Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

B. Zeyno Bayramoğlu yazdı | Darbenin gölgesinde futbol

Carlos Caszely: Şili’de faşizme karşı bir futbolcu

B. Zeyno Bayramoğlu yazdı | Darbenin gölgesinde futbol
B. Zeyno BAYRAMOĞLU

1973’ün 11 Eylül sabahı, Şili’de tankların gölgesi sokaklara düşerken, Salvador Allende son kez halkına seslendi:
“Güçleri var, bizi ezebilirler. Ancak, toplumsal süreçler ne suç işlemekle, ne de güç kullanmakla durdurulabilir. Tarih bizimdir, ve tarihi insanlar yaratacak.”

Bu sözlerin ardından yalnızca bir hükümet devrilmedi; bütün bir ülkenin damarlarına işkence ve korku kazındı. Karanlık, insanların coşkuyla bir araya geldiği mekânlara kadar sızdı. Futbol sahaları bile bu zulmün bir parçasına dönüştürüldü. Santiago’daki Estadio Nacional ve Estadio Chile bunun sembolleriydi. Estadio Chile’de, halk ozanı Víctor Jara elleri kırılarak işkence gördü ve kurşuna dizildi. Bugün stadyum onun adıyla anılıyor; böylece bir işkence mekânı, halkın belleğinde bir sanatçının onuruyla yeniden tanımlanıyor.

Dünya bu karanlığı görmezden gelirken, 1974 Dünya Kupası elemesinde Sovyetler Birliği, “kan kokan bir sahaya çıkmayacağız” diyerek Şili’ye gitmeyi reddetti. Tarihe “hayalet maç” olarak geçen o karşılaşma, hiç oynanmamış bir maçın, kanla mühürlenmiş bir ülke tarihine düşen utancıdır.

San Eugenio’dan Monumental’e

Bu karanlık dönemin ortasında sahneye çıkan isimlerden biri Carlos Caszely oldu. 1950’de Santiago’nun San Eugenio semtinde işçi sınıfı bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Çocukluğu yoksulluk içinde geçti ama sokağın tozlu toprağı ona hem oyunun hem de yaşamın direncini öğretti.

Colo-Colo’nun altyapısında yetişti, 1967’de henüz 17 yaşındayken A takıma yükseldi. Kıvrak çalımları, hızı ve oyun zekâsıyla kısa sürede taraftarın gözdesi oldu. Ona verilen “El Chino” lakabı, yüz hatlarından çok sahadaki farklılığına işaret ediyordu. Forvette oynarken yalnızca golleriyle değil, cesaretiyle de öne çıktı.

1973’te Colo-Colo’yu Copa Libertadores finaline taşıdı. Millî takım formasıyla ise 1974 ve 1982 Dünya Kupaları’nda sahaya çıktı. Toplamda 48 golle hâlâ Şili tarihinin en skorer futbolcularından biri olarak anılıyor.

Pinochet’ye Karşı Bir Futbolcu

Pinochet rejimi futbolu propaganda aracına dönüştürmek isterken Caszely başka bir yol seçti. 1974 Dünya Kupası öncesinde düzenlenen törende Pinochet’nin elini sıkmayı reddetmesi, yalnızca bir selamlaşmayı değil, diktatörlüğün meşruiyetini reddetmeyi ifade ediyordu.

Bedeli ağır oldu. Annesi rejimin güvenlik güçlerince kaçırıldı ve işkence gördü. Caszely yıllar sonra bu acıyı şöyle dile getirdi: “Diktatörlüğe ‘hayır’ dediğim için bana bunu en değerli varlığımla ödettiler.”

Onun sahadaki protestoları da unutulmazdı. Doğu Almanya maçı öncesinde Şili milli marşı okunurken farklı bir ezgiyi ıslıklaması ülkeyi şoke etti. Bir futbolcunun basit bir jesti, rejimin inşa etmeye çalıştığı sahte bütünlüğü parçalamaya yetti.

Yazar Jorge Montealegre’nin sözleriyle: “Herkes ailesine ne olduğunu, Pinochet’nin elini sıkmayı reddettiğini biliyordu. Bu cesaret eylemi, ‘keşke ben de yapabilseydim’ diyen birçok insanla özdeşleşti.”

Pinochet’nin yıllar sonra “kravatını keserim” sözlerine verdiği yanıt, onun kişisel manifestosu gibiydi: “Kesebilirsiniz; ama kalbim sonsuza kadar kırmızı kalacak.”

Bir Futbolcunun Ardında Kalan Çağrı

Carlos Caszely sahadan çekildiğinde yalnızca bir golcü değil, bir çağrı da bırakmıştı: zulmün karşısında sessiz kalmamanın çağrısı. Eric Cantona’nın ifadesiyle:
“Top auta çıktığında ağlayabilirsin… ama özgürlüğünü kaybettiğinde ne yaparsın: ağlar mısın, yoksa savaşır mısın?”

Bugün Colo-Colo’nun Estadio Monumental girişinde duran 2.60 metrelik bronz heykel, onun yalnızca gollerini değil, insani değerlerini ve toplumsal bilincini onurlandırıyor. Caszely’nin sesi, bir işkence döneminin gölgesinden yükseldi ve artık taşta, bellekte, tribünlerde yaşamaya devam ediyor.

Benzer Haberler