BIG_TP
Bluesky Social Icon
Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

Suriye’de Noel kutlamaları: İki ayrı dünya, Haseke ve Şam

Suriye’de Noel kutlamaları: İki ayrı dünya, Haseke ve Şam

Sercan ÜSTÜNDAŞ

İdlib’de HTŞ’nin liderliğini yaptığı “Kurtuluş Hükümeti”ne bağlı silahlı militanların Şam’ı ele geçirmelerinden bu yana bir yıl geçti. Şam iktidarının silah zoruyla ele geçirimesinden bu yana eski rejim ile bir mücadele başlığı oluşmadı. Çünkü başta Esad ailesi olmak üzere BAAS’ın yöneticileri kaçmayı tercih etti. Bu bir yıllık dönemi Kürtlerle anlaşmazlığın ve kısmi saldırıların sürdürüldüğü, Dürziler ile tüm iplerin koparıldığı ve Alevilerin katliamlarla sınandığı bir süreç olarak özetlemek mümkün. Ama sadece bu değil. Suriye’de iktidar dışında kalan ve saldırıların muhattabı olan bir kesim daha var: Hristiyanlar

Suriyeli Hristiyanlar, HTŞ’nin iktidarı ele geçirmesinden sonra sistematik saldırılarla karşı karşıya kaldı. Bu saldırılardan en büyüğü Haziran ayında Şam Mar İlyas Rum Ortodoks Kilisesi’ndeki akşam ayini sırasında gerçekleşti. Bombalı saldırıda onlarca Hristiyan katledildi. Sonraki süreçlerde Şam’da, Humus’ta, Hama’da kiliseler tahrip edildi ve duvarlara tehdit mesajları yazıldı. Egemen olan cihatçı-mezhepçi silahlı güçler, yeni Suriye’de Hristiyanlara yer olmadığını defalarca kez ilan etti.

Humus’ta yankılanan slogan: Hristiyanlar Beyrut’a

Suriye’de Hristiyanlar, toplumların bir öz savunma biçimi olarak, çeşitli kentlerde kendi mahallelerinde bir arada yaşıyor. Yüzlerce yıllık tarihi olan din savaşlarının getirdiği gereklilikleri bugün de koruyan Hristiyanlar, barış içinde bir arada yaşam olanaklarının kalamama ihtimalini hep hatırlarında tuttu. Bugün yaşananlar o savaş ihtimalin tekrar güncellenmesidir.

Kasım ayında adli bir vakayı bahane ederek Humus’un Muhacirîn mahallesine saldıran cihatçı silahlı gruplar şu sloganı savuruyordu: “Aleviler Mezara Hristiyanlar Beyrut’a” Alevilere yönelik kapsamlı saldırı konseptinin bir parçası olan bu girişim aynı zamanda mahallenin bir kısmında yaşayan Hristiyanları da hedef alıyordu. Ve atılan bu slogan Şam’da iktidar olan zihniyetin Suriyeli Hristiyanlara karşı tutumunu da özetliyordu: Göçertmek.

HTŞ’nin stratejisi, Alevilere yönelik baskı ve saldırılarda olduğu gibi Hristiyanlara yönelik de yaşadıkları mahalleleri dağıtmak. Alevilerin ve Hristiyanların, mahalleleri terkederse yok olacakları, göç yollarında veya Sünni mahallelerde eriyip gidecekleri tahmin dışı bir seçenek değil. Suriye’de yaşanan saldırıların özünü Aleviler ve Hristiyanların göçertme saldırılarına karşı direnişi olarak özetlemek mümkün. HTŞ, Sünni bir Suriye yaratmak istiyor. Uğraşları bu yönde.

