16 Haziran’da, bir grup bilim insanı, Atlantik Okyanusu’nun kuzeydoğusunda yer alan ve 200.000 varil nükleer atık barındıran bölgeyi incelemek üzere bir keşif gezisine çıkacak.
HABER MERKEZİ- Dünya çapında nükleer atıkların okyanuslara dökülmesi, 1990’lı yıllarda yasaklanmadan önce yaygın bir uygulamaydı. Bu yöntem, atıkların denizlere gömülmesiyle, radyoaktif maddelerden kurtulma çabası olarak görülüyordu.
1946 ile 1993 yılları arasında, Fransa da dâhil olmak üzere 14 ülke, okyanusların çeşitli bölgelerine 80’den fazla noktada bu atıkları bırakmıştı. En büyük konsantrasyon, 200.000 varilin bulunduğu Atlantik Okyanusu’nun kuzeydoğusuydu.
Fransız Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi (CNRS), bu bölgedeki atıkların incelenmesi için, 16 Haziran’da bir grup bilim insanı, Fransız okyanografik filosu ile işbirliği içinde bir keşif görevine başlayacak. Ekip, deniz bilimleri, nükleer fizik, kimya ve biyoloji gibi farklı alanlarda uzmanlaşmış araştırmacılardan oluşuyor. Keşif için kullanılan en gelişmiş teknoloji ise, okyanus derinliklerine dalabilen otonom robot “UlyX”.
ULYX’İN İLK OKYANUS DENEYİMİ OLACAK
“UlyX” robotu, okyanus yüzeyinin 6.000 metre derinliklerine kadar inebilecek kapasiteye sahip. Robot, sonar teknolojisi kullanarak geniş alanları haritalayabilecek ve varillerin konumlarını tespit edebilecek. Ayrıca, okyanus tabanına yaklaşarak fotoğraf çekebilecek. Bu teknoloji, önceki keşiflerden çok daha kapsamlı bir inceleme yapılmasına olanak tanıyacak.
OKYANUSTA 200 BİN VARİLLİK DEV RADYOAKTİF TEHLİKE
Okyanusun derinliklerinde, radyoaktif maddelerin nasıl davrandığı hâlâ net bir şekilde anlaşılmamış durumda. 1980’lerde yapılan incelemelere göre, nükleer atıkların denizlere gömülmesi, okyanuslarda herhangi bir radyoaktif kirlilik artışı göstermemiş.
Bilim insanları, bu varillerin uzun yıllar boyunca denizin derinliklerinde kaldıktan sonra, zamanla sızıntılara neden olabileceğini düşünüyor. Bu süreç, varillerin içinde bulunan radyoaktif atıkların deniz ekosistemine ve canlılara zarar verme riskini artırabilir.
Özellikle, stronsiyum-90 gibi maddeler, biyolojik sistemlerde kalsiyumla karışabilir ve gıda zincirine entegre olabilir. Bu, okyanustaki canlılar için potansiyel bir risk oluşturabilir. “UlyX”, bu maddelerin hangi kimyasal formlarda bulunduğunu, hareket edip etmediklerini veya okyanus tabanına gömülüp gömülmediklerini araştıracak.
İki aşamalı bu keşif görevinden elde edilen veriler, halkın erişimine sunulacak ve şeffaflık sağlanacak. Ancak, bilim insanları bu görevin amacının, geçmişteki uygulamaları değerlendirmektense, daha doğru ve kesin veriler elde etmek olduğunu vurguluyor. Uzmanlar, bu tür araştırmaların, okyanusların korunması ve gelecekteki nükleer atık yönetimi için hayati öneme sahip olduğunu belirtiyor.