BIG_TP
Bluesky Social Icon
Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

Bahçeli’nin İmralı çıkışı I

Köşe yazarları nasıl yorumladı?

Bahçeli’nin İmralı çıkışı I

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin dün Meclis Grup Toplantısı’ndaki “gerekirse ben giderim” sözleri, “İmralı’ya gidilsin mi?” tartışması olmaktan çıktı, Cumhur İttifakı’nın geleceğine ve devletin yeni güvenlik stratejisine dair daha geniş bir tartışmanın fitilini ateşledi. 

Güler YILDIZ

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin partisinin dünkü grup toplantısında yaptığı konuşmada “Gerekirse üç arkadaşımı alır, İmralı’ya ben giderim” çıkışı, bugün neredeyse tüm köşe yazılarında farklı yönleriyle ele alındı. Bahçeli’nin sözlerindeki asıl muhatabın Erdoğan olduğuna vurgu yapılırken, Cumhur İttifakı için yeni bir “yön” arayışına işaret edildi.

Süreç nasıl işliyor, karar için kaç üyenin oyu gerekir? | Komisyon Cuma günü İmralı ziyareti için toplanıyor

TAHA AKYOL: BAHÇELİ’NİN MESAJI ERDOĞAN’A

Karar Gazetesi yazarı Taha Akyol, “Bahçeli ve Öcalan” başlıklı yazısında Bahçeli’nin sözlerinin “Meclis’e değil, doğrudan Erdoğan’a” gittiğini belirtiyor. Akyol’a göre Erdoğan’ın süreçteki temkinli duruşu iki ihtimali akla getiriyor:

“Ya oy hesabı yapıyor ya da devletin elindeki özel istihbari bilgiler nedeniyle adım atmıyor. Eğer ikinci ihtimal geçerliyse, Bahçeli’nin bu sözlerinin görmezden gelinmemesi” gerektiğini vurguluyor:

× “Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan ise daha mesafeli duruyor, yol açılsın da ben ondan sonra yürüyeyim der gibi… Bahçeli’nin “gerekirse üç arkadaşımı alır İmralı’ya ben giderim” sözünün asıl muhatabının da Erdoğan ve Ak Parti olduğu açık değil mi? Erdoğan’ın oy hesabında ne kadar titiz olduğu uzun zamandır biliniyor. Bu hesapla mı ağırdan alıyor yoksa elinde devletin çok özel istihbari bilgileri mi var? Böyle ise hiç olmazsa Bahçeli’ye açıklaması lazım.”

ÇAKIR: BİR REST DEĞİL, GÜVENCE

Karar’ın başka köşe yazarı Elif Çakır ise “Bahçeli neden ‘gerekirse ben giderim’ dedi?” başlıklı yazısında, Bahçeli’nin “bugün gidenler dün de olduğu gibi yarın yargılanır” korkusunu, endişesini gidermeye dönük olduğunu yazdı. Çakır, 2013’teki çözüm sürecine atıfta bulunarak, İmralı heyetinin, siyasetçilerin, akademisyenlerin, danışmanların ve gazetecilerin yargılanması ya da hedef gösterilmesi örneğini anımsattı.

Ona göre Bahçeli, “devletin en sert bariyerinin” bu sürece onay verdiğini göstermek istiyor:

×Bahçeli “gerekirse ben giderim” diyerek bürokrasideki çekingen kesimlere, devlet içindeki “devlet beni ya ortada bırakırsa” tedirginliği yaşayanlara, iktidara güven duymayan muhalefete güvence veriyor, terörsüzleşme politikasının artık gerçek bir devlet stratejisi olduğunun teyidini yapıyor. Bu sürecin kişisel risk taşıyan bir süreç olmadığını, İmralı’daki görüşmenin devletin tam gözetiminde yürüyen meşru bir süreç olduğunu, bu temasın kriminal değil meşru olduğunu, yarın kimsenin bir bedel ödemeyeceğini söylüyor. Bir anlamda sürecin hukuki garantisini açıklıyor. Yani özetle “gerekirse ben giderim” diyerek devlet içindeki en sert, en yüksek bariyerin bu süreci onayladığını gösteriyor.”

