Bütçe görüşmeleri sırasında DEM Partili Beştaş, Dışişileri Bakanı Fidan’a sordu: “Üzerine 10 milyon dolar konulan Şara’ya sarıldınız, Mazlum Abdi’ye neden sarılmıyorsunuz?” DEM Partili Öztürk ise, “Suriye’de yürütülen diplomasinin sonuçlarını görmek istiyorsanız Kıbrıs’a bakmanızı öneririz” dedi.
HABER MERKEZİ – AKP hükümetinin 2026 bütçe tasarısı üzerine Meclis’te görüşmeler sürüyor. Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda bugün Dışişleri Bakanlığı ve bağlı idarelerin bütçesi üzerine görüşmeler yapıldı.
Komisyonda söz alan DEM Parti Milletvekili Meral Danış Beştaş, bütçede savaşa ayrılan paya işaret ederek, artık bir savaş ekonomisinin doğduğunu söyledi. Bunun bir zihniyeti yansıttığını belirten Beştaş, “Toplumsal kaynakların eğitimden, sağlıktan, yerel yönetimlerden kesilerek silah teknolojisine yönlendirilmesidir. Her yeni askeri yatırım halkın sofrasından eksilen bir lokmadır ve her yeni güvenlik projesi demokrasiden çalınan bir alandır. Bu model içeride otoriterleşmeyi, dışarıda ise saldırıyı besler. Daha önemlisi bu model toplumun zihin dünyasını şekillendirir, tehdit algısını sürekli büyütür, militarizmi meşrulaştırır ve yurttaşları ‘güvenlik’ söylemiyle susturmak ister, halkın siyasal denetim gücü zayıflarken güvenlik endüstrisi büyür” diye konuştu.
“MAZLUM ABDİ’YE NİYE SARILMIYORSUNUZ?”
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Suriye geçici hükümeti Cumhurbaşkanı Ahmet Eş-Şara’ya sarılmasına dikkat çeken Meral Danış Beştaş, şunları söyledi:
דÜzerine 10 milyon dolar ödül konulan, dünün bir suçlusu bugünün en muteber kişisine sarıldınız. Bir itirazım yok ama keşke aynı sarılmayı gerçekten kardeşiz dediğimiz halkın temsilcilerine de yapsanız. Mazlum Abdi’ye neden sarılmıyorsunuz? İlham Ahmed ile neden bir araya gelmiyorsunuz? Kürtlerin dostuysanız, orada 5 milyon Kürt yaşıyor.”
“BAKANLIĞINIZIN SİYASETİ SOPA GÖSTERME SİYASETİDİR”
DEM Parti Milletvekili Berdan Öztürk de Suriye’deki gelişmelere işaret etti. Öztürk, şöyle konuştu:
Bakanlığınız bir kez olsun Alevi’yi, Kürt’ü, Hristiyan’ı gözeten bir diplomasi yürüttüğüne şahit olmadık. Türkiye Dışişleri Bakanlığı Şam’ın, Tahran’ın değil; Ankara’nın, İstanbul’un, Diyarbakır’ın çıkarları ve kazanımları için sahada diplomasi yürütmesi gerekir. Suriye’de hem Esat öncesi hem de sonrasında yürütülen diplomasinin gelecekte sonuçlarını görmek istiyorsanız Kıbrıs’a bakmanızı öneririz. Türkiye’nin uzun yıllardır Kıbrıs’ta merkeze aldığı militarist, güvenlikçi dış politikanın yarattığı tahribat ortadadır. Kuzey Kıbrıs bugün bir güvenlikçi politikalar sonucunda yalnızlaştırılmış ve çözümsüz bırakılmıştır.”
FİDAN 10 MART MUTABAKATI’NA DİKKAT ÇEKTİ
Bütçe görüşmeleri sırasında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da bir sunum yaptı. Fidan, bazı gelişmelere rağmen “Suriye’de güvenlik ve istikrarın önünde hala muhtelif sınamaların mevcut olduğunu ve 10 Mart Mutabakatı’nın hayata geçirilmesine yönelik ABD ve Suriye hükümetiyle yakın eş güdüm sürdürüldüğünü“ söyledi.
İsrail’in Suriye’nin güneyine yönelik girişimlerinin “yeni bir gerilim hattı oluşturduğunu“ savundu ve “Tüm bu risklerin önünü almak üzere Suriye’nin terörle mücadele kapasitesinin güçlendirilmesine yönelik çalışmalarımız sistematik bir nitelik kazanmıştır” diye konuştu.
“Suriye sahasından ulusal güvenliğimizin tehdit edilebileceği bir ortamın kök salmasına izin vermeyeceğiz” diyen Fidan, Meclis tarafından Ekim ayında üç yıllığına süresi uzatılan tezkerenin “bu yoldaki en güçlü dayanak ve referans noktası olduğunu“ savundu.



