DEM Parti Eş Genel Başkanı Hatimoğulları, partisinin Meclis grup toplantısında Ekrem İmamoğlu ve seçilmiş belediye başkanlarına özgürlük çağrısı yaptı. Hatimoğulları, iktidar içinde de iktidar adına barış karşıtlığı yapanların olduğunu söyledi ve “Barışa karşı çıkmak gelecek nesillere karşı işlenmiş tarihi bir suçtur” dedi. Meclis komisyonunun İmralı’ya giderek Öcalan ile görüşüp görüşmeyeceği tartışmasına da değinen Hatimoğulları, “Devletin gittiği yere siyaset neden gitmesin?” diye sordu ve komisyona vakit kaybetmeksizin Öcalan ile görüşme çağrısında bulundu.
HABER MERKEZİ – Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları partisinin Meclis grup toplantısında konuştu.
Hatimoğulları konuşmasına Kocaeli’nin Dilovası’nda 8 Kasım’da bir parfüm dolum tesisinde çıkan ve 2’si çocuk 6 kadının yaşamını yitirdiği yangın ve ihmallere değinerek başladı.
דYaşamını yitiren yurttaşlarımızın ailelerine başsağlığı dileklerimizi iletiyorum. Bu çok acı bir olay ve bunu bize iş kazası diye yutturmaya çalışıyorlar. Bu yangın kahrolası sistemin, çocukların, kadınların bir türlü emekli edilmeyen yaşlıların emeğinin nasıl sömürüldüğünü, can güvenliklerinin nasıl hiçe sayıldığını gösteriyor. Ya bu kapitalist sistemin dişlileri arasında öğütülmeye devam edeceğiz ya da örgütlenecek, emeğin hakkını arayacak, adil, eşit bir düzeni hep beraber inşa edeceğiz.”
İMAMOĞLU VE SEÇİLMİŞLER SERBEST BIRAKILMALIDIR
Edirne Cezaevi’nde HDP’nin eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş’a yaptıkları ziyarete değinen Hatimoğulları, şöyle devam etti:
Onun selam ve sevgilerini sizlere iletmek isterim. Değerli Türkiye yurttaşları. Bakın bugün sayın Ekrem İmamoğlu, seçilmiş kimi belediye başkanlarının hakkındaki iddianamenin çıkmasını bekliyoruz. Bu dava da yargının siyasallaştığını en önemli göstergesidir. İmamoğlu, seçilmiş belediye başkanları ve belediye eş başkanları pekala tutuksuz yargılanabilirler. Buradan bir kez daha diyoruz ki İmamoğlu ve seçilmişler serbest bırakılmalıdır.
Bakın geçen hafta İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ne yaptı? Gezi davası tutuklusu Tayfun Kahraman hakkında AYM’nin hak ihlali kararı üzerine yapılan yeniden yargılama talebini reddetti. Bu talebi reddederken AYM’yi yetki gaspı ile suçladı. Bu düpedüz bir akıl tutulması. “
Sözlerine “Daha fazla cesaret zamanı, daha fazla demokrasiyi sahiplenme zamanı” diyerek devam eden Hatimoğulları, barışı ve demokrasiyi bir bütün olarak görerek harekete geçme çağrısında bulundu.
BARIŞI HEP BİRLİKTE BÜYÜTEBİLİRİZ
Hatimoğulları “Barışı hep birlikte büyütebiliriz” diyerek süreçle ilgili de değerlendirmelerde bulundu:
“Barışa giden yolda demokratik siyasete elbette ki çok önemli görevler düşüyor. Bu süreçte Meclis’e, iktidara ve muhalefete önemli görevler düştüğünün altını çizmeye devam edeceğiz. Ama esas olarak barışa ruh katacak ve onu örgütleyecek olan demokratik siyaset alanıdır.
SÜREÇ İKİNCİ AŞAMADA
Bir yılı aşkın süredir devam eden süreç ikinci aşamaya geçmiş durumdadır. İkinci aşama demokratik siyasetin zamanıdır. Bu aşama savaş stratejilerinin değil barış stratejisinin konuşulması gereken bir aşama. Barış stratejisi silahların gölgesinden tamamen çıkıp, demokratik siyasetin ışığına yürümektir.
BARIŞ FİLİZİNİ GÜÇLÜ BİR AĞACA DÖNÜŞTÜRMELİYİZ
Barış tohumu bu toprağa düştü. Tohumu toprağa düştükten sonra artık biter deyip çekip gidemeyiz. Barışın filizi kırılgandır, ihmal edilirse kurur, sulanmazsa solar. Toplumsal muhalefet ve demokratik güçler olarak bizlere bu filizin daha güçlü bir ağaca dönüşmesi için gereken emek, özveri ve kararlılığı daha fazla göstermeliyiz.”
