Fransa’nın Marsilya Limanı’nda çalışan işçiler, İsrail ordusuna gönderilmek istenen makineli tüfek parçalarının yüklü olduğu konteyneri teşhis ederek yüklemeyi reddetti. Amnesty Fransa’nın UCM’de yargılanabileceğini söyledi. Fransa’dan silah parçası sevkiyatlarının Ekim 2023’ten beri devam ettiği ortaya çıktı.
HABER MERKEZİ- Fransa’nın güneyinde bulunan Marseille-Fos Limanı’nda çalışan işçiler, İsrail’e gönderilmek üzere hazırlanan bir silah sevkiyatını durdurdu. Liman işçileri, konteynerde makineli tüfek parçaları bulunduğu gerekçesiyle yüklemeyi reddetti. Karar, CGT Liman İşçileri Sendikası tarafından yapılan açıklamayla kamuoyuna duyuruldu.
CGT’ye göre, konteynerde Marsilya merkezli Eurolinks şirketi tarafından üretilen, makineli tüfek mermilerini birbirine bağlayan metal parçalardan oluşan 19 palet yer alıyordu. Bu parçaların İsrail’in Hayfa Limanı’na gönderilmesi planlanıyordu.
Sendika yaptığı açıklamada, “Bu tür sevkiyatlar, İsrail ordusunun Gazze’de yürüttüğü saldırıları beslemektedir. Marseille-Fos Limanı, bir halkı yok eden askeri operasyonlara lojistik destek sağlamamalıdır. Fos Körfezi’nin liman işçileri, İsrail hükümeti tarafından yürütülen soykırıma ortak olmayacaktır” ifadelerine yer verdi.
SEVKİYATI DISCLOSE VE THE DITCH ORTAYA ÇIKARDI
2018 yılında Fransa’da kurulan Disclose haber ağı, gizli bilgiler, devlet ve büyük şirketlerin yolsuzlukları, çevresel sorunlar ve insan hakları ihlalleri gibi konularda araştırmalar yapan bir kuruluş. İrlanda merkezli The ditch adlı araştırma gazeteciliği platformu ile birlikte yürüttüğü ortak çalışma sonucu bu olayı ortaya çıkardı.
Disclose’un haberine göre, Fransa’dan İsrail’e benzer sevkiyatlar Ekim 2023’ten bu yana devam ediyor olabilir. Bu süreç, Fransa’daki silah transferlerinin şeffaf olmaması nedeniyle kamuoyundan gizleniyor.
Fransa Savunma Bakanlığı’nın silah ihracatına dair parlamento raporları ise 22 kategorideki askeri malzeme hakkında güncel, ayrıntılı ve kapsamlı bilgi sunmuyor. Raporda; gönderilen silahların türü, miktarı, nihai kullanım amacı ve kullanıcıya dair net veriler yer almıyor. Üstelik bu raporlar, genellikle çok geç yayımlandığı için çatışmalar sırasında gerçekleşen sevkiyatların takibini imkânsız hâle getiriyor.
LİMANDAN 14 TONLUK MAKİNELİ TÜFEK PARÇALARI YÜKLENECEKTİ
İsrail bandıralı Contship Era adlı kargo gemisinin, Fransa’nın Fos-sur-Mer limanında 14 tonluk makineli tüfek parçası yüklemesi planlanıyordu. Fransız şirket Eurolinks tarafından üretilen bu silah parçalarının, İsrail’in önde gelen savunma sanayi kuruluşlarından Israel Military Industries (IMI) şirketine teslim edilmesi öngörülüyordu. Disclose ve İrlanda merkezli The Ditch medya kuruluşlarının ortak araştırmasına göre, sevkiyat gizlilik içinde planlandı.
Sevk edilmek istenen parçalar, otomatik silahların mermilerini birbirine bağlayan ve sürekli atışa olanak tanıyan “maillon” adı verilen bağlantı parçaları. Bu parçalar, Elbit Systems’in bir yan kuruluşu olan IMI tarafından sipariş edildi. IMI, kendisini “İsrail Savunma Kuvvetleri’nin tek tedarikçisi” olarak tanımlıyor.
BU ÜÇÜNCÜ SEVKİYAT
Bu sevkiyat, 2025 yılı başından bu yana Fos-sur-Mer ile Hayfa arasında yapılan üçüncü gönderi oldu. İlki 3 Nisan’da, yaklaşık 20 ton parça taşındı. İkincisi 22 Mayıs’ta gerçekleşti; bu kez iki milyon bağlantı parçası yüklendi. Bunların bir milyonu ağır silahlar için M9, diğer yarısı ise hafif makineli tüfeklerde kullanılan M27 tipi bağlantılardı. M27 parçalarının, Gazze’de kullanılan Negev 5 makineli tüfeğiyle uyumlu olduğu bildiriliyor. Bu silahın, 29 Şubat 2024’teki “Un Katliamı”nda, yardım konvoyu etrafında toplanan 100’den fazla Filistinli sivilin ölümünde kullanıldığı belirtiliyor.