AKİF BEKİ: BU İTTİFAK KRİZDE DEĞİL

Karar yazarı Akif Beki ise tartışmayı “Cumhur İttifakı kopuyor mu?” sorusu etrafında değerlendirenlere itiraz ediyor. Beki’ye göre bu sertlikte çıkış ilk olsa da ittifakın her kritik dönemde “ortayı bulduğu” görüldü.

Bahçeli’nin Erdoğan’ın “yeniden adaylık derdim yok” sözlerine bile sert tepki verdiğini hatırlatan Beki, “Ne değişti de Bahçeli ittifakı bıraksın?” diye soruyor:

דBahçeli’nin ipleri koparmasına, Cumhur İttifakının sonuna, erken seçime varır mı bu yol? Ufukta beliren alâmetler arasında işte bu yok bana kalırsa. Bahçeli’nin dünkü çıkışı, AK Parti’yle ortaklıkları boyunca ‘ilk kez bu sertlikte meydan okuma’ ve ‘hiç olmadığı kadar el yükseltme’ yorumlarına yol açtı… Daha öncekilerde demiştim, tekrar diyorum: Onlar ortayı bulur, Bahçeli’nin dediğine gelir, olan yine ‘araları açılıyor’ diyenlere olur. Kabak bir kere daha çatlama bekleyenlerin başına patlamasın sonra.”

SABUNCU: SADECE SEÇİM HESABIYLA AÇIKLANAMAZ, BU BİR PARADİGMA DEĞİŞİMİ

T24 yazarı Murat Sabuncu’nun Bahçeli okuması ise “bir paradigma değişimi işareti olarak okunmalı” şeklinde.

“Bölgenin ve dünyanın yeni-uzun sürecek savaş tehdidi altında bulunduğu öngörüsüyle yapılan bir hazırlık olabilir bu” diyen Sabuncu, konunun “seçime” yönelik olmadığını vurguluyor:

דİktidar ortakları arasında riskleri en aza indirme konusunda görüş ayrılığı olabilir mi? Türkiye’de hukukun bu denli tartışılır olduğu bir dönemde barışa gidecek sürecin mevcut iktidar tarafından inşa edilme potansiyelinin sorgulanması son derece doğal değil mi? Ancak konunun sadece seçime yönelik olduğunu düşünmek de özellikle MHP’nin bu yeni dili göz önüne alındığında basit bir çözümleme gibi duruyor.

İçeride ve bölgede barış sağlanırsa, Türkiye’de olası risklere siyaset üstü bir bakışla yaklaşılırsa herkes için hukuk ve demokrasi işler hale gelirse bu iyi olmaz mı?”

GÜLTEKİN: SORUN YENİ DEĞİL, SENKRON BOZUK 

BirGün yazarı Berkant Gültekin, olayın esasen “ittifak içi senkron sorunu” olduğunu düşünenlerden. Ona göre “AKP–MHP ortaklığı büyük çıkar birlikteliğine dayanıyor”; bu nedenle “çatlaklar ittifakı bitirmez”.

Fakat “Türkiye nereye gidecek?” sorusuna verilen yanıtlar farklılaşıyor:

×” İktidar bloku, bünyesinde ikili bir dinamik taşıyor. AKP-MHP birlikteliğini ayakta tutmakta olan çıkar ortaklığının karşısında, “Ne tarafa gidilecek?” sorusuna verilen farklı cevaplar var. Bunlardan biri demokrasi, diğeri otokrasi değil, orası kesin. Ne Erdoğan’ın ne de Bahçeli’nin aklında özgürlüklerin genişlediği demokratik bir Türkiye var. Fakat ikili henüz, rejimin hangi yörüngeye oturacağı konusunda müşterek bir rota çizemedi. Erdoğan, iktidar iddiası taşıyan muhalefetin ebediyen denklemden çıktığı aile merkezli bir düzen isterken, Bahçeli devletin kimliklere karşı tarihsel yaklaşımının değiştirilmesi yoluyla kurulacak yeni otoriter nizamın, görece “kurumsal” bir yapıyla sürdürülmesi gerektiğini savunuyor. Erdoğan’ın perspektifi, uzun vadede MHP’ye olan ihtiyacı sorgulanır hale getirecek. Çünkü iktidarı zorlayan bir muhalefet yoksa, başka bir aktörü iktidara ortak etmeye de gerek kalmaz. Bahçeli’nin perspektifi ise Erdoğan açısından ciddi siyasi riskler ve belirsizlikler içeriyor.”

