Yunanistan Parlamentosu, 2018’de yapılan başvuruyu kabul ederek Alevi-Bektaşi inancına resmî statü verdi; topluluk kendi temsilini oluşturabilecek, cemevleri yasal tanınma kazanacak.
HABER MERKEZİ – Yunanistan Parlamentosu, 1 Ağustos 2025’te aldığı kararla ülkedeki Alevi-Bektaşi inancını resmi olarak tanıdı. Karar, Evros (Meriç) iline bağlı Sofulu ilçesindeki Ruşenler, Büyük Derbent ve Küçük Derbent köylerinde yaşayan yaklaşık 3 bin 500 kişilik topluluğun 2018’de yaptığı başvurunun kabul edilmesiyle hayata geçti.
Alevi Haber Ağı’nda yer alan habere göre karar, Yunanistan Eğitim, Din İşleri ve Spor Bakanlığı’nın kanun teklifine eklenen 49. madde kapsamında kabul edildi. Bu düzenlemeyle Alevi-Bektaşiler dini tüzel kişilik statüsü kazanacak, ülkedeki Müslüman azınlığın bağlı olduğu müftülükten ayrılarak kendi bağımsız temsilini oluşturabilecek. Yasa, Lozan Antlaşması’ndan doğan Müslüman azınlık haklarının korunmaya devam edeceğini de güvence altına alıyor.
CEMEVLERİNE YASAL STATÜ, OKULLARDA ALEVİLİK DERSİ
Yunanistan’da resmi olarak tanınan ilk cemevi, 2022’de Yukarı Derbent köyünde açılmıştı. Yeni yasa ile köylerde yeni cemevleri açılabilecek, mevcut cemevleri yasal statüye kavuşacak. Ayrıca, en az 10 Alevi-Bektaşi öğrencinin talep etmesi halinde okullarda ayrı din dersi verilecek.
TÜRKİYE’DE DURUM NE?
Türkiye’de Alevi-Bektaşi inancı, Yunanistan’daki son düzenlemeden farklı olarak resmî olarak ayrı bir inanç grubu olarak tanınmış değil; devlet nezdinde “İslam’ın bir yorumu” olarak değerlendiriliyor. Bu durum, hem hukuki statü hem de kurumlar düzeyinde ciddi farklar yaratıyor:
× –Türkiye’de cemevleri, camiler gibi “ibadethane” statüsünde sayılmıyor. Elektrik, su gibi giderlerde ibadethanelere tanınan muafiyetlerden yararlanamıyor. Ancak 2022’de çıkarılan bir düzenlemeyle bazı cemevlerinin elektrik-su masraflarının belediyeler veya kamu bütçesinden karşılanması imkânı getirildi.
–Alevi-Bektaşi inancı Diyanet’in yapısında yer almıyor; Diyanet bütçesi ve hizmetleri büyük ölçüde Sünni-Hanefi yorumu üzerinden işliyor.
–Alevi kurumları, dernek ya da vakıf statüsünde faaliyet gösteriyor. Bu da ibadet yerleri ve din eğitimi gibi konularda hak taleplerinin idari kararlarla sınırlanmasına yol açıyor.
–Zorunlu din kültürü ve ahlak bilgisi derslerinde ağırlıklı olarak Sünni-Hanefi öğretisi anlatılıyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Anayasa Mahkemesi, bu derslerin tarafsız olması gerektiği yönünde kararlar verse de müfredatta köklü bir değişiklik yapılmadı.
– Cemevlerinin ibadethane statüsü ve zorunlu din dersleri konusunda Türkiye, AİHM kararlarına rağmen yasal tanımda değişikliğe gitmedi.
-2022’de Cumhurbaşkanlığı’na bağlı Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı kuruldu. Ancak bu adım, inanç özgürlüğü çerçevesinde yeterli bir statü tanıma olarak değil, kültürel bir çatı kurum olarak eleştirildi.