Gerçeğe yeni ses
Nûmedya24

Barış için ilk adım cezaevlerinde atılmalı |

631 hasta tutuklu yaşam mücadelesi veriyor

Barış için ilk adım cezaevlerinde atılmalı |

Cezaevlerine ilişkin raporda, 631 hasta tutuklunun insanlık dışı koşullara karşı yaşam mücadelesi verdiği vurgulandı; “Barışçıl bir gelecek için ilk adım hapishanelerden atılmalıdır” denildi.

HABER MERKEZİ – MED Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED) ile Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine dair hazırladıkları 6 aylık raporu Diyarbakır’da düzenledikleri basın toplantısıyla açıkladı.

Raporda, cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin münferit olmaktan çıktığı, yapısal ve sistematik bir hale gelerek derin bir insan hakları krizine dönüştüğü vurgulandı.

İhlaller başlıklar halinde şöyle sıralandı:

×İşkence ve kötü muamele

Keyfi disiplin cezaları

Sürgün uygulamaları

Tahliyesi yaklaşan tutukluların infazının soyut gerekçelerle yakılması

Sosyal faaliyet ve iletişim haklarının engellenmesi

Sağlık hizmetlerine erişimin sistematik şekilde kısıtlanması

Ağır hasta tutukluların tedavisiz bırakılması

Raporu açıklayan MED TUHAD-FED temsilcisi Berivan Bekçi, 6 ayda 115 cezaevinden yaklaşık 3 bin 500 başvuru aldıklarını söyledi.

631 HASTA TUTUKLU İNSANLIK DIŞI MUAMELELERE MARUZ KALIYOR

631 hasta tutuklunun insan onuruna aykırı uygulamalara karşı yaşam mücadelesi verdiği belirtilen açıklamada, “Tedavi ve ilaca erişim hakkı sistematik biçimde engellenmekte, tutsaklar ağız içi arama ve kelepçeli muayene gibi insanlık dışı uygulamalara maruz kalmamak adına hastaneye gitmekten vazgeçmek zorunda kalmaktadır” ifadeleri yer aldı.

דKötü koşullar sağlıklı bireyleri dahi kısa sürede hasta edebilecek nitelikteyken, hapishanelerde hastalanan birçok kişi tedaviye ulaşamamakta, tahliyeleri ise keyfi bir biçimde engellenmektedir. Adlı Tıp Kurumu çoğu zaman bilimsel verilerden uzak taraflı ‘cezaevinde kalabilir’ raporu düzenlemekte; ‘cezaevinde kalamaz’ raporu alanlar ise ‘toplum güvenliği için tehdit’ gibi akıl dışı gerekçelerle tahliye edilmemektedir.”

Raporda ayrıca yasal infaz sürelerini tamamlamış çok sayıda siyasi tutuklunun, “pişmanlık göstermediği” veya soyut, hukuki temelden yoksun değerlendirmeler nedeniyle tahliye edilmediğine dikkat çekildi ve halen 359 mahpusun bu nedenle cezaevlerinde tutulduğu bilgisi paylaşıldı.

Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilen yaklaşık 400 tutuklunun, yıllardır tek kişilik hücrelerde, sosyal ilişkilerden tamamen izole edilerek tutulduğuna dikkat çekilen açıklamada, bu uygulamanın yalnızca fiziksel değil, ruhsal bütünlüğü de derinden sarsmakta; insan onurunu sistematik biçimde ihlal ettiği kaydedildi.

Bu uygulamanın AİHM’in kararlarına açıkça aykırı olduğuna dikkat çekilen raporda umut hakkı konusunun bireyleri sadece cezaevinden değil, dışarıdaki toplumdan da koparan politik bir cezalandırma anlayışına karşı durduğu belirtildi:

“Umut hakkı, geçmişle barışmanın, demokratik toplum sözleşmesini yeniden kurmanın ve kapsayıcı bir barışı inşa etmenin ön koşuludur.”

CEZAEVLERİNDE ADALET OLMADAN DIŞARIDA BARIŞ OLMAZ

Açıklamada Kürt sorununda yeni çözüm sürecine de değinildi ve toplumsal barışın en çok tutukluların haklarının tanınmasıyla başlayabileceği belirtildi.

Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

דBugün kadın, hasta ve politik tutsaklara uygulanan bu infaz politikası, hukuk devleti ilkesinden sapmanın ve intikamcı zihniyetin açık göstergesidir. Sayın Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla gelişen diyalog sürecinin ruhuna uygun bir yaklaşım ile barışçıl bir gelecek için ilk adım hapishanelerden atılmalıdır. İnfazda eşitlik, insan onuruna saygı, umut hakkının tanınması ve siyasi tutsaklara dönük düşman ceza hukuku uygulamalarına son verilmesi, yalnızca bir adalet meselesi değil aynı zamanda barışın toplumsal zemininin kurulması için zorunludur. Bu nedenle tüm yetkililere ve topluma çağrımızdır; hapishanelerde adalet olmadan dışarıda barış olmaz.”

Benzer Haberler