Jamal, özgürlüğün sokakta olduğunu hatırlatan, sokakların sessiz tanıklarının sesini duyuruyor.
HABER MERKEZİ – Sekiz buçuk yıldır cezaevinde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın yeni romanı Jamal 25 Nisan’da okuyucuyla buluştu.
Kitap yayına girdiği tarihten bu yana yoğun ilgi görüyor.
Demirtaş’ın yeni romanı, önceki eserlerinde olduğu gibi, sesi bastırılmış, kenarda bırakılmış hayatlara odaklanıyor.
Jamal, sokakların sessiz tanıklarının dayanışma ve özgürlük üzerine hikayesi.
Okuyucu romanın başkarakteriyle bir çöp bidonunun kenarında tanışıyor. Bu karşılaşma açlıkla ve hayatta kalma mücadelesiyle örülmüş bu karşılaşma.
Dipnot Yayınları’ndan çıkan romanın tanıtım yazısında şu ifadeler yer alıyor:
×Bu romanında ‘modern’ insanı özgürlüğün gerçek anlamı üzerinde hiç düşünmemeye, mülkiyet ilişkilerine teslim olmaya, hep daha fazla tüketmeye, ister bir adım ötede ister sınırlar ötesinde yaşansın yoksulluğa/sürgünlere/kıyımlara kayıtsız kalmaya zorlayan bu yeni barbarlık ikliminde insani değerlerin ancak sokağın bizatihi kendisi olmakla ayakta kalabileceğini anlatıyor, unutulmaz karakterler eşliğinde.
SOKAK ÖZGÜRLÜKTÜR
Kitaptan:
×Onunla bir çöp bidonunun başında tanıştım; çekingen ve utangaçtı. Aç olduğu her hâlinden belliydi. Yine de çöpü karıştırıp karıştırmamakta kararsızdı. Kapkara gözlerinin feri sönmüş, omuzları çökmüş, dudakları çatlamıştı. Çöpten bulup çıkardığım ilk yiyeceği ona uzattım. Tereddüt etti, gözleri doldu, boğazı düğümlendi. Verdiğim mısır ekmeğinden ısırırken adeta onu incitmemeye çalışıyordu. Belli ki “ekmeğin kıymetini” biliyordu; nankör değildi. Birkaç parça daha yiyecek tutuşturdum eline; ilk defa gülümsedi. Bembeyaz dişleri yüzünü aydınlattı. Birbirimizin dilini konuşamıyorduk belki, ama iyilik evrensel bir dildi ve sokakta anlaşmak zor değildi.
Sokak hayatı, düşenlerin, sürülenlerin, yersiz yurtsuz bırakılanların, içlerinde bir anda “tık” diye bir şeyler kopanların, acımasızca işleyen bir çarkın dişlilerinde öğütülenlerin son sığınağıdır. Orada insan kalmanın, dayanışmanın, bir dilim ekmeği paylaşmanın mutluluğu da yaşanır; yüzüstü bırakılmanın, tepetaklak yere çakılmanın acısı da.
Sokaklar, insanların hem en güzel hem de en karanlık yanlarına tanıklık eder. Ama aslolan, sokağın “sesine” kulak vermek değil, o “sesin” bizzat kendisi olmaktır.
Çünkü özgürlük sokaktadır, ve sokak, özgürlüğün kendisidir.
Kitabın kapağı da yine Demirtaş’tan.
Kapakta Demirtaş’ın cezaevinde bu kitap için yaptığı tuval üzerine akrilik tablo yer alıyor.
Dipnot Yayınları, romanda geçen “Özgürlük sokaktadır, ve sokak, özgürlüğün kendisidir” ifadesine atıfla, kitabı sosyal medyada “Özgürlük sokakta” sloganıyla ve sokaklarda romanla birlikte çekilen fotoğraflar eşliğinde tanıtıyor.
Jamal bugün yine sokakta!
Siz de siz de onu sokağa çıkarıp fotoğrafını çekin; paylaşalım.
📍”Sokak özgürlüktür çünkü, özgürlük sokaktadır.” pic.twitter.com/0xEPWHTTh6
— Dipnot Yayınları (@DipnotY) May 2, 2025
Demirtaş’ın cezaevinde bulunduğu sürede Seher (2017), Devran (2019) ve DAD (2023) adlarında üç öykü kitabı ve Leylan (2020), Efsun (2021) ve Arafta Düet (Yiğit Bener ile birlikte 2024) üç romanı yayımlanmıştı.
İnsan çocukken dünya da çocuktur, sonra sen büyürsün, dünya da büyür. Dünyadan hızlı büyümüşsen illaki acı çekersin, dünya büyürken sen çocuk kalabilmişsen ne mutlu sana. Yaşın dünyanla eşitse normal insansındır, ne demekse artık.#jamal#selahattindemirtaş pic.twitter.com/edeS6goDtX
— Dipnot Yayınları (@DipnotY) May 4, 2025