DENETİMSİZLİK ELEŞTİRİSİ
Habere göre, Eurolinks ile IMI arasındaki iş ilişkisi yeni değil. Ekim 2023’te, Fransız hükümetinin izniyle, Eurolinks firması 100.000 bağlantı parçasını İsrail’e ihraç etmişti. 2024 yılının Mart ayında Fransa Savunma Bakanı Sébastien Lecornu, söz konusu şirketin benzer parçaları İsrail’in silah tedarikçisi IMI Systems’a sattığını doğrulamış, ancak bu parçaların “yeniden ihracat” amacıyla başka ülkelere gönderileceğini açıklamıştı.
Firmanın CEO’su Jean-Luc Bonelli de benzer bir açıklama yapmış, “Lisansların sadece yabancı müşterilere kullanım izni verdiğini” belirtmişti. Ancak Fransa’nın Tel Aviv Büyükelçiliği üzerinden hiçbir denetim yapılmadığı, parçaların gerçekten üçüncü ülkelere gidip gitmediğinin bilinmediği ortaya çıktı.
Aradan geçen sekiz ayda, Savunma Bakanı Lecornu söylem değiştirdi. Senato’da yaptığı konuşmada, parçaların İsrail’de monte edilip tekrar Fransa’ya döndüğünü iddia etti. Lecornu, “Yani İsrail’e silah satışı yapılmadı” dedi. Bakanlıktan güncel bir açıklama talep eden Disclose, bu haber yayımlanana dek yanıt alamadı.
AMNESTY: FRANSA BU SEVKIYATLARLA UCM’DE YARGILANABİLİR
Gelişmelerin ardından Amnesty International Fransa Başkanı Anne Savinel-Barras, Fransız makamlarının çifte standartlı tutumunu eleştirerek, söz konusu silah sevkiyatlarının onaylanması durumunda Fransa’nın “devam eden soykırıma ortak olma” riskiyle karşı karşıya kalacağı uyarısında bulundu.
Amnesty International Fransa Başkanı Savinel-Barras şu açıklamayı yaptı:
“Fransız yetkililer, son cumhurbaşkanlığı açıklamalarıyla tamamen çelişen bir şekilde, tekrar İsrail’e silah sevkiyatı hazırlığında. Bu silahlar, Gazze ve Batı Şeria’da uluslararası hukuka göre ağır suçların işlenmesinde kullanılabilir. Fransa, Gazze’de devam eden ve insan hakları kuruluşları tarafından soykırım olarak tanımlanan süreci durdurmak için harekete geçmekle yükümlüdür. Eğer Fransa İsrail’e savaş malzemesi göndermeye devam ederse, bu soykırımı beslemiş olacaktır.”
Savinel-Barras, bu sevkiyatları sürdüren Fransız yetkililerin ve şirketlerin, uluslararası ceza mahkemelerinde yargılanabileceğini vurguladı.
‘BENİM YÜKLEDİĞİM OBÜSLER PATLAMAYACAK’
Marsilya liman işçilerinin tutumu, savaş karşıtı işçi direnişlerinin tarihsel mirasını yeniden anımsatan bir örnek oldu. 1936-1939 İspanya İç Savaşı sırasında, Madrid’e atılan ama patlamayan bir top mermisinin içinden çıkan bir mesaj bugün hâlâ hafızalarda:
“Yoldaşlar, korkmayın. Benim yüklediğim obüsler patlamayacak. — Bir Alman işçi”
Bu olay, Arturo Barea’nın otobiyografik roman üçlemesinin son cildi olan La llama’da (Alev) anlatılır. Savaş yıllarında Alman, İtalyan, Portekizli ve İspanyol işçiler, fabrikalarda ürettikleri silahları sabote ederek faşizme karşı uluslararası dayanışma göstermişti. Silahlara yerleştirilen gizli notlar, direnişin ve barış talebinin sessiz ama güçlü sesi olmuştu.
Bugün Marsilya’da yaşananlar, yalnızca güncel bir sevkiyatın durdurulması değil; aynı zamanda enternasyonal işçi dayanışmasının ve savaş karşıtı vicdani duruşun günümüzde de sürdüğünü gösteriyor.