Seyid Rıza ve arkadaşlarının idam edilişlerinin 88’inci yıldönümünde Dersim’de anma etkinliği düzenlendi. Dersimliler yüzleşme talebinde bulundu, Seyid Rıza’nın mezar yerinin açıklanmasını istedi. DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Seyid Rıza’nın mücadelesine değindi ve “Bu topraklar, bizim hafızamızdır, inancımızdır, geleceğimizdir” dedi.
HABER MERKEZİ – Dersim Emek ve Demokrasi Platformu, Seyit Rıza ve arkadaşlarının idam edilişlerinin 88’inci yıl dönümü dolayısıyla anma etkinliği düzenledi. Anmaya Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar ile Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğlulları’nın yanı sıra çok sayıda siyasi parti ile sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı.
Sanat Sokağı’ndan Seyit Rıza Meydanı’na bir yürüyüş düzenlendi. Yürüyüşün ardından Gureş Ana Ocağı’ından Fetiye Yıldırım çıra yakıp, Gulbeng okudu. Dersim Emek ve Demokrasi Platformu adına konuşan Emek Partisi (EMEP) İl Başkanı Ergin Tekin, idamın bugün hala yüzleşilmemiş bir tarih, kapanmamış yara ve adaleti bekleyen bir hafıza olarak durduğunu söyledi.
AKP’nin yıllar boyunca Dersim’in acısını seçim malzemesi yaptığını, sözde yüzleşme söylemlerini günübirlik, politik hesaplara kurban ettiğini sözlerine ekleyen Tekin, taleplerini şöyle açıkladı:
×
- Seyit Rıza ve idam edilen diğer altı canımızın mezar yerleri açıklanmalı ve cenazelerinin Dersim’e nakli engellenmemelidir.
- Arşivler açılmalı.
- Dersim ismi iade edilmelidir.
- Sürgünler, kayıplar, el konularak götürülen çocuklarımızın listesi ve akıbetleri açıklanmalıdır.
- Asimilasyon, zorunlu göç, doğa katliamı ve her türlü şiddet biçimine son verilmelidir.
- Devlet tarafından açık ve resmi bir özür kamuoyu önünde ilan edilmelidir. Soykırım tanınmalıdır.
“ÖCALAN’IN ÇAĞRISI YERİNDE BİR ÇAĞRI”
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eş Genel Başkanı Kadriye Doğan, yaşanan katliamları hukuksuzluklardan söz etti ve bugün itibariyle Dersim’de değişen hiçbir şeyin olmadığına dikkat çekti. Kadriye Doğan, Kürt meselesinin çözümü için başlayan sürece de değinerek, “Bu süreç tamamına ererse bu mücadelede yerimizi alacağımıza söz veriyoruz, bunun sorumluluğunu hepimizin alacağına inanıyoruz. Sayın Öcalan’ın çağrısı yerinde bir çağrı. Buna hepimizin emek vermesi lazım” diye konuştu.
ÇİĞDEM KILIÇGÜN UÇAR: BU TOPRAKLAR HAFIZAMIZDIR
DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Seyid Rıza ve arkadaşlarının kimliği, varlığı, dili, inancı savunduğunu belirterek, şöyle konuştu:
דDersim’de hem tertele hem katliam hem de soykırım vardı. Doğamız elimizden alındı, kız çocuklarımızı kendilerine hizmetkar yaptılar. Kazım Orbay, Celal Bayar yaptı. Kadınları, yaşlıları öldürdüler. Bu topraklar, bu derviş mekanı sadece bir kent değil, bizim hafızamızdır, inancımızdır, geleceğimizdir. Bundan sonra bizim bu toprakların diline sahip çıkmamız gerekiyor. Toprağın özgürlüğü için mücadele edenler bu hafızayı bize bıraktılar. Bu hafızayı bir miras olarak bıraktılar. Seyit Rıza’dan sonra Kürdistan’ın evlatları özgürlük için savaştılar. Geçmişlerini, hafızalarını unutmadılar, özgürlük mücadelesinden taviz vermediler. Biz diyoruz ki; eğer bir toprakta insanlar yaşıyorsa özgür olmalılar. Bizim verdiğimiz mücadelenin özü budur. Bize devredilen mirası içselleştirmişiz. Onu mücadelemizde taşımışız.”
