Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, hak temelli kavramların geleneksel aile yapısına zarar verdiğini ileri sürerek, kullanılmamalarını istedi. Gerekçe ise aile yapısını bozuyor iddiası.
HABER MERKEZİ – Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, 2025 yılının ‘Aile Yılı’ ilan edilmesi kapsamında, toplumsal cinsiyet eşitliği ve cinsel yönelim çeşitliliği gibi kavramlara ilişkin bir genelge yayımladı.
HAK TEMELLİ KAVRAMLARA SINIRLAMA
Genelgede, ‘toplumsal cinsiyet’, ‘toplumsal cinsiyet kimliği’, ‘LGBT’, ‘SOGIESC’ (cinsel yönelimler, cinsiyet kimlikleri, cinsiyet ifadeleri ve cinsiyet özellikleri) ve ‘kapsamlı cinsellik eğitimi’ gibi kavramların, aile yapısına zarar verdiği öne sürüldü.
Oysa bu kavramlar, uluslararası sözleşmelerde bireysel özgürlük ve eşitlik kapsamında kabul ediliyor.
BİLİMSEL LİTERATÜRE ELEŞTİRİ
Bakanlık, toplumsal cinsiyetin ‘biyolojik cinsiyetin ötesine geçen bir inşa’ olduğu yönündeki bilimsel ve akademik görüşleri ‘tehdit unsuru’ olarak nitelendirdi. Genelgede, eğitimler ve kamuya yönelik farkındalık çalışmalarında bu kavramların kullanılmaması gerektiği ifade edildi.
ULUSLARARASI SÖZLEŞMELERE AYKIRILIK
Türkiye’nin taraf olduğu Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW) gibi belgeler, toplumsal cinsiyet eşitliğini temel bir yükümlülük olarak tanımlarken bakanlığın bu genelgesi, insan hakları yükümlülükleriyle çelişen bir pozisyon olarak değerlendirildi.