Rojava

Kürtlerin öncülüğündeki Rojava Devrimi, bölgenin diğer halklarını ve inançlarını kapsadığı oranda hem toplumun tamamında bir karşılık buldu hem de Kuzey ve Doğu Suriye’ye yayıldı. Rojava Devrimi, Suriye’nin etnik, dinsel ve mezhepsel çeşitliliğini tehdit değil tam aksine zenginlik olarak gördü. Bunun en keskin kanıtı, Süryani ve Ermeni halklarının özgün askeri güçlerini oluşturmalarına ve siyasi partiler kurmalarına tanınan haklar oldu. Rojava Devrimi fikriyatı, bu çok çeşitliliği bir handikap değil, güç olarak değerlendirdi. Derazor ve Rakka bölgelerindeki Arap halklarının devrim ile buluşması da bu çerçevede oldu. Araplar, Özerk Yönetim’i kendilerinin içinde varolabileceği bir sistem olarak gördüler ve desteklerini arttırdılar. 13 yıllık Rojava yakın tarihi, bir kesimin diğer kesime yönelik ulusal, dinsel, mezhepsel saldırı haberleri ile bir gün olsun anılmadı. Aksine, Ortadoğu’daki kan deryasının ortasında kültürlerin ve inançların özgürce birarada yaşayabileceğine dair tek örnek oldu. Rojava’nın başarısını burada aramak gerekiyor.

Noel kutlamaları ve iki ayrı dünya

Rojava’nın Hristiyan nüfusunun en kalabalık olduğu kentlerden biri olan Haseke’de başlayan Noel kutlamalarının kitlesel görüntülerinin yayınlanmasından kısa bir süre sonra Şam’ın Sahnaya bölgesindeki kiliseye saldırı haberleri duyuldu. Ve gelen görüntülerde hükümet güçleri kontrolündeki grupların kilisenin önündeki Noel ağacını Allah-u Ekber sloganları eşliğinde yaktığı kanıtlandı.

 

Adı daha önce Dürzilere yönelik katliamlarla duyulan Sahnaya, bu kez Noel kutlamalarındaki barbarlıkla gündeme geldi. Bölgede o dönemde belediye başkanı, oğlu ve bazı Dürzi şeyhleri katledilmişti. Dürzi ve Hristiyan nüfüs o günlerden beri tehdit altında ve bu tehdit giderek büyüyor. Kiliseye yapılan saldırı da bu genel saldırı konseptinden ayrı düşünelemez. HTŞ, Sünni bir Suriye hedefiyle başlattığı saldırılarını Şam’daki mahallelerde yoğunlaştırarak ilerlemek istiyor. Noel kutlamalarına yönelik bu tahammülsüzlük, bu stratejinin bir parçasıdır.

HTŞ grupları bir yandan Hristiyan nüfusa yönelik saldırılar düzenlerken bir yandan da aldıkları uluslararası desteği riske atmamak için bunu gizlemek veya inkar etmek zorunda kalıyor. Şam başta olmak üzere diğer kentlerde hükümete rağmen gerçekleşen Noel görüntülerini, Suriye’de baskı ve saldırıların olmadığına kanıt olarak sunuyorlar. Bir yıllık deneyim gösteriyor ki Şam hükümeti saldırılarını parça parça yürütüyor ama aksatmıyor. Hemen hergün Şam hükümeti bölgelerinden helen saldırı haberleri bu sürekliliği doğruluyor.

Noel kutlamaları, Haseke ve Şam’ın temsil ettiği çizgilerin ne olduğunu anlatmak için fazla söze gerek olmadığını da göstermiş oldu. Bir yanda halklar bahçesi Rojava, diğer yanda karanlığa gömülmek istenen Suriye…

Benzer Haberler

Gerekçe: “Halkı yanıltıcı bilgiyi yayma” |

Gözaltına alınan Barış Terkoğlu serbest bırakıldı

Tayfun Kahraman’a ilaçları verilmedi |

"Başımıza gelenlerin ve geleceklerin sorumluluğu kimde?"

İslami Araştırmalar Federasyonu eşbaşkanları seçildi |

Hatimoğulları'ndan "anadilde ibadet" ve "Kürtçe vaaz" çağrısı

CHP’den raporuna gelen eleştirilere yanıt:

"Samimiyseniz hemen kaldıralım kayyum uygulamasını"

“Leyla Zana ismi tesadüfen seçilmedi” |

Doğan: Türkiye Suriye’de yapıcı rol oynamalı

“AKP, MHP ve CHP raporlarında Kürt sorunu yok” |

Beştaş: Nihai rapor önerilerin ortaklaştığı zeminde hazırlanacak