Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

Suriye’nin kritik haftası |

Şam'da diplomasi trafiği hızlandı

Suriye’nin kritik haftası |

Rusya Şam’da kritik temaslarda bulundu. CENTCOM Komutanı ilk kez Şara’yı resmi olarak ziyaret etti. İsrail bir yanda Şara yönetimiyle görüşmeler yaparken, öbür yanda sahada operasyonlarını sürdürüyor. Süveyda için yeni anlaşma duyuruldu. Peki, bütün bu gelişmeler ne anlama geliyor ve Suriye’nin geleceğine nasıl etki edebilir?

Doğan Cihan

Suriye Geçici Cumhurbaşkanı Ahmed el Şara’nın yönetimindeki Şam, 9–16 Eylül tarihleri arasında ülkenin geleceğine dair tartışmaların görünür olduğu bir haftayı geride bıraktı. Görevdeki dokuzuncu ayını dolduran Şara yönetimi, Suriye’nin izleyeceği yola ilişkin belirsizlikleri netleştirebilmiş değil.

Haftanın öne çıkan gelişmeleri arasında, Rusya’nın üst düzey ziyareti ve ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı’nın (CENTCOM) Şam temasları dikkat çekti. Hafta içinde süren İsrail kara ve hava operasyonları ve son gününde gündeme gelen Süveyda anlaşması ise, hem insani boyutu hem de siyasi sonuçları açısından ayrıca önem taşıyan başlıklar olarak öne çıktı.

RUSYA’NIN GÖRÜNÜRLÜĞÜ

Şara yönetiminin kurulmasının ardından geçen aylarda Rusya’nın Suriye’deki etkisi gözle görülür biçimde azalmış, Moskova Tartus’taki deniz üssü ile Hmeymim ve Kamişlı havaalanı üslerinde sınırlı bir askeri varlık dışında sahada pek hissedilmez hâle gelmişti. Ancak 9 Eylül’de bu tabloyu değiştiren kritik bir diplomatik adım geldi.

Rusya Başbakan Yardımcısı ve Enerji Bakanı Aleksandr Novak’ın başkanlığındaki üst düzey heyet, 9 Eylül’de Şam’a önemli bir ziyaret gerçekleştirdi.

Görüşmelerin merkezinde üç ana başlık vardı:

  • Enerji işbirliği – Suriye’nin yakıt krizine çözüm ve Rus enerji şirketleri için yeni yatırım alanları
  • Savaş sonrası yeniden inşa projeleri – Rus firmalarının altyapı ve imar süreçlerine katılımı
  • Askeri üslerin statüsü ve güvenlik koordinasyonu – Tartus ve Hmeymim üslerinin geleceği

Novak’ın El Şara ile yaptığı görüşme, Moskova’nın Suriye’de ekonomik ve stratejik nüfuzunu yeniden pekiştirme kararlılığını açık biçimde ortaya koydu.

İKİ TARAFLI HAMLE

Moskova açısından:

Rusya, Esad sonrası dönemde kaybettiği nüfuzu geri kazanmak için yeni yönetimle hızlı ve kapsamlı temas kurmaya çalışıyor. Enerji anlaşmaları hem Şam’ın yakıt ihtiyacına yanıt veriyor hem de Rusya’nın ekonomik bağlarını derinleştiriyor. Savaş sonrası altyapı yatırımları Rus şirketleri için yeni bir pazar açıyor. Özellikle Suriye’nin sahil bölgesindeki Tartus ve Hmeymim üslerinin geleceği, Rusya’nın bölgesel ağırlığını koruması açısından hayati önem taşıyor. İsrail ve Türkiye’nin de Suriye sahasında Rusya’yı “güvenilir muhatap” olarak görmesi Moskova’nın elini güçlendiriyor.

Şam açısından:

Şara yönetimi, uluslararası izolasyonu kırmak ve meşruiyetini güçlendirmek için Moskova ile yakınlaşmayı öncelikli hedef olarak belirliyor. Novak’ın, Ekim ayında Moskova’da yapılacak Rusya–Arap Zirvesi’ne Şara’yı davet etmesi de bu diplomatik açılımın en somut göstergesi oldu.

Bu temas, hem Rusya’nın Suriye’de yeniden söz sahibi olma çabalarının hem de Şara yönetiminin dış politikada manevra arayışının güçlü bir işareti olarak kayda geçti.

