Amerika kıtasından seçilen ikinci, ABD’den seçilen ilk Papa olan Robert Francis Prevost, Katolik Kilisesi’nin 267. ruhani lideri oldu. “Leone” ismini tercih eden yeni Papa, reformlar, göçmen hakları ve barış mesajlarıyla dikkat çekiyor.
HABER MERKEZİ – 8 Mayıs’ta yapılan seçimde Kardinal Robert Francis Prevost, Katolik dünyasının yeni lideri olarak seçildi. Arjantinli Papa Francesco’dan sonra Amerika kıtasından gelen ikinci Papa olan Prevost, ABD doğumlu ilk Papa ünvanını da taşıyor.
1955’te Chicago’da dünyaya gelen Prevost, Fransa, İtalya ve İspanya kökenli bir ailenin çocuğu. Din eğitimini ABD’de tamamladıktan sonra Roma’da Kilise Hukuku eğitimi aldı. Uzun yıllarını misyoner olarak Peru’da geçirdi ve 2015 yılında Peru vatandaşlığına geçti. Aynı yıl Papa Francesco tarafından Peru Chiclayo Piskoposu olarak atandı.
2023 yılında başpiskopos ve ardından kardinal olan Prevost, piskopos adaylıklarını yöneten önemli Vatikan ofisinin başına getirildi. Ayrıca Latin Amerika Papalık Komisyonu başkanlığı görevini yürüttü. Bu görevleri, kendisini Papa seçiminde güçlü bir aday haline getirdi.
‘LEONE’ ADINI SEÇTİ, SOSYAL ADALET VURGUSU YAPTI
Prevost, Papa olarak 14. Leone adını seçti. Vatikan, bu seçimin 19. yüzyılda Katolik sosyal doktrinini başlatan 13. Leone’ye gönderme olduğunu açıkladı. Aynı zamanda “yapay zeka çağında insan onurunu hatırlatma” mesajı da taşıdığı ifade edildi.
Papa Francesco’nun ölümünün ardından yapılan değerlendirmelerde, reform yanlıları ile muhafazakârlar arasında rekabet olduğu yorumları yapılıyordu. Ancak Prevost, “orta yol” bir lider olarak değerlendirildi. Göçmenlere, yoksullara ve toplumsal adalete verdiği önem, Papa Francesco’nun çizgisini sürdüreceğinin işareti olarak görülüyor.
İLK MESAJI: BARIŞ, DİYALOG VE TEŞEKKÜR
Papa 14. Leone, seçildikten sonra yaptığı ilk konuşmasına “Barış sizinle olsun” diyerek başladı. Konuşmasında diyalog, birliktelik ve küresel barış çağrısı yaptı. İtalyanca başladığı konuşmasına İspanyolcaya da yer vererek Latin Amerika’ya selam gönderdi.
Prevost, Papa Francesco döneminde başlatılan kadınların Vatikan yönetiminde üst düzey görevlere getirilmesi gibi reformların da mimarlarından biri olarak biliniyor.
Kardinaller, yeni Papa’dan istismar vakalarıyla mücadele, ekonomik şeffaflık, çevre duyarlılığı, barış ve birliktelik gibi konularda reformları sürdürülmesini bekliyor.
