İran uzun vadede zayıflayıp, rejim değişikliği ile son bulacak bir hakikatle karşılaşılabilir çünkü. Burada Kürt siyasetinin, konuyu kendilerinin dışında gelişiyormuş gibi davranması, siyasetin doğasına aykırı… Bu nedenle, İran Kürtlerinin en örgütlü gücü olan PJAK’ın, halkı koruma temelli organize olması, bu temelde çağrılar yapması doğal ve akılcı olandır. Eğer yapmıyorsa eleştirilmelidir.
Akın OLGUN
İran’ın savunma alt yapısını hedef alıyor İsrail ve adım adım saldırı çeperini genişletiyor.
İran ise propagandayı kazanmaya ve güçlü olduğunu göstermeye çalışıyor.
İsrail, Hamas’ı, Hizbullahı oyundan düşürüp, Suriye’ye istediği şekli vererek ve Yemeni kendi alanına sıkıştırarak bu savaşı çok önceden başlatmıştı.
Bu yanıyla, savaşın stratejisini belirleyen İran değil İsrail.
Tüm bölgeye yeni şeklini verecek bir oyunun ilk kozunu Hamas vermişti İsrail’e ve şimdi İsrail tüm bölgede boşluk bırakmayacak şekilde istediği dizaynı gerçekleştiriyor.
Bunu bozabilecek bir konjonktür oluşabilir mi bilinmez ama şimdilik gözüken şey, İsrail’in çok planlı ve stratejik haraket ettiği.
İran’ın on yıllardır uğraşarak kurduğu “Şii yarım ayı”nı bir yıl içinde çökerten İsrail için İran elbette büyük lokma ama zaten büyük lokma için önce küçük lokmaları yutması gerekiyordu ve öyle yaptı. Tüm dünyanın gözünün içine baka baka, Filistin yok edildi ve bu İsrail’in ve batının bölge için almış olduğu kararlar konusunda, ne kadar acımasız bir kararlılık içinde olduğunu da gösteriyor.
Irak Şii dini lideri Mukteda es-Sadr ‘ın “Irak, İsrail-İran savaşından uzak durmalı” açıklaması da incelenmeye değer bu anlamda. İran’da olası bir rejim değişikliğinde, kendini aday olarak göz kırpıyor olması mümkün veya bu savaştan uzak durarak kendi geleceğini kurtarmaya çalışıyor olabilir veya başka neden ve denklemler ama dikkatle takip edilmeyi hak ediyor bence… İran’ın dini akrabası olan Irak’ın, Şii nüfusunun en yoğun ülkesi olduğu unutulmamalı.
Ve İran Kürtlerinin en örgütlü gücü PJAK, bir rejim değişikliğinin yaşanabileceği öngörüsüyle, kendi bulundukları bölgede boşluğu hızla doldurabilecek İŞID vari yapılara karşı “öz yönetim” modelini öne çıkarıyor. Bu “öz savunma” demek aynı zamanda.
İran uzun vadede zayıflayıp, rejim değişikliği ile son bulacak bir hakikatle karşılaşılabilir çünkü.
Burada Kürt siyasetinin, konuyu kendilerinin dışında gelişiyormuş gibi davranması, siyasetin doğasına aykırı…
Bu nedenle, İran Kürtlerinin en örgütlü gücü olan PJAK’ın, halkı koruma temelli organize olması, bu temelde çağrılar yapması doğal ve akılcı olandır.
Eğer yapmıyorsa eleştirilmelidir. Suriye bunun için iyi bir örnektir. İŞID barbarlığının neler yaptığını ve Kürt silahlı güçlerinin müdahalesi olmasaydı daha neler yapabileceklerini hepimiz biliyoruz malum…
Bu nedenle askeri, idari ve politik olarak, tüm olasılıklara karşı İran Kürtlerinin bir yol belirlemesi elbette kaçınılmaz olandır.
İsrail’in bu savaştan, İran’da bir rejim değişikliği çıkarabilir mi çok tartışmalı ama gücünü yitirmiş ve içeride büyük bir ekonomik ve siyasi krizle karşı karşıya kalmış bir İran’da, halkla ile rejim arasında yeni çatışmaların çok daha sert yaşanması çok olası.
Savaşın getirdiği yıkım ve rejimin şiddet dışında onlara verebileceği bir şeyin olmaması, büyük ayaklanmaları tetikleyebilir.
Dışarıda kaybeden, içeride şiddetini her zaman arttırır biliyoruz. Tam da bu yüzden Kürtlerin kendi bölgelerinde, sıkı bir politik, birleşik hat kurmak istemesi çok anlaşılır.
PJAK’ın, “öz yönetim” temelli çağrısı, aslında bugünü değil, savaş bittiğinde içeride yaşanacak rejim şiddetine karşı bir çağrı bence ve üzerlerine gelecek şiddeti kıramazlarsa, büyük bir kıyım yaşamaları mümkün. Bu mutlaka yaşanacak diye de bir şey yok. Belki de Kürtler daha rahat edecekleri bir tutumla karşılaşacaklar ama her durumda hazır olmaları, mümkünlerden çok daha önemli gözüküyor politik olarak.
Özetle, bölgenin son kalesi olan İran, ağır bir saldırı altında ve Rusya’nın bu dengeyi değiştirebileceği bir güçlü pozisyonu yok. Rusya’nın, İsrail ile de (özellikle enerji) güçlü ekonomik bağları olduğu hep konuşulur. (Bilen arkadaşlar ek yapabilir yorumlara)
Öte yandan “Şii yarım ayını” kaybetmiş bir İran, Rusya için ne kadar kıymet arz eder artık tartışmalı. Suriye’yi bir günde teslim edildiği unutulmamalı…
Bu yazı Akın Olgun’un sosyal medya platformu X hesabından alınmıştır.