İSRAİL’İN HAVA VE KARA OPERASYONLARI

İsrail’in Suriye’deki stratejik planı çerçevesinde, güneyde oluşturulması hedeflenen tampon bölge için hava ve kara operasyonları aralıksız devam ediyor.

Hava Operasyonları

9 Eylül akşamı, İsrail savaş uçakları Humus, Palmira ve Lazkiye bölgelerine eş zamanlı saldırılar düzenledi. Hedefler arasında:

  • Humus’un güneydoğusundaki hava kuvvetleri koleji,
  • Lazkiye’deki mühimmat depoları,
  • Palmira’daki radar üniteleri yer aldı.

Kara Operasyonları

Dera kentinin batısından kırsal köylere doğru kara harekâtı başlatıldı ve birçok bölgede kontrol noktaları kuruldu. İsrail kara birlikleri ilk kez Suriye içine yaklaşık 38 kilometre derinlikte 14 saat süren bir operasyon gerçekleştirdi.

Stratejik Konum

İsrail ordusunun Şam’a olan yakınlığı yaklaşık 22 kilometre mesafedeki Katane bölgesi üzerinden sağlanıyor. Bu durum, İsrail’in hem hızlı müdahale hem de sürekli gözlem yeteneğini artırıyor.

Bu operasyonlar, İsrail’in güney Suriye’deki etkisini pekiştirme ve İran bağlantılı unsurları kontrol altına alma stratejisinin bir parçası olarak değerlendiriliyor.

KRİTİK ZİYARET: CENTCOM KOMUTANI ŞAM’DA

12 Eylül Cuma günü, ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) Komutanı Amiral Brad Cooper ve ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, Şam’da Ahmed el Şara ile bir araya geldi. Bu ziyaret, bilindiği kadarıyla bir CENTCOM komutanının Şam’a yaptığı ilk resmi görüşme olarak kayda geçti.

Görüşmede öne çıkan başlıklar şunlardı:

  • IŞİD’e karşı mücadele ve desteğin sürdürülmesi
  • Suriye sınırlarının güvenliği
  • ABD askeri varlığının geleceği ve bölgedeki koordinasyon

CENTCOM açıklamasında, Şara’ya “IŞİD’e karşı verdiği destek” için teşekkür edilirken, Şara da “8 Aralık 2024’ten bu yana istikrar için çaba gösterdiğini” vurguladı. Bu temas, Trump yönetiminin “güvenli ve refah dolu Ortadoğu” vizyonuyla uyumlu bir adım olarak değerlendiriliyor ve Şara’nın 23–27 Eylül tarihleri arasında New York’ta yapılacak BM Genel Kurulu ziyareti öncesi diplomatik bir sinyal niteliği taşıyor.

Ziyaretin önemi sadece Şam ile sınırlı kalmadı. Cooper, Şam’a gelmeden önce Rojava’da Demokratik Suriye Güçleri (DSG) Genel Komutanı Mazlum Abdi ve DSG kontrolündeki Hol Kampı’nı ziyaret etti. Ayrıca Tel Aviv’e yaptığı temaslar, ABD’nin İsrail ile koordineli bir şekilde Suriye’nin yeniden inşasına ve İran’a yönelik müdahaleye dair stratejisini ortaya koyuyor.

Bu bağlamda, CENTCOM’un Şam ziyareti, ABD’nin Suriye’de yeni bir savaş ortamı yaratmak yerine mevcut güç dengelerini kontrol altında tutarak ülkenin yeniden dizaynına doğrudan müdahil olma yaklaşımının somut bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.

SÜVEYDA: KUŞATMA, PROTESTOLAR VE ÜÇLÜ ANLAŞMA

Süveyda kenti üzerindeki ağır kuşatma ve ambargo uygulamaları devam ediyor. Kent, ambargo altında yaralarını sarmaya çalışırken, halk Suriye Geçici Hükümeti’ni protesto etmek, silahlı gruplar tarafından kaçırılan kadın ve çocukların geri dönmesini sağlamak ve kentlerinde kendi kendilerini yönetmek amacıyla sürekli eylemler gerçekleştiriyor. Neredeyse her gün düzenlenen bu protestolara binlerce kişi katılıyor.