“ÇAĞRIDA 72 MİLLETE EŞİT BAKMAK VAR”
Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı çağrıyı hatırlatan Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Sayın Öcalan diyor ki, ‘Bizim mirasımız büyüktür. Biz bu toplumu demokratikleştirebiliriz, gücümüz var. Biz bu topraklarda özgürlüğü ve barışı inşa edebiliriz.’ Atalarımız bu mücadeleyi verdiklerinde korkmadılar, siz de korkmayın, bildiğiniz üzere bizim inancımızda 72 millete eşit bakmak var. Bu çağrı da 72 millete eşit bakmak var. Biz hiçbir halkı toprağı ayırmıyoruz. Biz bu topraklarda ağaçları, torakları, taşları öpüyoruz; suya niyaz ediyoruz. Bu niyaz bizim kavgamızdır. Bizim inancımız bize diyor ki, demokratik toplumu inşa edin” diye konuştu.
TÜLAY HATİMOĞULLARI: HALKTAN ÖZÜR DİLENMELİ
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları da, Dersim’in büyük acıların yaşandığı bir coğrafya olduğunu hatırlattı. Gerçek bir yüzleşme yaşanmadığı sürece bu acıları ifade etmeye, hak talebinde bulunmaya ve mücadele etmeye devam edeceklerini vurgulayan Tülay Hatimoğlulları, “Dêrsim Terteresiyle yüzleşilmeli. Dersim halkından özür dilenmeli. Bu resmi bir şekilde gerçekleşmelidir” dedi.
HATİMOĞULLARI SURİYE’DEKİ ALEVİ KATLİAMINI HATIRLATTI
AKP’nin geçmişte Alevi açılımı yapmaya kalkıştığını, o zaman Dersim için özür ifade ettiğini, ancak özür kelimesini tamamlamadığını söyleyen Tülay Hatimoğulları, Suriye’de geçen Mart ayında Alevilere yönelik gerçekleştirilen katliamlara dikkat çekti. Hatimoğulları, şöyle konuştu:
דVe şu an daha beter bir konumdayız. Bugün Alevi canlarımıza tarih boyunca yaşatılan katliamlara ne yazık ki yenileri ekleniyor. 21’inci yüzyıldayız. Suriye’de Alevi katliamları yaşandı. Ve son yılların, son yüzyılın diyebiliriz ki en büyük Alevi katliamından birisi sahil kentlerinde Ehli Savahile yaşatıldı. Lazkiye’ye yaşatıldı. Hama’ya Humus’a yaşatıldı. Ve binlerce Alevi canımız orada katledildi. Buradan bir kez daha Suriye’de gerçekleştirilen katliamı, buna ön ayak olanları, buna yol açanları, destekleyenleri, fiilen gerçekleştirenleri sizlerin huzurunda kınıyoruz. Suriye’de Alevi canlarımıza insani yardımı ulaştırabilmek için koridor açılması konusunda başta Türkiye’deki yetkililer olmak üzere bütün yetkilileri göreve davet ediyoruz.”
“DEVLETİN ALEVİSİ OLMAYACAĞIZ”
Tülay Hatimoğulları, Alevilere yönelik asimilasyon politikalarına da değinerek, şunları söyledi:
דMuaviye’nin oyunları bu topraklarda bitmiyor. Reya heq inancı ağacı, börtü böceği, taşı, toprağı, suyu yani doğayı merkezine alan bir inançtır. Ve bugün mevcut olan bu iktidar sermayeyle el ele vererek bu topraklardaki asimilasyonun bir başka versiyonunu bu şekilde hayata geçirmek istiyorlar ve burada çok ciddi bir doğa talanı söz konusu. Dersim halkı ve Türkiye’den gelen doğa savunucuları yarın burada taşına, toprağına, suyuna ve inancına sahip çıktığının mesajını bir kez daha verecek. Asimilasyon politikası sadece bunlarla devam etmiyor ne yazık ki. Bugün devlet kendi Alevisini yaratmak istiyor. Kültür ve Cemevi Başkanlığı yani bir devlet projesi olarak Alevi canlarımızın cemevlerini, Alevi canlarımızın inançlarını araçsallaştırmak ve kendi aracı haline getirmek istiyorlar. Bizler devletin Alevisi olmayacağız. İnancımızı diri bir şekilde yaşatmak, ibadet merkezlerimize sahip çıkmak için tıpkı tertelelere karşı, soykırımlara karşı, katliamlara karşı nasıl beraber ve dik durduysak bugün de aynı kararlılıkla bu mücadeleyi sürdüreceğimizin sözünü burada bir kez daha veriyoruz.”
TUNCER BAKIRHAN’DAN “YÜZLEŞME” ÇAĞRISI
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ise “yüzleşme çağrısında bulundu. Bakırhan’ın sosyal medya hesabından yaptığı açıklama şöyle:



