1990’lı yılların karanlığında bir müzik grubu kuruldu: Koma Amed. 1988 yılında Ankara’da Tıp Fakültesi öğrencileri tarafından kuruldu ve 30 yılın ardından bugün Diyarbakır’da konser verecek. Grubun kurucusu şu an “hayatta olmayan” biri isim: Evdilmelik Şêx Bekir. Yarattığı eserleri bugün de konuşuluyor…
HABER MERKEZİ – Koma Amed, 1988’de Kürt halkı için ‘karanlık’ sayılan dönemde bir ışık gibi ortaya çıktı. Suriye’den Hacettepe Tıp Fakültesini kazanan ‘Melek’ lakaplı Evdılmelik Şexbekir’in aynı fakültede öğrenci olan Gülşen Çetin, Savaş Çakmak, Rohat Kutlay, Fikri Kutlay, Mustafa Kart ve Ahmet Kaya ile tanışmasıyla birlikte grubun temelleri atıldı.
KOMA AMED DENİLİNCE…
Koma Amed, 30 yılın ardından bugün Diyarbakır’da tarihi bir konser verecek. Heyecan veren konser öncesinde biraz gerilere gidelim…
Koma Amed denilince Evdilmelik Şêx Bekir’i es geçmemek gerekiyor. Yarattığı eserlerle ölümsüzleşen ama ismi az bilinen Evdilmelik Şêx Bekir, ailesinin tanımıyla da “Melek”, 1968’de Amûdê’de dünyaya geldi. İlköğremini burada tamamlayan Evdilmelik Şêx Bekir, üniversiteyi Hacettepe Tıp Fakültesi’nde okudu. 1988 yılında çoğunluğu tıp öğrencisi olan bir grup Kürt genci ile Koma Amed’i kurdu. O zamanlar Koma Amed, Koma Dengê Azadî ile Türkiye’de ilk Kürtçe müzik yapan gruplardandı.
ŞARKILARINI KAYIT EDECEK STÜDYO BULAMADILAR…
Müzik dışında diğer sanat alanlarında da yetenekli olan Evdilmelik Şêx Bekir, 1990 yılında İstanbul Çapa Tıp’a geçiş yaptı
ve aynı yıl Koma Amed “Kulîlka Azadiyê” albümünü çıkardı. Bu albümdeki birçok parça da Evdilmelik Şêx Bekir tarafından seslendirildi.
Ama her şey bu kadar kolay olmamıştı…
İlk albümleri olan Kulîlka Azadî’de Evdilmelik Şêx Bekir, Gülşen Çetin, Savaş Çakmak, Rohat Kutlay, Fikri Kutlay, Mustafa Kart ve Ahmet Kaya yer aldı. Şarkılarını kayıt edecek stüdyo bulmakta zorluk çektiler.
Kürtçe müzik yapan Koma Mezrabotan, Koma Çiya, Vengê Sodirî, Koma Rojhilat, Koma Dengê Azadî, Koma Rewşen, Koma Gulen Xerzan, Mizgîna Sor, Koma Azad, Agire Jîyan gibi aynı dönemde öne çıkan gruplar çoğu zaman aynı kayıt stüdyosu, tonmayster, aranjör ve kayıt müzisyenleri ile çalışıyorlardı. Bu albümde ilk defa Bella Ciao (Çav Bella) Kürtçe diline Şêx Bekir tarafından çevrildi. Aynı şekilde bir Grek ezgisi olan Teli Teli, Murathan Mungan tarafından sözleri yazılarak bu albümde uyarlandı.
MKM’NİN ÖNCÜLERİNDEN BİR “MELEK”
1991 yılında Evdilmelik Şêx Bekir, “Şengal” adı ile tanındı ve Kürt kültür-sanat çalışmalarında bir mihenk taşı olan Mezopotamya Kültür Merkezi’nin kuruluşunda yer aldı. Bu vakitlerde Koma Çiya ile çalışmaya başladı, fakat grubun “Rozerîn” albümü çıkmadan mücadele alanını değiştirdi ve yönünü dağlara çevirdi.
Dağlarda Cuma olan Evdilmelik Şêx Bekir, bir yıl sonra Engizek dağlarında bir çatışmada yaşamını yitirdi.
AİLESİ ANLATIYOR: GİTTİ VE BİR DAHA GELMEDİ…
Sinemacı Havin Saç, 2014 yılında “Gecikmiş Ağıt” belgeseliyle Evdilmelik Şêx Bekir’i anlattı. Belgeselde şöyle anlatılır Evdilmelik Şêx Bekir:
דKululika Azadiye’yi ezgisini ilk kez dinleyen herkesin içinde kararlı, bilge, coşkun, hüzünlü bir tını yankılanır ve bir melek gelir kulağınızdan kalbinize doğru akan bir ırmağın büyüsüne konuk olur. Yüreğimize konuk olan bu ses, bizi efsununa sinmiş olan bir ülkenin efkârında ne kadar gidilebilecekse, o kadar götürdü.”
Belgeselde Evdilmelik Şêx Bekir’i ablası Samer ve annesi Ede anlatır. Abla Samer, kendisinden iki yaş küçük olan kardeşini şu sözlerle anlatıyor:
דMelek çok başarılıydı. Hep birinciydi. Saz çalmayı, resim yapmayı seviyordu. Okumayı çok severdi. Kültür ve siyasetle ilgiliydi, okurdu, severdi… Türkiye’de puanları yüksek olan Hacettepe Üniversitesi’ni kazandı. İngilizce ağırlıklı dersler görüyorlardı. Üniversite oradaki akrabalarımızı derslere katıldığı ve okula devam ettiği yönünde bilgilendiriyordu. Aradan bir süre geçtikten sonra Türkiye’deki akrabalarımız babama artık okula gitmediğini haber verdiler. Daha sonra öğrendik ki Hacettepe’den Çapa Tıp Fakültesine kaydını aldırmış. Orada hem okuyordu hem çalışıyordu. Ona para göndermememizi istemiyordu, kimseye ihtiyaç duymadan hem okuyacağını hem de çalışacağını söylüyordu. Yeni tayin olmuştum bir kez ziyaret amaçlı geldi, yazdı. Ondan üç ay sonra ikinci sınıfa geçti, o yılı bitirdi. Ziyarete geldiğinde dokuzuncu ayında sınavı olduğunu ve geri dönmesi gerektiğini söyledi. Gitti ve bir daha gelmedi, haber de alamadık.”



