İBB yolsuzluk soruşturması kapsamında gazeteciler Soner Yalçın, Şaban Sevinç, Aslı Aydıntaşbaş, Ruşen Çakır, Yavuz Oğhan ve Batuhan Çolak hakkında gözaltı kararı verildi. CHP lideri Özgür Özel ise gözaltılara tepki gösterirken Yavuz Oğhan ifade işlemlerinin ardından serbest bırakıldı.
HABER MERKEZİ – İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) “yolsuzluk” soruşturması kapsamında Soner Yalçın, Şaban Sevinç, Aslı Aydıntaşbaş, Ruşen Çakır, Yavuz Oğhan ve Batuhan Çolak hakkında “Yalan Bilgiyi Alenen Yayma” ve “Bilerek ve İsteyerek Örgüte Yardım Etme” iddialarından emniyet müdürlüğüne talimat verildi.
YAVUZ OĞHAN SERBEST BIRAKILDI
Yavuz Oğhan, Şaban Sevinç, Soner Yalçın, Batuhan Çolak emniyete götürüldü. Savcılık yaptığı açıklamada 4 gazeteci hakkında ifadelerinin alınması talimatı verildiğini açıkladı. Sabah saatlerinde gözaltına alınan Yavuz Oğhan ise ifade işlemlerinin ardından serbest bırakıldı.
SAVCILIK AÇIKLAMA YAPTI
Savcılığın gazetecilerin gözaltına alınmasıyla ilgili açıklaması şöyle: “Cumhuriyet Başsavcılığımızca İmamoğlu Çıkar Amaçlı suç örgütüne yönelik yürütülmekte olan soruşturma kapsamında şüpheliler Soner Yalçın, Şaban Sevinç, Aslı Aydıntaşbaş, Ruşen Çakır, Yavuz Oğhan ve Batuhan Çolak’ın üzerilerine atılı Yalan Bilgiyi Alenen Yayma, Suç Örgütüne Yardım Etme suçlarından savunmalarının alınması için İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne talimat verilmiştir. İfade alma işlemleri Emniyet Müdürlüğü’nde gerçekleşecektir. Kamuoyunun bilgisine duyurulur.”
RUŞEN ÇAKIR DA GÖZALTINA ALINDI
Ruşen Çakır sabah saatlerinde gözaltına alınmadığını sosyal medya hesabından duyurdu. Çakır, “Hızlı gazetecilik böyle olsa gerek. Üzgünüm ama henüz beni almadılar. Aslı da bildiğim kadarıyla ABD’de. Bence silmeyin bunu torunlarınıza miras bırakın” dedi.
Ancak öğlen saatlerinde Çakır’ın oğlu Ali Deniz Çakır, “Babam Ruşen Çakır ifade vermeye götürülüyor” açıklaması yaptı.
ÖZGÜR ÖZEL: KORKAĞA KARŞI CESUR OLAN KAZANIR
Gazetecilere yönelik bu sabah gerçekleştirilen operasyona tepki gösteren Özel, “Bu sabah kalktık, gazeteci arkadaşlarımız, dünya kadar gazeteci yine gözaltına alınmış. Her sabah bir korkuya gark etmeye çalışıyorlar. Ama taktik bu” dedi.
Özel, konuşmasına şöyle devam etti: “Umudu örgütleyemeyenler, sevgiyi büyütemeyenler; korkuyu örgütlemeyi, tehdidi büyütmeyi kendilerine yol seçmişler. Böyle kalabileceklerini düşünüyorlar iktidarda. Karanlığın panzehiri yanan bir tek ışıktır. Günün en karanlık zamanı, sabahın en yakın olduğu zamandır. Hiçbir zaman sonunda kötüler kazanmaz. Kötüler kaybeder, iyiler kazanır. Gece kazanmaz, güneş doğar, gündüz kazanır. Hurafe yerine bilim kazanır, tembele karşı çalışkan kazanır. Korkağa karşı cesur olan kazanır.”
DEM PARTİ: BASINA DEVAM EDEN BASKILARIN SON HALKASI
DEM Parti de gazetecilere yönelik bu sabah gerçekleştirilen operasyona tepki gösterdi. DEM Parti’nin sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, “Gazetecilerin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki soruşturma kapsamında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sabah saatlerinde ifadeye çağrılması, basına yönelik devam eden baskıların son halkasıdır” denildi.
“DEM Parti olarak medyaya yönelik bu baskıların dün olduğu gibi bugün de karşısındayız” denilen açıklamada, “Son dönemlerde özellikle İstanbul’daki yargı çevrelerinde görülen bu anlayıştan, basını dizayn etme çabasından artık vazgeçilmelidir. Bu ülkenin ihtiyacı daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük ve barıştır” ifadeleri kullanıldı.
Hızlı gazetecilik böyle olsa gerek. Üzgünüm ama henüz beni almadılar. Aslı da bildiğim kadarıyla ABD”de.
Bence silmeyin bunu torunlarınıza miras bırakın https://t.co/sybJp9n5fl— rusen cakir (@cakir_rusen) November 6, 2025
×
CHP’DEN TEPKİ
CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, sosyal medya hesabından konuya ilişkin yaptığı açıklamada, şu ifadelere yer verdi:
“Gazeteciler Yavuz Oğhan, Şaban Sevinç ve Batuhan Çolak sabahın erken saatlerinde yapılan bir operasyonla, polisler eşliğinde ifadeleri alınmak üzere emniyete götürüldü. Madem gözaltı yok, sabahın köründe polislerin evlerinde ne işi var? Telefonlarına neden el konuldu? Gazeteciler emniyete davet edilemez miydi? Bu ‘fiili gözaltı’ bütün bir muhalefeti, özgür basını sindirmeye, susturmaya yönelik açık bir gözdağıdır. Türkiye’de basın üzerindeki bu sistematik baskı, artık bir cadı avına dönüşmüştür.”