DOĞAN: İMRALI’YA GİTMEK MEŞRUİYET KAPISI MI?

T24 yazarı Yalçın Doğan, tartışmayı Meclis Komisyonu bağlamına taşıyarak, Komisyon’un İmralı’ya gitmesinin esas etkisinin teknik bilgi almaktan çok, Öcalan’a meşruiyet kazandırmak olacağını savundu.

Doğan’a göre mesele “gidilsin mi gidilmesin mi” tartışmasının ötesinde: Bu ziyaret, Öcalan’ın sözlerini daha “kabul edilebilir” hale getirebilir ve siyasette yeni alanlar açabilir.

×Bahçeli’nin ve DEM’in İmralı’ya gidilmesindeki ısrarının temeli şu olabilir mi: Koca Meclis’in temsilcilerinin İmralı’ya gitmeleri, Öcalan’a meşruiyet kazandıracak! Yani söyledikleri daha rahat kabul edilebilir hale gelecek ve ona çoğumuzu şaşırtacak yeni alanlar açabilecek…”

ÖZBEY: BAHÇELİ ERDOĞAN’I CESUR OLMAYA ZORLUYOR

Korkusuz yazarı İpek Özbey de Bahçeli’nin asıl adresinin Erdoğan olduğunu düşünenlerden. “Kim Üç Maymunu Oynuyor” başlıklı yazısında Özbey’e göre Bahçeli’nin çıkışı, ittifak ortaklığında “siyasi sorumluluğu paylaşma çağrısı”.

Erdoğan’ın “çekingenliğinin” ise anketlerde bu sürecin oy kaybettirme ihtimaliyle ilgili olduğunu belirtiyor.

דBurada sözün hedefi bellidir, AKP’dir. AKP’nin girmekten çekindiği tüm sokaklara büyük bir cesaretle giren Bahçeli, ortağından siyasi sorumluluk bekliyor. Ancak AKP tavrını netleştirmiyor. Bir de tüm kararları Bahçeli’nin almasından kaynaklı AKP içinde bir sıkıntı olabilir mi acaba? Siz yine de ‘Cumhur İttifakı’nda sorun mu var’ tartışmalarını başlatmayın derim. Hayır olmayacak! Bahçeli’nin belirlediği çizgide yürünür bu yollar. İki lider bir araya gelir, “Beraber yürüdük biz yollarda” şarkısı söylenir, olay biter.”

Benzer Haberler

Mazlum Abdi’den ‘sürece’ destek, Türkiye’ye çağrı |

"Biz Türkiye için bir tehdit olmadık, olmayacağız"

Bahçeli’nin İmralı çıkışı I

Köşe yazarları nasıl yorumladı?

Rojin Kabaiş soruşturması genişletildi I

DNA örneği alınanların sayısı 195 oldu

Bahçeli’nin İmralı çıkışının ardından |

Erdoğan: Komisyonun en doğru kararı vereceğine yürekten inanıyorum

MHP’li komisyon üyesi Feti Yıldız:

Komisyon İmralı adasına gidilmesi yönünde karar alacaktır

Leyla Güven’den ‘süreç’ açıklaması:

Umut ediyorum ki bu tarihi fırsat heba edilmez

Ortadoğu Barış ve Güvenlik Forumu |

Mazlum Abdi ve İlham Ahmed Duhok'ta