MANŞETLERE TEPKİ
Barıştan yana olmayan bir kesimin olduğuna dikkat çeken Hatimoğulları,iktidar içinden de iktidar adına barış karşıtlığı yapanların olduğunu belirtti ve isim vermeden Yeni Şafak gazetesinin “Komisyon İmralı’ya gitmesin” şeklindeki manşetine tepki gösterdi:
“Tarihi fırsatın önüne set çekenler, çatışma ve kutuplaşma ekonomisinden beslenenler var. Siyaseten barış karşıtlığından nemalanmak isteyenler var. İktidar içinde iktidar adına açıktan barış karşıtlığı yapan manşetler görebiliyoruz. Bu manşetler barış adına büyük bir utançtır.
Barışa karşı çıkmak gelecek nesillere karşı işlenmiş tarihi bir suçtur.”
ÖCALAN’IN İSTEDİĞİ BARIŞ TÜM TÜRKİYE’NİN FAYDASINADIR
Abdullah Öcalan’ın barışa yaklaşımı ve çağrılarına da değinen Hatimoğulları, şu değerlendirmelerde bulundu:
דBarış ve Kürt sorunun çözümü kimi siyasi partilerin seçim hesaplarına kurban edilemez. Barışı bu topraklarda tesis etmek hepimizin boynunun borcudur. Biz bu sorumluluğu yerine getirme azim ve kararlılığından asla vazgeçmedik ve vazgeçmeyeceğiz.
Sayın Öcalan’ın barış için verdiği mücadele ve açtığı yollar çok eskiye dayanır. Bunu doğru okumak lazım. Biliyoruz sayın Öcalan’a karşı toplumda farklı algılar var. Çok farklı duygular var. Bunu anlıyoruz, farkındayız ve görüyoruz. Ama toplum olarak hep birlikte şunu görmeliyiz: Barış için ısrarla verilen bir mücadele var. İmralı’da geçen çeyrek asrı aşkın bir hayat. Bu sürede kaleme alınan yol haritaları, sunulan çözüm önerileri, sürekli yapılan barış çağrıları var. Bunlar gösteriyor ki barış bir taktik değil stratejik bir tercihtir. Sayın Öcalan yaklaşık 30 yıl önce yayınlanan röportajında bile ‘Halis muhlis Anadolu çocuğuyum’ diyor. İstediği barış Anadolu ve Mezopotamya halklarının yararınadır ve bütün Türkiye’nin faydasınadır.”
DEVLETİN GİTTİĞİ YERE SİYASET NEDEN GİTMESİN?
Meclis komisyonunun İmralı’ya giderek Öcalan ile görüşüp görüşmeyeceği tartışmasına da değinen Hatimoğulları, “Devletin gittiği yere siyaset neden gitmesin?” diye sordu ve komisyona vakit kaybetmeksizin Öcalan ile görüşme çağrısı yaptı:
ד1 Ekim 2024’te başlayan süreçte sayın Öcalan’ın kararlılığı çok kritik. İlk günden beri pozitif bir dil kurdu. Her tıkanmada yol açtı, tali konulara takılmadı. Toplumun önüne negatif gündemleri getirmedi. Sayın Cumhurbaşkanı ne dedi? ‘Şu anda İmralı bu konuda her türlü desteği verdi, veriyor’. Önemli bir tespit. Sayın Bahçeli ne söyledi bu konuda? ‘Meclis’te kurulacak komisyonda seçilecek milletvekillerinin İmralı’ya giderek ilk ağızdan mesajları alması süreci güçlendirecektir’. Son derece önemli bir vurgu.
Bu soruyu sormaya sanırım hepimizin hakkı var. Devletin gittiği yere siyaset neden gitmesin? Siyaset kurumu böylesi önemli bir meselede neden aktif bir şekilde yer almasın ki? Bakın 13 aydır bu süreç devam ediyor ve bir ölüm haberi almadık. Bu bizim için büyük bir mutluluk büyük bir motivasyon nedeni değil midir? Bu süreç ülkenin yüzyıllık geleceğini kazanma süreciyse siyaset izleyici olamaz.
Gelin hep birlikte şunu düşünelim. Sayın Öcalan gibi bir aktörü atlamak mı yoksa sürece daha fazla dahil etmek mi doğru? Yanıt belli. Sayın Öcalan’ın rolünü tam oynayabilmesi, ortaya koyduğu iradenin 86 milyon yurttaşımızın ortak kazancına dönüşebilmesi sadece bizim talebimiz değil herkesin talebi olmalı. Komisyonun Öcalan ile görüşmesi ve onu dinlemesi. Şuna inanıyoruz: Bu süreci daha da hızlandıracak ve topluma daha fazla güven verecektir. Önyargılarla yol alınmaz, alınamıyor.
Bu kürsüden bir kez daha diyoruz ki komisyon gecikmeksizin İmralı’ya gitmeli ve bu görüşmeyi gerçekleştirmelidir.”
DEM PARTİ EŞ GENEL BAŞKANI TÜLAY HATİMOĞULLARI MECLİS GRUP TOPLANTISINDA KONUŞUYOR #CANLI https://t.co/K6MGqNniV1
— Nûmedya24 (@NuMedya24) November 11, 2025