13 Temmuz’da, İçişleri Bakanlığı tarafından Ahrar Cibal el Arap Topluluğu lideri Şeyh Süleyman Abdulbaki, Süveyda Emniyet Müdürlüğü’ne atanmıştı. Bu atama resmi bir kararname ile değil, sözlü olarak yapıldı ve Şeyh Süleyman Abdulbaki’nin Suriye’den kopuşa karşı çıkan “Üç Şeyh” bloğunun bir parçası olduğu biliniyor.

Halkın yoğun protestoları ve bölgedeki baskılar sonuç vermiş gibi görünüyor. Bu gelişmelerin ardından, Suriye Dışişleri Bakanı Asad el-Şeybani, Ürdün Dışişleri Bakanı Ayman Safadi ve ABD Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, Süveyda konusunu görüşmek üzere Şam’da bir araya geldi. Toplantının ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, Şeybani, Süveyda vilayetine yönelik kapsamlı bir çözüm planını içeren anlaşmanın imzalandığını duyurdu.

Anlaşma, bölgedeki güvenlik sorunlarını çözmeyi, toplumsal uzlaşıyı teşvik etmeyi ve insani yardımların sürdürülebilirliğini sağlamayı hedefliyor. Bu adım, Süveyda’daki uzun süredir devam eden gerilimi hafifletme ve halkın taleplerini dikkate alma yönünde önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

ANLAŞMANIN TEMEL MADDELERİ
  • Sivillere ve mülkiyetlerine zarar veren kişi ve gruplar, uluslararası hukuk çerçevesinde ve tam koordinasyonla soruşturulacak.
  • Yerel güvenlik güçleri, Şam ile Süveyda arasındaki ulaşım yollarının güvenliğini sağlayacak.
  • Bölge halkı arasında iç uzlaşma süreci başlatılacak; yerel liderler ve dini temsilciler sürece dahil edilecek.
  • Yardımlar kesintisiz sürdürülecek, şiddet olaylarında zarar gören sivillere tazminat ödemeleri yapılacak ve etkilenen köylerin onarımı desteklenecek.
ULUSLARARASI DENETİM MEKANİZMASI

Anlaşmanın uygulanmasını izlemek ve taraflar arasında koordinasyonu sağlamak amacıyla Suriye, Ürdün ve ABD temsilcilerinden oluşan ortak bir denetim mekanizması kurulacak. Bu yapı, hem teknik hem diplomatik düzeyde sürecin şeffaflığını ve sürdürülebilirliğini garanti altına almayı amaçlıyor.

SÜVEYDA ANLAŞMASI VE KRİTİK HAFTA

Şara yönetiminin dokuz ayını geride bırakmasının ardından, Süveyda anlaşmasının sahada uygulanabilirliği kritik bir önem taşıyor. Bugüne kadar Şara yönetimi, imzaladığı anlaşmaların uygulanması konusunda somut adımlar atmamıştı; bu nedenle anlaşmanın pratikte hayata geçirilip geçirilmeyeceği yakından izleniyor.

Anlaşmanın içeriğinden, Süveyda’nın özerkliğinin sınırlı da olsa kabul edildiği görülüyor. Ancak Şara yönetiminin sahadaki uygulamalara nasıl tepki vereceği, önümüzdeki dönemde netleşecek önemli bir soru olacak.

Öte yandan, İsrail ile Şam arasındaki temaslar gizli bir şekilde sürüyor. Şara’nın 24 Eylül’de New York’ta Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yapacağı konuşma öncesi, iki tarafın anlaşma çerçevesinde görüşmeler yürüttüğü bildiriliyor. İsrail, 6 Aralık itibarıyla Golan Tepeleri’nde stratejik öneme sahip Hermon Dağı’ndan çekilmediğini duyururken, AFP’nin Suriye Geçici Hükümeti yetkilisine dayandırdığı habere göre Suriye güçleri ağır silahlarıyla birlikte ülkenin güneyinden çekildi. Bu gelişmeler, Suriye’nin geleceği açısından kritik bir dönemeç olarak değerlendiriliyor.

Sonuç olarak, Şara yönetimi iktidara geldiği günden bu yana en yoğun ve kritik diplomatik haftalardan birini geride bıraktı. Henüz Suriye’nin geleceğinin nasıl şekilleneceğine dair net bir tablo olmasa da, hem bölgesel aktörler hem de uluslararası gözlemciler, her gelişmeyi dikkatle takip ederek Suriye’nin yeni dengelerini anlamaya çalışıyor.

Benzer Haberler