriz patlak verdi. Aralarında ABD, Almanya, Fransa ve Hollanda’nın da bulunduğu 10 ülke büyükelçisi Kavala’nın serbest bırakılmasını istedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, söz konusu büyükelçilerin “persona non grata” ilan edilebileceğini söyledi.
2022 yılı başında Gezi ve Çarşı davaları birleştirildi. Savcı, Mart ayında ağırlaştırılmış müebbet istedi. 25 Nisan 2022’de İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Kavala’yı “casusluk” suçlamasından beraat ettirdi ancak “hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs”ten ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı.
AİHM, Temmuz 2022’de Türkiye’nin Kavala kararını uygulamadığını tespit ederek ihlal kararı verdi. 28 Eylül 2023’te Yargıtay, Kavala’ya verilen ağırlaştırılmış müebbet cezasını onadı.
24 Temmuz 2024’te Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Kavala’nın avukatlarının yeniden yargılama talebini reddetti. Böylece Kavala’nın tahliyesi yönündeki girişimler sonuçsuz kaldı.



