Avrupa Konseyi (AK) Bakanlar Komitesi’nin 25 yılı aşkın süredir İmralı’da tutulan Abdullah Öcalan için “umut hakkı” kararı için verdiği süre yaklaşık 3 ay sonra Eylül 2025’te dolacak.
HABER MERKEZİ – Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’taki “Demokratik Toplum Çağrısı” sonrası örgütün de 12 Mayıs’ta fesih kararını açıklamasıyla gözler devletin atacağı yasal adımlara çevrildi.
Bayramdan önce çıkarılan 10’uncu yargı paketinde siyasi mahpuslarla ilgili herhangi bir düzenleme yer almazken, AKP ve MHP’li yetkililer birtakım düzenlemelerin Eylül-Ekim aylarına ertelendiğini açıkladı. Paket görüşmelerinde başta DEM Parti olmak üzere muhalefetin önerilerine ve şerhlerine ise kulak tıkandı.
BAKANLAR KOMİTESİ’NİN TANIDIĞI BİR YILLIK SÜRE DOLUYOR
PKK’nin fesih kararını açıklamasından beri vurguladığı Öcalan’ın fiziki koşullarının düzeltilmesine ilişkin talepler ise henüz karşılanmış değil. Kurban Bayramı’nda İmralı’da gerçekleşen aile görüşmesi dışında Öcalan ile resmi ya da sürecin ilerlemesine yönelik çalışmaları için yeni görüşmeler yapılıp yapılmadığı bilinmiyor.
Bu çerçevede Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi (AKBK), Öcalan için “umut hakkı” kararını 17-18 Eylül 2024’te gündeme almış ve Türkiye’ye adım atması için bir yıl süre vermişti. Bu süre Eylül 2025’te yani yaklaşık 3 ay sonra doluyor.
BAHÇELİ 7 AY ÖNCE GÜNDEME GETİRDİ
Umut hakkı, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim 2024’te yaptığı konuşmada dile getirmesiyle Türkiye siyasetinde gündem olmuştu. Bahçeli konuşmasında “Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse, ‘umut hakkı’nın kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın” dedi.
Bu sözlerin üzerinden yaklaşık 7 ay kadar bir zaman geçti fakat henüz resmi bir adım atılmadı.
Adalet Bakanı’nın ‘umut hakkı’ yanıtına DEM Parti’den tepki – ‘Yapıcı dilden uzak’
×Umut hakkı, ömür boyu hapis cezasına çarptırılan ve koşullu salıverme imkanından yararlanamayan mahkumların durumuyla ilgili bir düzenleme. Bu düzenleme, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM’) 2013 yılında İngiltere’de “Vinter ve diğerleri” olarak anılan davayla ilgili değerlendirmesini esas alıyor. Bu davada AİHM, ömür boyu hapis cezalarının belirli bir süre sonra gözden geçirilmesine veya tahliye şansı olmadan uygulanmasının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 3. maddesinin ihlali anlamına geldiğine hükmetmişti.
AİHM TOPLAM 3 KARAR VERDİ
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin Öcalan’ın kararı için toplanmasının sebebi ise AİHM’in 18 Mart 2014 tarihindeki değerlendirmesine dayanıyor. 2003 yılında avukatları tarafından AİHM’ye yapılan başvuru, Öcalan’a uygulanan hükmün AİHS’nin işkence ve diğer kötü muameleyi yasaklayan 3. maddesine aykırı olduğu belirtilerek yapıldı.
AİHM tıpkı “Vinter ve diğerleri” davasında olduğu gibi Öcalan’ın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının koşullu salıverilme hakkı olmaksızın infaz edilmesi ile ceza infaz kurumunda yalnız tutulma koşullarının AİHS’nin 3. maddesini ihlal ettiğine hükmetti. AİHM ayrıca bu karar çerçevesindeki yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi gerektiğini de belirtti. Bu karar, umut hakkı özelinde Türkiye aleyhine verilmiş ilk karar oldu.
AİHM bu kararın ardından benzer iki hükmü de Hayati Kaytan, Emin Gurban ve Civan Boltan başvuruları üzerine kararlaştırdı. 15 Eylül 2015 tarihli Kaytan/Türkiye kararında da benzer şekilde, iç hukukta mutlak müebbet hapis cezasının gözden geçirilmesine yönelik herhangi bir mekanizma veya imkân sağlanmadığı hallerde, bu cezanın artık işkence ve kötü muamele, yasağına aykırılık teşkil ettiğine karar verdi. Mahkeme üçüncü ve benzer kararını ise 15 Aralık 2015 tarihli Gurban/Türkiye dosyasında tahliye umudu olmayan müebbet cezasına ilişkin aldı.
×
NE OLMUŞTU?
İmralı’daki tutulan Abdullah Öcalan konusundaki 2 kararının üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen Türkiye tarafından söz konusu ihlalleri ortadan kaldırmaya dönük herhangi bir düzenleme yapılmadı.
Bunun üzerine AİHM kararlarının yerine getirilip getirilmediğini denetleyen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla ilgili umut hakkı üzerine yasal düzenlemeler ve uygulama değişikliklerinin sağlanması için Türkiye’ye yönelik denetim sürecini başlattı.
17-18 Eylül 2024’te toplantıda bu konuyu gündeme alan Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi son olarak Türkiye’ye 1 yıl süre verdi.
Açıklamalar, İmralı ziyaretleri ve fesih kararı | Sürecin adım adım gelişim evreleri