Doğu ERGİL
Dünya, 21. yüzyılda organize suçla mücadelede yeni bir eşik aşarken, ülkeler arasındaki güç dengesinin dışında yeni bir harita daha çiziliyor: Suç ekonomilerinin ve devletlerin buna karşı direncinin küresel endeksi. 2025 Küresel Organize Suç Endeksi, 193 ülke arasında Türkiye’yi dünyada 10. sıraya taşıyor — bu durum, ülkenin organize suç yoğunluğunun yalnızca bir veri değil, toplumsal ve siyasal bir hikâye oluşturduğunu gösteriyor.
Organize Suç Endeksi Nedir ve Neyi Ölçer?
Cenevre merkezli Global Initiative Against Transnational Organized Crime (GI-TOC) tarafından her iki yılda bir yayımlanan bu rapor, üç ana boyutta ülkeleri değerlendiriyor:
Criminality (suç yoğunluğu ve suç aktörlerinin gücü),
Resilience (devletin ve toplumun organize suçla mücadele kapasitesi),
Criminal markets (yasadışı pazarların hacmi ve çeşitliliği).
2025 sıralamasında Türkiye, crimality skoru 7.20/10 ile dünya genelinde 10. sırada, bu alanda Asya’da 3., Batı Asya’da (Ortadoğu) ise 2. sırada yer aldı. Aynı raporun “resilience” yani dayanıklılık skorunda ise Türkiye 3.96 ile 193 ülke arasında 131. sırada görünuor; yani nir hayli geride. Bu da suçun nispeten yaygın olduğu bir ortamda, buna karşı kurumsal ve toplumsal direnç seviyesinin zayıf olduğunu ortaya koyuyor.
Bu iki gösterge arasındaki çelişki, aynı zamanda Türkiye’nin suçun sadece yeraltında değil, resmi yapılarla ilişkili olduğunu da ima ediyor.
Organize Suç Bize Ne Anlatıyor?
Klasik suç verileri (cinayet, hırsızlık) sosyal istatistik açısından önemlidir ama ulus-ötesi organize suç, ekonomik ve siyasal sahada daha kapsamlı etkilere sahip. İnsan kaçakçılığı, uyuşturucu ve silah ticareti, kara para aklama, mali suçlar ve sahtecilik gibi ağlar artık yalnız başına yasa dışı trafikten ibaret değil; ulusal ekonomilerin bir parçası haline geliyor. Türkiye örneğinde, sınırlar, , büyük kentler ve transit koridorlar bu suç pazarlarının yaygın olduğu yerler.
Ancak endekste en çarpıcı bulgu şu:
Türkiye’de suç aktörleri, siyasi ve ekonomik çevrelerle ilişkileri sayesinde dokunulmazlık kazanabiliyor ve devletin mücadele kapasitesinin zayıflığı bunu kolaylaştırıyor. Özellikle yargı ile yürütme arasındaki gerilim, örgütlü suçla mücadeleyi zayıflatıyor.
Bu tablo, organize suçun sadece adlî bir olgu değil, aynı zamanda siyaset ve devlet yapısıyla ilişkili bir olgu olduğuna işaret ediyor.
Küresel Bağlam: Dünya ile Kıyaslama
Endeksin ilk sıralarında Myanmar, Kolombiya, Meksika ve Ekvador gibi ülkeler yer alırken, Türkiye maalesef onlarla aynı ligde değerlendirilmiş durumda. Bu ülkelerin ortak özellikleri sadece suç ağlarının varlığı değil; kurumsal zayıflık, siyasi belirsizlik ve ekonomik kırılganlıklarla iç içe geçmiş suç ekonomileridir.
Aynı zamanda endeks, organize suç ile devlet dayanıklılığı arasındaki farkın dünya genelinde önemli bir kriz göstergesi olduğunu ortaya koyuyor:
Suç pazarlarının genişlediği yerlerde genel olarak şeffaflık, hesap verebilirlik ve hukukun üstünlüğü düşük. Dayanıklılığı güçlü devletler ise bu ağları kırabilen hukuksal ve toplumsal mekanizmalar geliştirebiliyor.
Türkiye’nin yüksek suç skoruna rağmen düşük dayanıklılık skoru, sadece bir istatistik değil; toplumun devletle, hukukla ve kamusal güvenle ilişkisini sorgulamaya neden olması gereken bir tablo.
Türkiye Özeli
Türkiye’nin stratejik coğrafi konumu, hem suç örgütleri için transit koridor hem de suça karşı siyasi ve hukuki denetimin baskılandığı bir ortam yaratıyor. Rapor ayrıca, suç ağlarının yalnızca yeraltında değil, siyasetin ve ekonominin çevresinde konumlandığını belirtiyor. Bu da suçla mücadelenin sadece bir adlî konu değil, siyasi bir sorun olduğunun altını çiziyor.
Söz konusu tablo, aynı zamanda toplumsal güvenin ve kamusal vicdanın çöküşü ile paralel bir eğilimi yansıtıyor. Hukukun üstünlüğü, hesap verebilirlik, kamu güvenliği ve ekonomik düzen gibi alanlardaki zayıflıklar, organize suçun daha da kurumsallaşmasına yol açıyor.
Suçun Sınırları ve Devletin Sorumluluğu
2025 Küresel Organize Suç Endeksi, yalnızca suçun yaygınlığını değil; devletin buna karşı duruşunu, toplumsal bağları ve kamusal sorumluluğunu da ölçüyor. Türkiye’nin yüksek suç skoruyla karşılaştırmalı olarak düşük dayanıklılık skoru, bir ülkenin sadece “suçla” değil, aynı zamanda suçla mücadele kapasitesinin siyasal ve kurumsal boyutlarıyla yüzleşmesi gerektiğini ortaya koyuyor.
Bu tablo, sadece Türkiye’ye özgü bir olgu değil; küresel güç dengeleri, ekonomik kırılganlıklar ve demokratik denetim mekanizmalarının zayıflığı gibi evrensel sorunlarla da bağlantılı. Ancak Türkiye örneği, organize suçun sadece yeraltında değil, devlet ve toplum ilişkilerinde de sistemik bir sorun olduğunu açıkça gösteriyor.
Kaynak:
2025 Global Organized Crime Index raporu, GI-TOC, 193 ülke arasında kapsamlı analiz. Türkiye 10. sırada yer aldı; dayanıklılık skoru 131. sırada kaldı.



